Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/638
Karar No: 2018/751

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/638 Esas 2018/751 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2018/638 E.  ,  2018/751 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında ... köyünde bulunan 9433 m2 yüzölçümlü 245 ada 1 parsel ... adına, 25691 m2 yüzölçümlü 245 ada 2 parsel... Eczacıbaşı AŞ. adına, 8526 m2 yüzölçümlü 245 ada 3 parsel ... adına, 5397 m2 yüzölçümlü 245 ada 4 parsel ... adına, 803 m2 yüzölçümlü 245 ada 5 parsel ... adına, 769 m2 yüzölçümlü 245 ada 6 parsel ... adına, 3652 m2 yüzölçümlü 245 ada 7 parsel ...adına, 4790 m2 yüzölçümlü 245 ada 8 parsel ... adına, 671 m2 yüzölçümlü 245 ada 9 parsel ... adına, 199 m2 yüzölçümlü 245 ada 10 parsel ... adına, 100 m2 yüzölçümlü 245 ada 11 parsel ... adına, 1565 m2 yüzölçümlü 245 ada 12 parsel ... adına, 15531 m2 yüzölçümlü 245 ada 13 parsel ... adına, 3242 m2 yüzölçümlü 245 ada 14 parsel ... adına, 2927 m2 yüzölçümlü 245 ada 15 parsel ... adına, 4087 m2 yüzölçümlü 245 ada 16 parsel ... adına, 4573 m2 yüzölçümlü 245 ada 17 parsel ... adına, 24343 m2 yüzölçümlü 245 ada 18 parsel ... adına, 4662 m2 yüzölçümlü 245 ada 19 parsel ... adına, 979 m2 yüzölçümlü 245 ada 20 parsel ... adına, 6209 m2 yüzölçümlü 245 ada 21 parsel ... adına, 46570 m2 yüzölçümlü 245 ada 22 parsel Hazine adına, 35580 m2 yüzölçümlü 245 ada 23 parsel, 20878 m2 yüzölçümlü 245 ada 24 parsel, 35745 m2 yüzölçümlü 245 ada 25 parsel ve 7653 m2 yüzölçümlü 245 ada 26 parseller ise ... Eczacıbaşı AŞ. adına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak tespit edilmiş 20/12/2014 - 19/01/2015 tarihleri arasında tutanaklar askı ilanına çıkarılmıştır.
    Davacı Orman Yönetimi, kısmi ilan süresi içerisinde 25/02/2014 tarihli dava dilekçesi ile, Muğla ili ... ilçesi ... köyünde yapılan kadastro sonucu oluşturulan 245 adada yer alan taşınmazların evveliyatı ve fiili durumu itibari ile orman sayılan yerlerden olduğunu belirterek bu taşınmazlara ilişkin orman tahdidinin iptali ile bu taşınmazların orman vasfı ile tescillerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
    Mahkemece, dava edilen 245 adada yer alan 1 ila 26 parsellerin tutanak asılları dosya içerisine alınıp tespit malikleri davaya dahil edildikten sonra, davalı Hazine bakımından husumetten ve diğer davalılar yönünden ise esastan davanın reddine,
    1-) ... mahallesi 245 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ... adına,
    2-) ... mahallesi 245 ada 2, 23, 24, 25 ve 26 parsel sayılı taşınmazların, davalı...Eczacıbaşı Endüstriyel Hammaddeler Sanayi ve Ticaret A.Ş. adına,
    3-) ... mahallesi 245 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına,
    4-) ... mahallesi 245 ada 6 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına,
    5-) ... mahallesi 245 ada 7 parsel sayılı taşınmazın, davalı ... adına,
    6-) ... mahallesi 245 ada 13 ve 19 parsel sayılı taşınmazın, davalı ... adına,
    7-) ... mahallesi 245 ada 10 ve 14 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına,
    8-) ... mahallesi 245 ada 8, 11 ve 15 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına,
    9-) ... mahallesi 245 ada 4 ve 16 parsel sayılı taşınmazın, davalı ... adına,
    10-) ... mahallesi 245 ada 12 ve 19 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına,
    11-) ... mahallesi 245 ada 3,17 ve 20 parsel sayılı taşınmazın, davalı ... adına,
    12-) ... Mahallesi 245 ada 18 ve 21 parsel sayılı taşınmazın, davalı ... adına
    13-) ... mahallesi 245 ada 22 parsel sayılı taşınmazın, davalı Hazine adına tespitine ve tapuya tesciline, karar verilmiş hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; 9.01.2014-27.02.2014 tarih aralığında ilan edilen 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi gereğince yapılan orman ve arazi kadastrosuna itiraza ilişkindir
    3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi gereğince yapılan orman ve arazi kadastrosu sırasında kısmi ilan süresi içerisinde Orman Yönetimi eldeki davayı açmış olup, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4/3. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosunda 6831 ve 3402 sayılı kanun hükümleri iç içe ve birlikte uygulandığından orman sınırları dışında bırakılan taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Kanunun 26/4. maddesi gereğince henüz olumlu tesbit tutanağı ve haritası düzenlenmemiş olmakla birlikte orman olmadığı konusunda "olumsuz tutanak ve harita düzenlendiği" kabul edilip, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince kadastro Mahkemesinin görevi (yetkisi) başlayacağı Çevre ve Orman Bakanlığının ya da Orman Genel Müdürlüğünün otuz günlük kısmi ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabileceği, açılacak bu davada yapılan kadastro işlemin özelliği ve açılacak davanın niteliği nedeniyle bu davada husumetin Hazine veya taşınmazın içinde bulunduğu köy tüzelkişiliği yada davaya konu taşınmaza zilyet olanlara yöneltilebileceği, kendilerine husumet yöneltilerek dava açılan özel yada tüzel kişilerin gerçek hak sahibi olmadığı gerekçesiyle dava husumet yönünden red edilmeyip, kadastro mahkemesinin, dava dilekçesinde nitelikleri bildirilen taşınmazın tesbit tutanağının, malik hanesi açık bırakılmak suretiyle düzenlenip, kanun ve yönetmelik hükümlerine göre mahkemeye gönderilmesini kadastro müdürlüğünden istemesi gerektiği, tesbit tutanağı düzenlenmeden keşif yapılması halinde, keşif sırasında belirlenecek hak sahiplerinin davaya katılması, bu arada tesbit tutanağının gönderilmesi halinde dava dosyası ile birleştirip 3402 sayılı Kanunun 27, 28 ve 29. maddeleri gereğince yargılamaya devamla, tespit tutanağında yazılı hak sahiplerini de davaya katıp, husumet yaygınlaştırılarak taraf oluşturulduktan sonra 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece resen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibi adına tesciline karar verilmesi gerekir.
    Bu ilkeler gözönünde bulundurulduğunda, kısmi ilanda açılan bu davada davalı olarak gösterilen Hazine hakkında husumetten red kararı verilmesi doğru olmadığı gibi, 3402 sayılı Kanunun 30/2 maddesinde düzenlenen “re’sen araştırma” ilkesi gereğince yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur.
    Şöyle ki dava konusu taşınmazlardan 245 ada 23-24-25 parsel sayılı taşınmazlar hakkında 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/334 E.-2013/199 K. sayılı dava dosyasında MK"nın 713 maddesi uyarınca tescil davası açıldığı, kadastrodan önce bu taşınmazların davalı olduğu, Dairede aynı gün temyiz incelemesi yapılan Dairenin 2017/9819 Esas sayılı dosyada taşınmazlar için kadastro tutanağı düzenlendiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verildiği, dava konusu taşınmazlardan 245 ada 25 parsel sayılı taşınmazın kadastro mahkemesinin 2015/25 Esas sayılı dosyasında, 245 ada 23, 24, 25 ve 26 parsel sayılı taşınmazların ise kadastro mahkemesinin 2015/24 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu anlaşılmasına rağmen mahkemece bu hususlar araştırılmamış, aynı taşınmazlara ilişkin derdest davaların birleştirilip birleştirilmeyeceği düşünülmemiştir.
    Ayrıca hükme esasa alınan orman bilirkişi raporunda 1958-1973-1996 tarihli memleket haritaları değerlendirildiği halde dayanağı hava fotoğrafları incelenmek sureti ile davalılar yararına kazandırıcı zamanaşımı yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmamıştır.
    O halde mahkemece keşifte uygulandığı bildirilen memleket haritalarının dayanağı hava fotoğrafları, taşınmazların davalı olduğu diğer dosyalar getirdikten sonra 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ihya olarak kabul edilemez) ve imar ihyanın tamamlandığı tarihten tesbit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ve kadastro tesbit tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen streoskopik çift hava fotoğraflarının streoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun, anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir.
    Somut olayda mahkemece, anlatılan biçimde bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
    O halde mahkemece, keşifte uygulanan 1958, 1973 ve 1996 tarihli memleket haritalarının dayanağı olan hava fotoğrafları ile varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; taşınmazların toprak yapısı, bitki örtüsü, ağaçların yaşı, cinsi, sayısı, kapalılık durumu, çevresi, incelenmeli, yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ve hava fotoğrafının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri, ayrıca hava fotoğrafı stereoskop aleti ile inceletilip çekişmeli taşınmazların üzerinde neler gözüktüğünü belirtir şekilde ve taşınmazların 6831 sayılı Kanunun 17/2 anlamında orman içi açıklık olup olmadığının değerlendirildiği, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, açıklanan yöntemlerle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, davalı gerçek kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri gereğince imar-ihya ve zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının araştırılması gerekeceğinden, bu kez fen, orman ve ziraat bilirkişi tarafından dava konusu taşınmazların bulunduğu yere ilişkin olarak tespit tarihinden 15-20 yıl öncesine ait 1/20000 ve 1/25000 ölçekli stereoskopik hava fotoğrafları, memleket haritaları topoğrafik harita ve kadastro paftası ile çakıştırıldıktan sonra mahalline uygulanmalı, stereoskop aletiyle incelenmeli, taşınmaz üzerinde tam olarak hangi tarihten itibaren zilyetliğin başladığı belirlenmeli, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlayıp tamamlandığı, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmazlar başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, keşif sırasında taşınmazların çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak ve taşınmazlar fotoğraf üzerinde gösterilerek dava dosyası içine konulmalı, varsa vergi kayıtları ile davanın açıldığı tarihten önce ya da sonra Hazine yetkilileri tarafından hazırlanan idari tahkikat ve haksız işgal (ecrimisil) tutanakları varsa bu tutanaklar da yerine uygulanıp tutanaklarda ismi yazılı kişiler tanık sıfatıyla dinlenilmeli, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin, 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen ikinci fıkrası hükümleri nazara alınarak yapılması gerektiği düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmazlar olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu müdürlükleri ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazların sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin 10. maddesinin değişik ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden kanunun amacına uygun rapor alınmalı, kadastro mahkemesinde ve asliye hukuk mahkemesinde dava konusu taşınmazlar hakkında devam eden derdest davaların birleştirilip birleştirilmeyeceği düşünülmeli, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
    Ayrıca dava konusu olan 245 ada 9 parsel sayılı taşınmazla ilgili hüküm kurulmamış, 245 ada 19 parselle ilgili olarak hükmün 6. ve 10. bentlerinde iki kez farklı kişiler adına tescil hükmü kurulmuş olması da doğru değildir
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/02/2018 günü oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi