4. Hukuk Dairesi 2015/16142 E. , 2018/1817 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 26/06/2012 gününde verilen dilekçe ile hırsızlık ve hırsızlık malı bilerek satın almaktan kaynaklanan tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kabulüne dair verilen 13/10/2015 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalılar ... ve ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 13/03/2018 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine taraflardan kimsenin gelmediği görüldü, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dosyanın incelenmesinde; bir kısım davalılara yapılan gerekçeli karar tebligatının usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmıştır. Şöyle ki;
Davalı ..."ya yapılan gerekçeli karar tebliği 18/11/2015 tarihinde doğrudan adres kayıt sistemi adresine 7201 sayılı Tebligat kanunu 21/2. maddesine göre yapılmıştır. Oysa bu davalının UYAP sistemi üzerinden yapılan hükümlülük durumu incelemesinde, 20/04/2016 tarihinde cezaevinden tahliye olduğu anlaşılmıştır.
Davalı ..."ya yapılan gerekçeli karar tebliğine dair tebligat parçasında 11/11/2015 tarihinde bizzat kendisine tebligat yapıldığı yazılmış ise de UYAP sistemi üzerinden yapılan hükümlülük durumu incelemesinde adı geçen davalının 05/09/2016 tarihinde cezaevinden tahliye olduğu anlaşılmıştır.
Davalı ... vasisi ..."a yapılan gerekçeli karar tebliğinin incelenmesinde; gerekçeli karar tebliğinin doğrudan adres kayıt sistemindeki adresine yapıldığı anlaşılmıştır.
Davalı ..."e yapılan gerekçeli karar tebliğinin vasisi ..."e yapıldığı anlaşılmış ise de TC kimlik numarası işlenmediği için UYAP sistemi üzerinde hükümlülüğün devam edip etmediği incelenememiştir.
Tebligatın usulüne uygun olabilmesi için Tebligat Kanunu 10 ve 21/2. maddelerinin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Tebligat Kanunu 10. maddesinde bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin, bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı düzenlenmiştir. Tebligat Kanunu 21/2. maddesinde ise; gösterilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatabın
o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnamenin gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırılacağı düzenlenmiştir. Açıklanan yasa maddeleri gereği davalı ..."a yapılacak tebligat yönünden izlenecek yol; öncelikle Tebligat Kanunu 10. maddesi gereği bilinen adrese tebligat çıkartılması, şayet bu adrese çıkan tebligat evrakı iade edilecek olursa adres kayıt sistemindeki adresine mernis adresi olduğuna dair şerh düşülmeksizin normal yollardan tebligat çıkartılması, bu tebligatta iade olunursa son aşamada Tebligat Kanunu 21/2. maddesine göre adresin, adres kayıt sistemindeki adres olduğuna dair şerh düşülerek bu madde hükümlerine göre tebligat yapılması gerekmektedir.
Şu halde mahkemece, adı geçen davalıların savunma hakkının sınırlanmaması için öncelikle cezaevinden tahliye edilip edilmediklerinin net bir şekilde araştırılması ve ardından yukarıda belirtildiği şekilde usulüne uygun olarak gerekçeli karar tebligatı yapılmak üzere dosyanın geri çevrilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan şekilde işlem yapılıp, eksiklikler tamamlanıp gerekli temyiz süreleri beklendikten sonra, temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a yeniden gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 13/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.