20. Hukuk Dairesi 2017/7661 E. , 2018/776 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Amasya ili, ... köyü 114 ada 1 parsel ve 142 ada 2 parsel numaralı sırasıyla 890,50 m2 ve 3260 m2 yüzölçümlü meyve bahçesi vasfındaki taşınmazlar tapuda davalılar adına kayıtlıdır.
Davacı ... Yönetimi, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan kadastro yenileme çalışmalarında taşınmazların orman tahdit hattı içerisinde kaldığı ve orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek, tahdit hattı içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya tescili ile davalıların müdahalesinin önlenmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davacı vekilinin taşınmazların orman tahdit sınırları içerisinde kaldığı hukuki sebebine dayanarak tapu iptali tescil davasını açtığı, ancak, bölgede orman kadastro çalışmalarının yapılmamış olduğu, davanın açılmasına neden olarak gösterilen hukukî sebebin mevcut bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 27.05.2014 tarih ve 2014/1864 – 5823 sayılı ilamı ile “Mahkemece, çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede orman kadastro çalışmalarının yapılmamış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülmüştür. Şöyle ki; davacı idare, çekişmeli taşınmazların orman sınırı içinde kaldığı ve orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmış olup yörede önceden yapılıp kesinleşen orman kadastrosunun bulunmadığı anlaşıldığına göre, davanın 6831 sayılı Kanunun 1. maddesi uyarınca orman niteliğinin belirlenmesine ilişkin yapılacak araştırma ile çözüme kavuşturulması gerekir.
Bu nedenle; mahkemece, tarafların delilleri toplandıktan sonra eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler yardımıyla yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ölçeğinin kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftasının ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Bozma kararına uyulmasının ardından yapılan yargılama sonucunda davacının tapu iptali ve tescil talebinin kabulü ile Amasya ... köyü 114 ada 1 ve 142 ada 2 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davalıların dava açılış tarihine kadar müdahaleleri haksız sayılamayacağından müdahalenin önlenmesi talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının iptali ve tescil ile müdahalesinin önlenmesi istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce yapılmış orman kadastrosu çalışması bulunmamaktadır. Yörede tapulama çalışması 16.07.1957 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkemece eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur. Dosya arasında örneği bulunan Amasya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/381 Esas - 2012/458 Karar sayılı ilamına göre dava konusu 221 parselin (yeni 142 ada 2 parselin) kamulaştırılması sebebiyle davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın gölet olarak terkinine karar verilmiş ve bu karar Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Buna rağmen temyize konu davada kamulaştırmayı yapan idare davada taraf olmayıp iptaline karar verilen tapunun malikleri davada taraftır. Taraf sıfatı dava şartlarından olup her aşamada resen değerlendirilmelidir. Buna göre, dava konusu 114 ada 1 parselle ilgili verilmiş bir kamulaştırma kararı olup olmadığı araştırılıp, varsa bu kararın davacısı olan idare ile 142 ada 2 parselin kamulaştırmasını yapan idare davaya dahil edilip delilleri toplandıktan sonra ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...’nun temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/02/2018 günü oybirliğiyle karar verildi.