Esas No: 2022/3250
Karar No: 2022/4848
Karar Tarihi: 23.05.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/3250 Esas 2022/4848 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/3250 E. , 2022/4848 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DAVACILAR :
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili, davacı ...'ün Polikistik Over Sendromu teşhisi ile 19/02/2014 tarihinde Laparoskopi yöntemiyle davalı doktor tarafından ameliyat edildiğini, ancak ameliyatın hemen sonrasında ağrıların giderek arttığını ve durumunun giderek kötüleşmesi ve ağırlaşması üzerine ameliyattan 3 gün sonra bilinci yarı kapalı bir şekilde ... Hastanesine acil olarak sevk edildiğini, hastanede yapılan tetkiklerde, davalı doktor tarafından yapılan ameliyattan dolayı ince bağırsak perforasyonu olduğunun tespit edildiğini hususu ile birlikte gelişen ventral herni (karın duvarında oluşan fıtık) sebebiyle 24/04/2014 tarihinde ... Hastanesi genel cerrahi servisinde ameliyatının yapıldığını beyanla, davalı tarafından doğru tanı ve teşhis konulmayarak yanlış tedavi uygulandığını ve ameliyat neticesinde ince bağırsakta delinme meydana geldiğini, ameliyat sırasında zarar gören ince bağırsağı zamanında fark edip onaramayan ameliyat ekibinin kusurlu olduğunu, hekimin tıbbı kötü uygulamasından dolayı müvekkilinin bedensel zarara uğramasından dolayı, olay tarihinden itibaren davacı ... ... için 210.000,00-TL manevi tazminat, eş ... için 100.000,00-TL manevi tazminat, müşterek çocuk ... ... için 100.000,00-TL manevi tazminat olmak üzere toplamda 410.000,00-TL manevi tazminatın ve ... için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL maddi tazminatın işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücretiyle birlikte müteselsil ve zincirleme olarak davalılara ödetilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar haksız davanın reddine karar verilmesini dilemişlerdir.
İlk derece Mahkemesince; ‘...ilk ameliyat sırasında davacının ince bağırsağının delindiğinin tespit edildiği, ancak bağırsak perforasyonlarının (İnce bağırsak delinmesi) bu tür ameliyatlardan sonra ortaya çıkabilen herhangi bir tıbbi kusur ya da ihmale izafe edilemeyen komplikasyon olarak nitelendirildiği, davalı doktor tarafından gerekli tetkik ve cerrahi konsültasyon yaptıktan sonra bir üst merkeze sevk işlemini gerçekleştirdiği....İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu'nun 15/04/2016 tarih ve 2016/4532-371 sayılı raporunda anlaşılmış ...‘olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince ;’..soruşturma sırasında ve yargılama sırasında Adli Tıp Kurumundan alınan raporların birbiri ile uyumlu olduğu, husule gelen arazın komplikasyon olduğu, komplikasyondan sonra tıbbi takibin usulüne uygun yapıldığı ve üst derece sağlık kuruluşuna hastanın sevkinin sağlandığı, davalı doktora atfedilecek bir kusur bulunmadığı tespitinin yapıldığı, buna göre kararın, mahkemece dosyada bulunan delillerin takdirinde hata yapılmadan iddia ve savunma ile birlikte hukuka uygun şekilde değerlendirilmek suretiyle dairemizcede benimsenen yasal ve hukuksal gerekçelere ve maddi delillere dayandırılarak verilmiş olduğu anlaşılmakla, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen karara karşı tüm istinaf sebepleri yerinde bulunmadığı..’ gerekçesiyle ‘..davacı tarafın istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine ‘ karar verilmiştir.
1-Dava, davalı doktorun özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı iddasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, davanın temeli vekalet sözleşmesidir. (BK 386-390)(TBK 502.506) Vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı iş ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Mesleki iş gören vekil özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur (BK 321/1 md) (TBK 400). O nedenle doktor ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları hafif de olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Vekil, hastanın zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumunun gerektirdiği önlemleri eksiksiz bir şekilde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa bir tereddüt doğuran durumlarda, bu tereddütü ortadan kaldıracak araştırmaları yapmak ve bu arada da koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir seçim yapılırken, hastanın ve hastalığın özellikleri göz önünde tutulmak, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmak ve en emin yol seçilmek gerekir. Gerçekten de müvekkil (hasta) mesleki bir iş gören vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat beklemek hakkına sahiptir. Gereken özen görevini göstermeyen vekil, TBK 510 (BK 394/1) maddesi hükmü uyarınca, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır. Aynı hususlar adam çalıştıran sıfatı ile dotorun görev yaptığı sağlık kuruluşları için de geçerlidir.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya bakılacak olursa; yargılama sırasında İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 15/04/2016 tarih ve 2016/4532-371 sayılı raporda; "kasık ve karın ağrısı infertilite şikayetleri nedeniyle başvuran hastanın yapılan muayene ile tetkiklerinde polikistik over sendromu tespit edilerek laparoskopik olarak her iki overe 4' er adet drilling yapıldığı, polikistik over sendromu için yapılan cerrahi girişimler arasında söz konusu ameliyat şeklinin uygulanan yöntemlerden biri olduğu, bu tür ameliyatlardan sonra klinik şikayetlere neden olan bulgularda tam düzelme olamayabileceği, bunun yanı sıra ameliyat sonrasında ortaya çıkan bağırsak perforasyonlarının bu tür ameliyatlardan sonra ortaya çıkabilen herhangi bir tıbbi kusur ya da ihmale izafe edilemeyen komplikasyon olarak nitelendirildiği, söz konusu klinik tablosu gidermeye yönelik müteadit
operasyonlar yapılabileceği, bu amaçla ilgili hekimin gerekli tetkik ve cerrahi konsültasyon yaptıktan sonra bir üst merkeze sevk işlemini gerçekleştirdiğinin anlaşıldığı, takip yönetiminin uygun olduğu, dolayısıyla doktor S. ... ...'a atfı kabil kusur tespit edilemediği" bildirilmiştir. Mahkemece anılan rapor gerekçe gösterilmek suretiyle, davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı iddialarının, davalının ve doktorun hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı yönünde özellikle davanın bilirkişi raporlarına yaptığı itirazlarda değerlendirilip tartışılmak üzere, rapor düzenlemeye ehil ve donanımlı bir Üniversiteden, konusunda uzman, içerisinde kadın doğum uzmanlarının bulunduğu, akademik kariyere sahip 3 kişilik bilirkişi kurulundan, dava konusu olayda davalıya atfı kabil bir kusur olup olmadığı hususuna değinilerek, iddia ve savunmaları kapsayan taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, davalının kusurlu olup olmadığının açık olarak belirlenmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yön göz ardı edilerek, eksik incelemeye dayanılarak, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, kararının bozulmasına karar verilmesi gerekir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 23/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.