Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3432
Karar No: 2022/5116
Karar Tarihi: 26.05.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/3432 Esas 2022/5116 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2022/3432 E.  ,  2022/5116 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 24. HUKUK DAİRESİ
    VEK. AV. ...


    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; dava dışı ... Kooperatifi ile aralarında 28.04.2003 tarihinde ... Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme gereğince taşınmazların bitirilerek teslim edildiğini, 08.01.2007 tarihinden itibaren davalı ... sakinlerinin konutlara taşınmaya başladıklarını, ancak su aboneliğinin davalı tarafından devralınmadığını, davalı ... sakinlerinin su faturalarının aralarında toplanarak ödeneceği yönünde beyanda bulunmalarına rağmen ödeme yapılmadığını, 08.01.2007-15.11.2012 tarihleri arasında su tüketim bedellerini kendilerinin ödemek zorunda kaldığını, en nihayetinde kendileri adına olan su aboneliğinin 04.12.2012 tarihinde sona erdiğini, ödedikleri fatura bedellerinin tahsili amacıyla davalıya ihtar gönderdiklerini ancak bir sonuç alamadıklarını, bunun üzerine ödenen fatura bedellerinin tahsili amacıyla ile Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2016/14841 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattıklarını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %20’si oranından az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, 2009 eylül ayı ile 2012 aralık ayı arasında harcanan su bedellerinin ...’ye elden ödendiğini, makbuzlarının mevcut olduğunu, makbuz asıllarının ise site yönetim defterine işlendiğini, su aboneliğini almak istediklerini ancak davacının 2007-2009 yılları arasında şantiye aboneliğinden kaynaklı olarak borcu bulunması sebebiyle aboneliği devralamadıklarını, davacı şirketin 6 yıl boyunca 169 dairenin kullandığı su bedelini ödeyip, 2016 yılına kadar ödediği bedeli talep etmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 58.165,85 TL asıl alacak ve 344,21 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 58.510,06 TL üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hükme karşı taraflar istinaf talebinde bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi'nce, tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-6763 sayılı yasa ile 6100 sayılı HMK'na eklenen geçici 1. madde uyarınca, aynı kanunun 362. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, yeniden değerleme oranına göre 01.01.2022 tarihinden itibaren 107.090 TL’ye çıkarılmıştır. Davalının temyiz incelemesine konu ettiği miktar, karar tarihi (09.02.2022) itibariyle 107.090,00 TL’yi geçmediğinden HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince davalının temyiz hakkı bulunmamaktadır. O nedenle miktar itibariyle kesin olan karara ilişkin davalının temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    2- Davacı eldeki dava ile, davacı dışı kooperatif ile akdedilen kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği inşa edilen taşınmazların kat maliklerine teslim edildiğini, ancak davalının kendi adlarına olan su aboneliğini devralmaması sebebiyle 08.01.2007-15.11.2012 tarihleri arasında su tüketim bedellerini ödemek zorunda kaldıklarını, ödedikleri bedelin tahsili amacıyla davalı aleyhine takip başlattıklarını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, takibe vaki itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş; davalı inşaatın 2009 yılında bitirildiğini, bu tarihten sonra taşınmaza taşınmaya başlandığını, davalının talep ettiği su tüketim bedelinin kendileri tarafından ödendiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    İlk derece mahkemesince; dava konusu yapıdaki su tüketiminin davacının abonesi olduğu şantiye tarifesi üzerinden tahakkuk ettirilerek davacı tarafından ödendiği, dava konusu su borcunun fatura üzerinden tahakkuk ettirildiği ve faturası ödenen suyun davalı sitede oturan kat malikleri tarafından kullanıldığı, davalı tarafça dava konusu su faturası alacağı ile ilgili 131.511,34 TL ödemenin yapıldığı, bakiye tutarın 58.165,85 TL asıl alacak ile 344,21 TL işlemiş faizden ibaret olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; tarafların istinaf başvurusu, hükme esas alınan 31.05.2019 tarihli uzman bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve istinaf denetimine elverişli bulunduğu, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı, 10 yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle dolmadığı gerekçesiyle, esastan reddedilmiştir.
    Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. İleri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. (HMK190. mad.)
    Somut olayda; davacı davalı adına ödenen su tüketim bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptalini talep etmiş, davalı fotokopi şeklinde belgeler sunarak su tüketim bedelinin kendileri tarafından ödendiğini ileri sürmüştür. Dava konusu taşınmazda su aboneliğinin 06.10.2004-06.12.2012 tarihleri arasında davacı adına olduğu dikkate alındığında, ispat yükü, su kullanım bedellerinin kendileri tarafından ödendiğini ileri süren davalıdadır. Davalı tarafça ödeme belgesi olarak birtakım makbuz ve dekont sunmuş ise de, ilgili belgelerin yalnız fotokopisinin ibraz edildiği, asılları ilgili bankalardan getirilen dekontlarda ise, kurum tahsilatı olarak tahsil edilen bedelin davalı tarafından ödendiğine ilişkin herhangi bir açıklama bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre, makbuz veya diğer ödeme belgelerinin aslını elinde bulunduran tarafın ilgili belgeye konu ödemeyi yaptığı kabul edilmekte olup, davalı tarafından bu belgelerin aslı dosyaya sunulamamıştır. Diğer yandan, davalının işletme defterlerinde yapılan bilirkişi incelemesinde de, ilgili defterlerde su tüketim bedeli ödemesine ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığı belirtilmiştir. Hal böyle olunca, davalı tarafından dosyaya ibraz edilen aslı sunulamayan, fotokopi niteliğindeki belgeler dikkate alınıp anılan belgelere konu bedelin davalı tarafından dava konusu su tüketim bedeline ilişkin yapılmış ödeme kabul edilerek, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, iş bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
    3- Bozma sebebine göre, davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz dilekçesinin reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesinin 09.02.2022 tarih 2021/505 Esas, 2022/127 Karar sayılı kararının kaldırılarak Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/382 Esas, 2020/662 Karar sayılı kararın davacı yararına BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 26/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi