Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2901
Karar No: 2022/4879
Karar Tarihi: 23.05.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/2901 Esas 2022/4879 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalı belediye ile davacı arasındaki alacak davasında, mahkeme önce davacının lehine karar vermiş ancak Yargıtay kararı ile bu karar bozulmuştur. Davacı, malların belediye çalışanlarınca teslim edildiğini iddia etmiş ancak mahkeme bu iddia üzerinde yeterince durmamıştır. Mahkeme, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar vermiş ancak yapılan ödemenin borcu tamamen sona erdirip erdirmediği nedeniyle karar değişkenlik arz etmektedir. Mahkeme yanlış değerlendirme sonucu hükmü davalı yararına bozmuştur. Tüm temyiz itirazları reddedilmiş ve hüküm bozulmuştur.
Kanun Maddeleri: 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi.
3. Hukuk Dairesi         2022/2901 E.  ,  2022/4879 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    DAVALILAR : 1-...


    Taraflar arasında itirazın iptali davasında davanın konusu kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dair kararın, süresi içinde davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:


    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, Güllük belediyesine faturalı mal sattığını, malların belediye çalışanlarınca teslim alınmasına rağmen bedelinin ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla başlattığı takibe itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına ve koşulları oluşmayan icra inkar tazminatının reddine dair verilen karar davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesi’nin 10.10.2018 tarih ve 2016/3828 Esas ve 2018/9216 Karar sayılı ilamıyla “...1-Davacı, eldeki dava ile fatura konusu malları teslim ettiği halde bedelinin ödenmediğini iddia ederek icra takibine vaki haksız itirazın iptalini istemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu hükme esas alınarak defterlerin usulune uygun tutulduğu kabul edilmiş ve sahibi lehine delil teşkil edeceği gözetilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de; dava konusu malların davalı belediyeye teslim edilip edilmediği hususu üzerinde hiç durulmamıştır. Somut olayda malların teslim edilip edilmediğini kanıtlama yükü davacı şirket üzerindedir. Davacı, dava dilekçesinde malların belediye çalışanlarına teslim edildiğini iddia ettiğine göre, davaya konu sevk irsaliye üzerindeki teslim alan isim ve imzalarının gerçekten belediye çalışanlarına ait olup olmadığı araştırılmalıdır. O halde, mahkemece, dava konusu ürünlerin teslim alınıp alınmadığı irdelenerek hasıl olacak sonuca göre hüküm tesisi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Kabule göre; defterlerin usulüne uygun tasdik edildiği kabul edilse de ne hükme esas alınan raporda ne de hükümde açılış ve kapanış tasdiklerinin ayrı ayrı yapılıp yapıldığı belirtilmemiş, yalnızca soyut ifadelerle açılış tasdikinin yapıldığı belirtilmiştir. Kapanış tasdiki yapılmayan defter sahibi lehine delil teşkil edemez. Kaldı ki defterin usulüne uygun tutulması tek başına alacağın varlığını kanıtlamaya yetmez. Dava konusu malların aynı zamanda teslim edildiğinin de kanıtlanması gerekir. Mahkemece kurulan hüküm, bu nedenle de usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir...” gerekçesiyle bozulmuş ve mahkemece bu kez bozmaya uyularak davacının davasını ispatlayamadığı ve davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının yerinde olmayan tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    2-İtirazın iptali davası devam ederken yapılan ödemelerin borcu tamamen sona erdirip erdirmeyeceğine göre karar değişkenlik arzedecektir. Şöyle ki, dava açıldıktan sonra icra dosyasındaki kapak hesabını da kapsayacak şekilde (icra harç, faiz, masraf, icra vekalet ücreti) borcun ödenmesi halinde “konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulur.
    Dava açıldıktan sonra borcun kısmen ödenmesi halinde ise, bu tutar hükme bağlanan miktardan düşülmeksizin “infaz aşamasında nazara alınmasına” şeklinde ibare düşülür.
    Somut olayda; mahkemece, bozma öncesi davanın kabulüne karar verilmesi ile birlikte kararın icraya konulması nedeniyle ödeme yapıldığı, ödemenin icra tehditi altında gerçekleştiği, söz konusu mahkeme kararının Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesi’nin 10.10.2018 tarih ve 2016/3828 Esas ve 2018/9216 Karar sayılı ilamıyla bozulması ile ortadan kalktığı, icra takip dosyasına yapılan ödemenin bozma öncesi davanın kabulüne karar verilmesi nedeniyle yapıldığı ve rızai ödeme olmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesi usul ve yasaya uygun olmakla birlikte davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalılara iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi