MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 19/12/2011 gün ve 2011/14389- 2011/15073 sayılı ilamıyla temyiz isteminin süreden reddine karar verilmiş, süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R
Kadastro sırasında, ... Köyü, 263 ada 3 parsel sayılı 425,24 m2 ve 266 ada 3 parsel sayılı 685,44 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, tarla niteliği ile belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı adına tesbit edilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazın kesinleşen 2/B alanlarına ilişkin olarak oluşturulan Hazineye ait olan 19.02.2001 tarih 15 ve 22 sıra da kayıtlı tapu kayıtları kapsamında kaldığı iddiasıyla, tesbitin iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece verilen kesin mehile rağmen keşif giderleri yatırılmadığından davanın reddine ile dava konusu parsellerin tesbit gibi davalı adına tesciline karar verilmiş, hükmün davacı Hazine vekili tarafından temyizi üzerine, Dairenin 04/12/2009 gün ve 2009/15808 – 18007 sayılı ilâmı ile bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan keşif ve uygulama sonunda, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu saptanmasına karşın mahkemece çekişmeli 266 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 6831 sayılı Yasanın 17/2 maddesi bağlamında orman içi açıklığı konumunda olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 266 ada 3 sayılı parselin orman vasfıyla Hazine adına, 263 ada 3 sayılı parselin tesbit gibi davalı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından tarafından dava konusu taşınmazların Hazineye ait tapu kayıtları kapsamında kalan yerlerden olduğu iddiasıyla, davalı adına yapılan tesbitin iptali edilerek tapudaki niteliği ile Hazine adına tescili istemiyle temyiz edilmiştir.
Davacı Hazine vekilinin temyizi üzerine, Dairenin 19/12/2011 gün ve 2011/14389-15073 sayılı ilâmı ile [Mahkeme hükmü, davacı Hazine vekiline 01.08.2011 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise, 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 432. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra davacı Hazine vekili tarafından 17.08.2011 tarihinde verilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bu yolda karar verilebileceğinden, süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir.] gereğine değinilerek, Hazinenin temyiz dilekçesinin yasal süre geçtiğinden reddine karar verilmiştir.
Bu arada dairece, mahkeme kararının davalıya usulünce tebliğ edilmediği gözetilerek 02/04/2012 günlü iade kararı ile yerel mahkeme kararı usulünce davalıya tebliğ edilmiş, davalı tarafından temyiz yoluna başvurulmamıştır.
Şimdi, davacı Hazine vekili karar düzeltme dilekçesinde; yüksek dairece mahkeme kararının Hazineye 01.08.2011 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu kabul edilerek temyiz isteminin süreden reddine karar verilmişse de, esasen mahkeme hükmünün kendilerine 09/08/2011 tarihinde tebliğ edildiğini, temyizin süresinde olduğunu ileri sürerek daire kararının düzeltme yolu ile kaldırılarak yerel mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
Mahkemece kararının davacı Hazine vekiline tebliğine ilişkin belgenin yeniden yapılan incelemesinde; tebligatın 09/08/2011 tarihinde Hazine vekiline yapılmış olduğu, tebligat parçası üzerinde bulunan resmî mühürün 09/08/2011 tarihinde vurulduğu anlaşılmakla, davacı Hazine vekilinin temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldığından, karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairenin 19/12/2011 gün ve 2011/14389-15073 sayılı temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine ilişkin kararının KALDIRILARAK işin esasının incelenmesine karar verildi.
Dava, kesinleşen 2B alanlarına ilişkin olarak oluşturulan Hazineye ait 19.02.2001 tarih 15 ve 22 sıra numaralı tapu kayıtlarına dayanılarak açılan kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce yapılan ve 11.09.1998 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli 263 ada 3 ve 266 ada 3 parsel sayılı taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenmekle, mahkemece, çekişmeli 263 ada 3 sayılı parselin, 3402 sayılı Yasanın 14. maddesine göre zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davalı yararına oluştuğu kabul edilerek tesbit gibi davalı adına; 266 ada 3 sayılı parselin ise, 6831 sayılı Yasanın 17/2 maddesi bağlamında orman içi açıklığı konumunda olduğu kabul edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline şeklinde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına
24/09/2012 günü oy birliği ile karar verildi.