Esas No: 2022/2944
Karar No: 2022/4845
Karar Tarihi: 18.05.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/2944 Esas 2022/4845 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı, davalı belediyenin yönlendirmesi sonucu trampa yoluyla aldığı taşınmazın tapusunun mera olması sebebiyle iptal edildiğini ve zarara uğradığını iddia ederek tazminat talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesi, davanın zamanaşımına uğraması sebebiyle reddetmiştir. Ancak Yargıtay, davanın taraflar arasında harici de olsa bir sözleşme olduğunu ve on yıllık zamanaşımına tabi olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle hüküm bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- Borçlar Kanunu 125. Maddesi (6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146. Maddesi): On yıllık zamanaşımı süresi
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu 428. Maddesi: Hükmün bozulması
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
VEK. AV. ...
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi üzerine, ilk derece mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; dava dışı ... ... ile davalı ... arasında imzalanan sözleşmeye göre trampa yoluyla 4056 parselin dava dışı ... ...’a verildiğini, davacının taşınmazı bu kişiden satın aldığını, Saruhanlı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/217 Esas - 2006/280 Karar sayılı kararı ile taşınmazın mera olması nedeniyle tapusunun iptal edildiğini, davalı belediyece davacının mağduriyetinin giderilmesi için belediyeye ait 603 parselin doğu kısmından 24.512 m2’lik kısmının bedelsiz devri için meclis kararı alındığını fakat taşınmazın 1. derece arkeolojik sit alanında kalması nedeniyle bu kararın da uygulanamadığını, davacının zarara uğradığını, davalı tarafın sebepsiz zenginleştiğini, mera alanına dönüştürülen arazi karşılığında aynı değerde bir zeytinliğin davacıya verilmesini, mümkün değil ise Saruhanlı Belediye Meclisi nin 07/01/2016 tarih ve 8 numaralı kararında gösterilen arazilerden zararlarını karşılamaya elverişli olanının davacıya verilmesini, mümkün değilse fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminat talebinin kabulüne, ayrıca 3 yıl boyunca alamadığı devlet desteğinin davalıdan tahsiline ve 2 yıllık ürün kaybının tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; davacının uğradığını iddia ettiği zararların tazminini Hazineden talep etmesi gerektiğinden bahisle, dava konusu taşınmazı takas sözleşmesi ile devreden davalı ... Belediyesi (mülga İshakçelebi Belde Belediyesi) aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davacının belediyeyi bilerek hasım gösterdiği, temsilcide yanılma hali olmadığı, Hazine davaya dahil edilmeden karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine; Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince verilen 11/06/2020 tarihli ve 2017/9297 Esas 2020/1806 Karar sayılı kararla; davacının davasını sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandırdığı, bu nedenle dava konusu 4056 parsel sayılı taşınmazın devrine ilişkin tüm belgeler ve tarafların delilleri getirtilip işin esasına girilerek ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerektiğinden bahisle bozmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; davacının Büyükbelen Belediyesi aleyhine İdare Mahkemesine açtığı işlemin iptali ile zararın tazmini talepli davada, davanın görev yönünden reddine dair verilen kararın, davacıya 12/03/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davacının istem hakkını 12/03/2014 tarihi itibariyle öğrendiği, bu tarihten itibaren 2 yıl olan zamanaşımı süresi içerisinde dava açılmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusunu oluşturan istemin zamanaşımına uğrayıp uğramadığının belirlenmesinde doğru bir sonuca ulaşılabilmek için, dava olgularını iyice saptamak ve hukuksal yönden doğru olarak nitelemek gerekir. Öyle ki bir davanın dayanağı olguların hukuksal açıdan nitelenmesi ve uygulanacak kanun hükümlerinin belirlenmesi, hâkime yükletilmiş bir görevdir (HUMK. md 76, HMK. md.33).
Somut olayda, dava dışı ... ... ile davalı ... arasında trampa akdine ilişkin sözleşme ilişkisi bulunduğu ve davalı belediyece davacının mağduriyetinin giderilmesi için belediyeye ait 603 parselin bir kısmının bedelsiz devri için meclis kararı alındığı gözetilerek taraflar arasında söz konusu alacak talebinde taraflar arasında harici de olsa bir sözleşme olduğundan dava BK.nın 125.maddesine (6098 sayılı BK.'nın 146.maddesine) göre on yıllık zamanaşımına tabidir.
Buna göre ilk derece mahkemesince; taraflar arasında ilişkinin sözleşmesel ilişki olduğu kabul edilip zamanaşımı süresinin Türk Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi gereğince on yıl olduğu, tapu iptal ve tescil davasının 10/05/2008 tarihinde kesinleştiği, davanın zamanaşımı süresi dolmadan 22/04/2016 tarihinde açıldığı gözetilerek işin esasının incelenmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.