16. Hukuk Dairesi 2013/801 E. , 2013/3249 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle "Eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gibi aynı taşınmazın 1/2 payının özel mülk niteliği ile tesciline, 1/2 payının mera niteliği ile sınırlandırılmasına karar verilerek nitelik ve hukuki sonuç itibariyle çelişki yaratıldığı, bu nedenle komşu parsellere ait Toprak Tevzi haritaları ile belirtmelik tutanaklarının istenilmesi, taşınmazı dıştan çevreleyen tüm komşu parsellerinin kadastro tespit tutanakları ve dayanaklarının getirtilmesi, bundan sonra davacıların dayandığı tapu kayıtlarının ilk oluşturulduğu sınırlarla yöntemince yerine uygulanması, tapu kaydının taşınmaza uygunluğu halinde sınırları nazara alınarak kapsamının yüzölçümü ile değerlendirilip değerlendirilemeyeceğinin tartışılması, Toprak Tevzi çalışmaları sırasında taşınmazın ne gibi işleme tabi tutulduğunun araştırılması, dosyaya ibraz edilen tapu kaydı maliki ... oğlu ..."e ait veraset ilamında ismi geçen kişilerin bir kısım davacılar olup olmadığı, gerektiğinde nüfus kayıtları ve veraset ilamları dosyaya getirtilerek saptanması, taşınmaz başında yapılan keşifler sırasında dinlenen ziraat bilirkişilerin taşınmazın hiç kullanılmadığı, mera bitki örtüsü ile kaplı olduğu yönündeki görüşlerinin bilirkişi ve tanık beyanları karşısında diğer deliller ile birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda; müdahil davacıların davasının kısmen kabulü ile çekişme konusu Payamdüzü Köyü çalışma alanında bulunan 1547 sayılı parselin 11028 metrekarelik bölümünün ayrı parsel altında davacılar ... varisleri adına veraset ilamına uygun olarak müştereken tesciline, kalan 436672 metrekarelik bölümün 1547 sayılı parsel altında tespit gibi mera olarak Hazine adına tapuya tesciline, diğer davacı ve müdahil davacıların sübut bulmayan davalarının reddine karar verilmiş; karar davacı ... ... mirasçıları vekili, müdahil davacı ... ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, taşınmazın 11028 metrekare yüzölçümündeki bölümünün 13.01.1965 tarih 10 sıra numaralı gayrisabit sınırlı ve miktarı ile geçerli tapu kaydının kapsamında kaldığı kalan bölümünün mera olduğu gerekçesiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Bozma kararına
uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Davacı ... ... ile müdahil davacıların dayandığı tapu kaydı tesisinde Haziran 294 Yoklama ve 38 sıra noda “Dere ve Koçumoğlu ve yol” hudutları ile 24 dönüm olarak ... oğlu ... ve ... oğlu ... adına kayıtlı iken K.Evvel 319 tarih 30 ve 10.01.1965 tarih 10 sıra nolu tapu kayıtlarına tedavül görmüştür. K.Evvel 319 tarih ve 30 sıra numaralı tapu kaydı ile 6 dönüm olarak ve tapu kaydı cihetlendirilerek tapu malikleri Süleyman ve ..."in iken taksimen ... hissesine isabet etmekle ..."den evlatları ...adına tescil edilmiştir. Tapu kaydının diğer gittisi olan 10.01.1965 tarih ve 10 sıra nolu tapu kaydı ise 11028 metrekare olarak kök kayıttaki aynı hudutlarla 1/2 pay maliki ..."ın ölümü ile mirasçılarına intikal ile mirasçılardan müdahil davacılardan ... ve ..."ın payları intikal ile adlarına tescil edilmiştir. Diğer tedavül kaydı taksimen tek tapu maliki adına oluşurken 1965 tarih 10 sıra numaralı tedavül kaydında ise 1/2 pay ... oğlu ... üzerinde kalmıştır. Mahallinde yapılan keşifte, taşınmazda her iki tapu kaydının malikleri ... ve ... mirasçılarının zilyet bulunduğu haber verilmiştir. Mahkemece tapu kayıtlarındaki tesis ve tedavüllerindeki farklılık üzerinde durulmamış, tapu kayıtları üzerinde inceleme yaptırtılmamıştır. Tapu kaydı, tüm tedavüllerindeki hudutları ile ayrı ayrı zemine uygulanmamış; kapsamaları belirlenmemiştir. Ayrıca dosyada mevcut nüfus kayıt örnekleri ve veraset ilamlarına göre davacı ... ..."ın diğer tapu maliki ..."in 1969 yılında ölen..."ın oğlu olduğu anlaşıldığı halde, yalnızca tapu maliklerinden ... mirasçıları adına tesciline dair kararda isabet bulunmamaktadır. Doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle tapu kayıtlarının tesis ve tedavüllerindeki farklılık üzerinde durulmalı, tedavül kayıtlarının müfrez kayıt mı yoksa pay tapusu mu olduğu tapu işlerinden anlayan uzman bilirkişi ile kayıtlar üzerinde inceleme yaptırılarak tespit ettirilmelidir. Tapu maliki ... terekesinin ölüm tarihine göre müşterek mülkiyete tabi olduğu, sadece oğlu tapu maliki... mirasçılarının davada taraf olması nedeniyle yasal hasım olması gereken diğer ... mirasçılarının da davada taraf olması gerekmektedir. Tapu maliki ..."in diğer mirasçılarını temsilen tereke mümessili olarak... mirasçısı davacı ..."nın oğlu ... ..."ın mahkeme ilamları ile atanmış ise de müşterek mülkiyet hükümleri gereği davanın bu şekilde takibi mümkün bulunmadığından ..."in diğer mirasçıları ...mirasçıları da davaya usulüne uygun olarak dahil ettirilerek taraf teşkili tamamlattırılmalı, bundan sonra mahallinde yaşlı ve yansız yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişi katılımı ile keşif yapılmalı, tapu kayıtları tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte hudutları zemine tek tek uygulanarak kapsamları kesin olarak belirlenmeli, bilinmeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme olanağı tanınmalı, fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir ve kayıtların kapsamlarını gösterir ayrıntılı krokili rapor alınmalı, kök tapu kaydından tedavül eden tarafların tutunduğu tapu kayıtlarının aynı yeri mi yoksa taşınmazın farklı bölümlerini mi kapsadığı kesin olarak belirlenmeli, tapu kayıtlarının gayrisabit hudutlu ve kapsamlarının miktarları ile geçerli bulunduğu, miktar fazlasının zeminde mera bulunması nedeniyle zilyetlikle iktisap edilemeyeceği düşünülmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 08.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.