9. Hukuk Dairesi 2010/35572 E. , 2013/27 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı ..."nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı, dava dilekçesinde Kütahya Devlet Hastanesini davalı olarak göstermiş, dava dilekçesi de adı geçen hastaneye tebliğ edilmiştir. Mahkeme kararında da yine aynı hastanenin davalı olarak yazılı olduğu, kararın da aynı adrese tebliğ edildiği ancak bu kez hükmün ............... Bakanlığınca temyiz edildiği görülmektedir.
Böyle olunca temsilde yanılma olduğundan ............... Bakanlığına dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmadan sonuca gidilmesi hatalıdır.
Kabule göre de;
a-Dosyada mahkemece ibra edilmeyen ibraname yanında davacıya kıdem, ihbar tazminatı ödendiğine ilişkin ücret bordrosu başlıklı ve miktar içeren davacı imzasını taşıyan belgeler bulunmaktadır. Bu belgeler davacıya gösterilip sorulmadan, mahkemece çıplak gözle dahi davacının imzası ile farklı olduğu hükme yazılmıştır.
Öncelikle davalı şirketten anılan belgelerin aslını ibraz etmesi istenmeli, edildiğinde imza davacıya gösterilip sorulmalı ve davacı tarafından imza inkar edildiğinde uzman bilirkişiye imza incelemesi yaptırılması gerektiği hususu düşünülmelidir. Yazılı şekilde miktar taşıyan bu belgelerin eksik inceleme ile geçersizliğine karar verilmesi isabetsizdir.
b-Kıdem tazminatına uygulanması gereken faizin türü ve başlangıcı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 120 nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte bulunan 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin onbirinci fıkrası hükmüne göre, kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir.
Faiz başlangıcı fesih tarihidir. İş sözleşmesinin ölüm ya da diğer nedenlerle son bulması faiz başlangıcını değiştirmez.
Ancak, yaşlılık, malullük aylığı ya da toptan ödeme almak için işyerinden ayrılma halinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa başvurduğunu belgelemesi şarttır. Bu halde faiz başlangıcı da anılan belgenin işverene verildiği tarihtir.
Emekliliğe hak kazanma belgesi işverene bildirilmemişse, işverence kıdem tazminatı olarak ilk taksitin ödendiği tarih bakiye kıdem tazminatı için faiz başlangıcı sayılmalıdır. Böyle bir taksit ödemesi de olmadığı durumlarda faiz başlangıcı, davanın açıldığı ya da icra takibinin yapıldığı tarihtir.
Kıdem tazminatı gecikme faizi niteliğinde olduğundan, faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz. Dairemiz kararları bu yönde kökleşmiştir. (Yargıtay 9.HD. 27.6.2005 gün 2005/19196 E, 2005/22752 K.). Faiz alacağı başlı başına icra takibi ya da davaya konu olsa dahi, faiz niteliğini kaybetmediğinden ayrıca faize hak kazanılamaz.
Somut olayda; davacının emekli olmak için iş yerinden ayrıldığı uyuşmazlık konusu değildir, ancak davacının emekli olduğu kuruma başvurduğunu ve yaşlılık aylığı bağlandığını gösteren belgeyi iş verene ibraz .ettiği tarihi gösteren belge dosyada mevcut değildir.Bu belge getirtilmeden ve davacı ... dilekçesindeki emeklilik tarihini de iki gün daha geriye götürür şekilde, kıdem tazminatına 18.02.2009 tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi yerinde değildir.
c- Harçlar Yasası gereğince ............... Bakanlığı harçtan muaf olduğu halde, karar ve ilam harcının sadece diğer davalı şirketten alınmasına karar verilmesi gerekirken, müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.