22. Hukuk Dairesi 2014/4665 E. , 2015/17161 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
AVUKAT ...
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai ücreti, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı işveren işyerinde net 2300 USD ücretle pompa operatörü olarak çalıştığını ve iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile izin, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının net ücretinin 1530 USD olduğunu, fazla mesai ve hafta tatili çalışması ile birlikte toplam 2300 USD ücret aldığını, iş sözleşmesinin de haklı sebeple feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçiye ödenen aylık ücretin miktarı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda; davacı işçi, davalı işveren işyerinde net 2300 USD ücretle çalıştığını ileri sürerken; davalı işveren, davacının net ücretinin 1530 USD olduğunu ve fazla çalışma ile hafta tatillerindeki çalışması ile birlikte toplam 2300 USD ücret aldığını savunmuştur. İş sözleşmesinde ücretin 520 USD olarak belirlendiği anlaşılmakta olup, davalının savunması karşısında iş sözleşmesine itibar edilmesi mümkün değildir. Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıklarından biri davacının ağabeyi olup, davacının 2300 USD ücretle çalıştığını beyan etmiştir. Başka bir tanık kendisinin tır şoförü olduğunu ve 1500 USD ücret aldığını, davacının ise 2400 USD ücretle çalıştığını belirtmiştir. Şantiye şefi olduğunu beyan eden davacı tanığı ise kendisinin 1600 USD ücret aldığını, davacının ise 1800-2000 USD ücretle çalıştığını bildirmiştir. Yapılan emsal ücret araştırması neticesinde, 2010 yılı itibari ile davacının alabileceği ücretin 1500 USD olduğu bildirilmiştir. Dosya içindeki imzalı ve ihtirazı kayıt bulunmayan ücret bordrolarında ise net ücretin 1.530,00 TL olarak tahakkuk ettirildiği ve her ay yapılan fazla çalışma ve hafta tatili çalışması ile birlikte davacının aylık 2300 USD ücret aldığı anlaşılmaktadır. Ücret bordroları, emsal ücret araştırması, şantiye şefi olan davacı tanığının dahi 1600 USD civarı ücretle çalışması (açtığı davada ücreti 1620 USD kabul edilmiştir) olguları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalının savunmasına itibar edilerek davacının aylık 1530 USD ücretle çalıştığının kabulü dosya içeriğine daha uygun düşecektir. Bu durumda davacının kabul edilen alacakları 1530 USD ücrete göre yeniden hesaplanıp hüküm altına alınmalıdır. Eksik inceleme ile sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı ve hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir.
Hafta tatili çalışması için de aynı ilke ve kurallar geçerlidir.
Somut olayda; davacı işçinin hafta tatili ve fazla çalışma alacakları tanık anlatımlarına göre hesaplanıp hüküm altına alınmıştır. Ancak; dosya içindeki imzalı ve ihtirazı kayıt içermeyen bordroların tamamına yakınında fazla çalışma ve hafta tatili tahakkuku bulunduğu anlaşılmaktadır. Fazla çalışma ve hafta tatili alacakları hesaplanırken imzalı bordro dönemleri dışlanmalıdır. Bordronun imzasız olması ve tahakkuk içermesi halinde ise, varsa ödeme kayıtları celp edilerek, ödendiği tespit edilen miktarlar hesaplamadan mahsup edilmelidir. Eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 12.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.