Esas No: 2021/8701
Karar No: 2022/4950
Karar Tarihi: 24.05.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8701 Esas 2022/4950 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/8701 E. , 2022/4950 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 24. HUKUK DAİRESİ
DAVALILAR : 1-...,
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen karar, davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 24/05/2022 tarihinde davacı asil ve vekili Av. ... ile davalılar ..., ..., ..., ... ve ... vekili Av. ...... geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalılarla ortak murisinin borçlarını kapatmak amacı ile kendisine ait taşınmazları sattığını, murise ait borçların ödenmesinin ardından kalan paranın 22/12/2014 tarihinde murisle ortak oldukları hesaba yatırıldığını, murisin tek imza ile 1.250.000,00-TL'yi çektiğini, kalanını da şahsi hesabına aktardığını, murisin 11/02/2018 tarihinde vefat ettiğini, taşınmazının satış bedelinden elde edilen para ile ... A.Ş. ve muris arasında imzalanan sözleşme gereği oluşturulan fonun gerçekte tarafına ait olduğunu, yaptığı ödemenin ve taşınmazın satış bedelinin murisin terekesine dahil edildiğini belirterek, taşınmazının satış bedeli ile ... A.Ş.'deki fonun mevduatının tarafına ait olduğunun tespiti ile davalıların borçlu olduğu 1.500.000,00-TL'nin 11/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, husumet, zamanaşımı ve hak düşürücü süreye yönelik defi ve itirazları doğrultusunda davanın öncelikle usulden, olmadığı takdirde esastan reddine karar verilmesini dilemişlerdir.
İlk derece mahkemesince, muris ile davacının ortak hesabının 04/08/2015 tarihinde kapatıldığı, bilahare murisin hesabında bulunan para ile ilgili tasarruf yetkisinin murise ait olduğu, davacı ile muris arasında murisin hesabında bulunan paranın davacıya ait olduğu halde murisin hesabında neden tutulduğuna dair açıklama içeren bir anlaşmanın bulunmadığı hususları göz önüne alınarak davacının murisin hesabındaki paranın temelde kendisine ait olduğuna dair iddianın ispattan yoksun, soyut iddia niteliğinde olduğu ve itibar edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, tarafların ortak murisi ile davacıya ait müşterek hesabın 04/08/2015 tarihinde kapatıldığı, bu aşamadan sonra murisin hesabında bulunan para ile ilgili tasarruf yetkisinin murise ait olduğu, terekeye dahil bir alacağın bulunmadığı, mahkemece kurulan hükümde isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, alacak istemine ilişkindir.
Hukuk yargılamasında ispat araçlarından olan yemin delili, HMK'nın 225 ve devamındaki maddelerde düzenlenmiş olup, kesin delil niteliğindedir. Yasanın 225. maddesine göre, yeminin konusu, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalar teşkil eder. Bir kimsenin bir hususu bilmesi onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılır. Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf, o vakıayı başka delillerle ispat edemezse, diğer tarafa yemin teklifinde bulunabilir. Yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; mahkeme, ispat yükü üzerine düşen tarafın, iddiasını yazılı delillerle ispat edemediği kanaatine vardığı takdirde, ispat yükü üzerine düşen tarafa, yemin teklif etme hakkı bulunduğunu hatırlatmakla yükümlü olup, mahkemece tüm deliller toplanıp değerlendirilmeden karar verilemez. Bununla birlikte, iddia veya savunmasını ispat edemeyen tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılabilmesi için, yemin deliline açıkça dayanılmış olması da zorunludur.
Somut olayda; davacı ve muris arasında dava konusu miktarın davacıya ait olduğuna dair yazılı sözleşme bulunmamaktadır. Davacı alacağının varlığını yazılı delille ispat edememiştir. İlk derece mahkemesince, davacının murisin hesabındaki paranın temelde kendisine ait olduğuna dair iddiası ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı dava dilekçesinde ve delil listesinde açıkça "yemin" deliline de dayanmış olmakla "yemin" delili ile iddiasını kanıtlayabilir. Davacıya iddiasını ispat noktasında yemin teklif etme hakkı hatırlatılmadan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle, ispat yükü üzerinde olan davacı tarafa yemin teklif hakkının 6100 sayılı HMK’nun 225 vd. maddelerine uygun şekilde hatırlatılması ve sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca, iş bu karara karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, 3.815 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalılar Hediye, Nahide, Vahide, Zahide ve Asuman'dan alınarak davacıya verilmesine,
peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 24/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.