Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2917
Karar No: 2018/760

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/2917 Esas 2018/760 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacılar, belirtilen taşınmazları 1990 yılında satın aldıklarını ve üzerinde herhangi bir takyidat olmadığını ileri sürerek, orman vasfıyla Hazine adına tapuya tescil edildiğini ve tapuların iptali ile zarara uğradıklarını belirterek tazminat talep etmişlerdir. Mahkeme, davacıların talebini kabul ederek davalı Hazine'nin toplamda 410.826,00 TL tazminat ödemesine karar vermiştir. Ancak ıslah dilekçesinde arttırılan dava değeri için tamamlama harcı yatırılmamıştır. Bu nedenle mahkemece, Harçlar Tarifesi uyarınca ıslah edilen dava değeri üzerinden ıslah harcını ödemesi konusunda davacılara süre verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Kanun maddeleri ise; Türk Medenî Kanunu'nun 1007. maddesi ve Harçlar Kanunu'nun 32. maddesidir.
20. Hukuk Dairesi         2016/2917 E.  ,  2018/760 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVACILAR : ... ve Ark.

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili 17/03/2015 havale tarihli dava dilekçesi ile özetle: ... ilçesi, ...mahallesi, ...Yanı mevkiinde kain 1000 ada 1 ve 3, 1001 ada 9 ve 11 parsel sayılı taşınmazların müvekkili davacılar tarafından 20/06/1990 tarihinde satın alındığını ve o tarihte taşınmazlar üzerinde herhangi bir takyidat bulunmadığını, yaklaşık yirmi yıl sonra, taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğundan Orman Yönetimi tarafından 18/03/2013 tarihinde açılan davalar sonucu Fatsa 1. Asliye Hukuk Mahkemenin 2013/96 - 97 - 98 - 345 E. sayılı dosyalarında davaların kabul edilip taşınmazların orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verildiğini ve kararların temyiz kanun yolundan geçerek kesinleştiğini, tapuların iptali ile zarara uğrayan müvekkilinin zararının Türk Medenî Kanununun (TMK) 1007. maddesi kapsamında tazmin edilmesi gerektiğini ileri sürerek şimdilik her bir taşınmaz için 2.500.-TL olmak üzere toplam 10.000.-TL"nin karar tarihinden (18/03/2014) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davacılar vekili 29/12/2015 havale tarihli ıslah dilekçesiyle dava değerini 410.826,00.-TL"ye yükselterek, tapu devrinin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde davanın öncelikle idari yargıda görülmesi gerektiğini, süresinde açılmadığını, davanın husumetten de reddi gerektiğini, tazminata esas teşkil edecek tapu kaydının iptaline Hazine sebebiyet vermediğini, davacının iyiniyetle taşınmazları satın almadığını, istenilen tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Yargılama sırasında davacı ..."nun vefatı sebebiyle mirasçıları davaya dahil edilerek yapılan yargılama sonucu mahkemece davanın kabulü ile 410.826,00.-TL tazminatın 18/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikle davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sebebiyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
    492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak, ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır” hükmüne yer verilmiştir.
    Harçlar Kanununda, harç alınması veya tamamlanması yanların isteğine bırakılmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi hükme bağlanmış ve yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır. Nitekim bu ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 12.10.2011 gün ve E: 2011/3-629, K: 2011/613 ile 23.10.2013 gün ve E: 2013/7-31, K: 2013/1481, 24.12.2013 gün ve 2013/21- 445 E. - 2013/1625 K. sayılı ilâmlarında da benimsenmiştir.
    Yargılama aşamasında taraflardan her biri, yapmış olduğu usûl işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Kural olarak ıslah işlemi harca tâbi bir işlem olup; ıslah edilen husus, değer artırımı ise nispi tarifeye göre, değilse maktu harç yatırılmalıdır. Davacı taraf, 492 sayılı Kanun kapsamında kendisi harçtan muaf olmadığı gibi, işlemi de yargı harçlarından müstesna değildir. Davacının yargı harçlarını ödeme yükümü altında olduğu anlaşıldığına göre, ıslah edilen dava değeri üzerinden nisbi tarifeye göre ıslah harcı ödenmedikçe eldeki davaya devam etme olanağı bulunmamaktadır. Davalı taraf harçtan muaf olsa dahi ıslah harcının alınması gerekir. Islah edilen miktar yönünden bakiye nispi karar ve ilâm harcı ödenmeksizin sonraki işlemlerin yapılmasına olanak bulunmamaktadır.
    Somut olayda davacılar vekili dava dilekçesinde 10.000.-TL tazminat talebinde bulunmuş, 29/12/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile de dava değerini 410.826,00.- TL"ye arttırmış, ıslah dilekçesinde artırdığı değer için tamamlama harcı yatırmamıştır.
    Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler gözardı edilerek, ıslah harcı alınmadan yargılamaya devamla işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Bu durumda; mahkemece, yürürlükteki Harçlar Tarifesi uyarınca ıslah edilen dava değeri üzerinden ıslah harcını ödemesi konusunda davacılara usûlünce süre verilip tüm eksik harç tamamlanırsa ıslah edilen miktar üzerinden hüküm kurulması, ıslah harcının ödenmemesi halinde dava dilekçesindeki dava değeri üzerinden hüküm kurulması gerekirken, harcı yatırılmayan ıslah dilekçesine değer verilerek yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 08/02/2018 günü oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi