3. Hukuk Dairesi 2020/1266 E. , 2020/7766 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
VEK.AV....
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen kurum işleminin iptali davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı kurumun 2014 yılı Ağustos ayına ait faturalarından örnekleme yöntemi ile 144.873,56 TL kesinti uygulandığını ileri sürerek; kurum işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; dosyaya sunulan bilirkişi raporunun yeterli olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, davalı kurumun davacı kuruma ait 2014 yılı Ağustos ayına ilişkin yaptığı kesintinin 2.052,57 TL tutarındaki kısmının iptaline, davacının 142.820,99 TL "ye yönelik talebinin reddine karar verilmiş; karara karşı, taraflar istinaf başvurusunda bulunmuş, bölge adliye mahkemesince davalının talebinin miktar nedeni ile davacının talebinin de mahkemece dayanılan bilirkişi raporunun yeterli olduğu gerekçesi ile esastan reddine karar verilmiş, karar taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Bilgi ve belgelere göre; davalının tüm davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği"nin " Acil sağlık hizmetleri " başlığı altında düzenlenen 2.3. maddesinin 1. fıkrasında; " Acil sağlık hizmeti vermekle yükümlü sağlık hizmeti sunucuları acil servis hizmetlerini Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ile konuya ilişkin Başbakanlık tarafından yayımlanan Başbakanlık genelgeleri ve Kurum mevzuatı doğrultusunda yürüteceklerdir. Acil servise müracaat eden ve muayeneleri sonucunda acil olmadığı tespit edilen kişilerin tedavi giderleri, SUT eki EK-2/B Listesinde 520.021 kodlu “Yeşil alan muayenesi” adı altında yer alan işlem bedeli üzerinden Kurumca karşılanır. Muayene sonucunda acil olduğu tespit edilenler için ise SUT’un 2.2.1.B-2 maddesinin birinci ve ikinci fıkralarındaki ilgili hükümler uygulanır. Ancak sağlık hizmeti sunucularınca acil servislerde verilen ve Kuruma acil sağlık hizmeti olarak faturalandırılan hizmetlerin Kurumun inceleme birimlerince yeşil alan muayenesi olarak değerlendirilmesi halinde verilen sağlık hizmetlerinin bedelleri karşılanmaz." şeklinde düzenleme yapılmıştır.
6100 sayılı HMK"nın 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Somut olayda; davacı hastane tarafından davalı kurum sigortalısı hastalara "acil sağlık hizmeti" olarak verildiği belirtilen ve davalıya fatura edilen hizmet bedelinden, sunulan hizmetin bir kısmının "acil hal" kapsamında olmadığından bahisle davalı tarafça 144.873,56 TL tutarında davacının hakedişlerinden kesinti yapılmıştır. Mahkemece hükme dayanak alınan 09/08/2017 tarihli, avukat, iç hastalıkları uzmanı tıp doktoru, emekli SGK müfettişi bilirkişiler tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda; dava dışı hastaların bazılarının durumunun, "edula çıktısı merkez tarafından konulmadığından değerlendirilemediğ" belirtilmiştir. Ayrıca bilirkişi raporunda, her bir hasta bazında inceleme yapılmamış, hastanın şikayeti, konulan teşhis ile uygulanan tedavinin mahiyeti, bütün bu hususların Sağlık Uygulama Tebliğinde tanımlanan acil hal ya da yeşil alan kapsamında olup olmadığı somut verilerle değerlendirilmemiştir.
Buna göre ilk derece mahkemesince, davaya konu edilen fatura bedellerine esas hizmetlerin acil hal kapsamında olup olmadığını tıbbi açıdan değerlendirecek nitelikte konusunda uzman doktor bilirkişi (acil vaka konusunda uzman) ile kesinti miktarının tespiti açısından konusunda uzman olan yeni bir bilirkişi kurulu oluşturularak, davacı tarafından acil hal kapsamında davalı kurum sigortalılarına sunulduğu belirtilen hizmetlerin, her bir hasta bazında, hastalara ilişkin muayene özeti incelenerek, başvuru, teşhis ve uygulanan tedavinin Sağlık Uygulama Tebliğinde tanımlanan acil hal ya da yeşil alan kapsamında olup olmadığının tespiti açısından, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve araştırma ile hazırlanmış olan yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesinin kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene davacıya iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 14/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.