Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/8872
Karar No: 2012/10911

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/8872 Esas 2012/10911 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2012/8872 E.  ,  2012/10911 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda, davanın kabulü yolunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi müdahil davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Yörede 04.09.1960 tarihinde yapılan tapulama sırasında Konaklı (...) Köyü 592 parsel sayılı 101.920 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Temmuz 1948 tarih 38 no ve T.sani (Kasım) 1954 tarih 129 nolu tapu ve 1937 tarih 12/73 tahrir numaralı vergi kaydı ile 15383/203840"ar payı ayrı ayrı ... oğlu ... ve ... adlarına ve 173074/203840 payıda tapu kaydı miktar fazlası olarak Hazine adına tesbit edilmiştir. Hazine adına yapılan tesbite tapu kaydı tespit malikleri olan ... ve ... itirazı üzerine dosya gezici arazi kadastro mahkemesine intikal ettirilmiştir. Mahkemece 08.09.1981 gün ve 1961/198 E. 1981/26 K. sayılı kararında; 592 parsel sayılı taşınmazın 5602 sayılı Yasanın 12. maddesine göre tutanağın muhtar ile beraber en az üç kişi tarafından imzalanması gerektiği halde, tapulama tutanağındaki bilirkişi adedinin eksik olası ve imza yerine vaz"edilen mühürlerin mahallin ma"ruf kişilerince tasdik edilmemiş olması nedeniyle, tutanağın usûlüne uygun olarak tamamlanması için Giresun Tapulama Müdürlüğüne İADESİNE ve tutanak tamamlanarak mahkememize iade edildiğinde tespit malikleri dikkate alınarak dosyanın yeniden esasa kaydedilmesine karar verilmiştir. Ne var ki; bu son celseden bir hafta kadar önce davacı ve muterizler ... ve ... tarafından mahkemeye sunulan 01.09.1981 tarihli ve aynı gün havaleli dilekçelerinde "" mahkemenizin 1961/198 Esas sıra numarasında kayıtlı tapulama tespitine itiraz davamızdan feragat ediyoruz. Bu nedenle dosyamızın işlemden kaldırılmasını saygılarımızla arz ederiz. 01.09.1981 ... ve ... pul üzerinde imza"" içerikli ferağat beyanını içeren dilekçe mahkemece hiç dikkate alınmamıştır. Tapulama komisyonunca 592 parsel hakkında 16.08.1983 tarihinde yeniden tutanak düzenlenmiş aynı tapu kayıtları ile 101920 m2 yüzölçümü ve tarla niteliği ile bu kez ... çocukları ..., ..., ..., ..., ..., ... 8.614.480"er hisse olarak ayrı ayrı ve 116.305.728 payıda tapu kaydı miktar fazlası olarak Hazine adına tesbit edilmiş ve bu tesbite ... oğlu ... itraz etmiş, "dayanak tapu kayıtlarına göre taşınmazın aslında 4/8 hissesinin ... ve ... iken, 1/8 hissesi ... ve 3/8 hissesinin ... intikal olduğunu tapudaki bütün hisselerin sonuçda ..., ... ve ... ait olduğunu ve bunların dışında ne annemizin ne babamızın ve nede kızkardeşlerimizin bir hakkı yoktur."" itirazında bulunmuştur. Kadastro komisyonunca ... bu itirazı hakkında bir karar verilmeksizin ikinci kez tutulan tutanakla birlikte dosya tapulamama mahkemesine iade edilmiştir. Orman Yönetimi 06.05.1985 tarihli dilekçe ile davaya haçsız olarak müdahil olmuştur. 22 Aralık 1981 tarihli Bakanlık mütalaasında, taşınmazın orman sayılmayan yerleden olduğu bildirilmiştir. 3402 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesiyle dosya kadastro mahkemesine devredilimiş fen ve ziraat bilirkişi marifetiyle yapılan yapılan keşif ve uygulama sonunda 21.12.1988 gün ve 1988/11-212 E.K. sayılı kararında her nekadar taşınmaz hisseli olarak gerçek kişiler adına tapuda kayıtlı isede, taşınmazın tamamı 3402 sayılı Yasanın 18/2. maddesine göre halen kıraç arazi ve mera niteliğindeki yerlerden
    olduğundan tapulu olsun olmasın zilyetlikle özel mülke konu olamıyacağı gerekçesiyle tespitin iptali ile 592 parselin tamamının Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş ve hüküm Muteriz davacı ... ve müdahil Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Hükmüne uyulan Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 15.01.1990 gün ve 1989/5244 E. 1990/32 K. sayılı ilâmında özet olarak; ""[ Yargılama sırasında yürürlüğe giren 3402 sayılı Yasa nedeniyle, mahkemece, yasaya yanlış anlam verilerek dosyanın tapulama mahkemesindeki esası kapatılarak kadastro mahkemesine devredilmiş ve nizalı taşınmaz kıraç ve mera niteliğindeki devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve özel mülkiyete konu teşkil etmeyecek yerlerden olduğu kabul edilerek, parselin tamamının Hazine adına tapuya tesciline karar verilmişse de, (04.09.1960 ve) 16.08.1983 günü yapılan tapulama tesbitine bir kısım tesbit maliki itiraz etmiştir. Bu durumda, Hazine (Tapuya dayalı) tespite itiraz etmediğine göre, kişi payları Hazine yönünden kesinleşmiştir. Kişi itrazı üzerine komisyonca bir araştırma yapıldığı halde, itirazla ilgili olarak komisyonun bir karar verip vermediği araştırılmamıştır. Hal böyle olunca; itirazla ilgili olarak komisyonca bir karar verilip verilmediğinin araştırılması, Orman İdaresinin iddiası yönünden serbest çalışan orman yüksek mühendisi ya da orman mühendisleri arasından seçilecek uzman bilirkişi aracılığı ile orman araştırması yapılması, tapu kapsamının belirlenmesi, miktar fazlası yönünden zilyetlik koşullarının araştırılması, sonraki tespit maliklerinin davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması ve taraflara ait yerlerin ifraz edilerek ayrı ayrı tescilinin gerektiğinin düşünülmesi, bundan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi]"" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyularak keşif ve araştırma yapıldıktan sonra davanın kabulüne ve dava konusu parselin kadastro tespitini iptali ile parselin tümü 48 pay kabul edilerek payları oranında ... çocukları ..., ..., ..., ..., ..., ... adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm müdahil davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
    Mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerleden olduğu ve tapu kaydı miktar fazlası yönünden zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacılar yararına oluştuğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
    Kural olarak; mahkemece bozma ilâmına uyulmakla taraflar yönünden usûli kazanılmış hak oluşur. Bozma ilâmında belirtilen ve ikinci kez tutulan kadastro tespit tutanağında adı geçen ve lehlerine tescil kararı verilen ... ve ... dışındaki Şaban mirasçılarının davaya dahil edilerek taraf teskilinin sağlanması istendiği halde, mahkemece, bu usûli eksiklik giderilmediği gibi, karar başlığında da isimleri taraf olarak bulunmamaktadır. Ayrıca; karar başlığında ismi geçen ... davanın tarafı olmayıp, komisyon kararında bilirkişi olarak ismi geçen kişidir ve dava ile bir ilgisi yoktur. Bu husus, usûl ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    1) Müdahil Orman Yönetiminin temyiz itirazı yönünden; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, 22 Aralık 1981 tarihli Bakanlık mütalaasına ve ayrıca; uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın memleket haritasında beyaz renkli açık alanda orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre, müdahil Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2) Davalı Hazinenin tapu kaydı yüzölçümü kapsamı dışında kalan miktar fazlasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; her nekadar Hazine 592 parsel sayılı taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu atında bulunan yerlerden olduğu gerekçesiyle kararı temyiz etmişsede, hükmüne uyulan bozma ilâmında belirtildiği gibi ilk tesbit tarihi olan 04.09.1960 ve 16.08.1983 günlü 2. kez yapılan tapulama tespitine bir kısım tespit maliki gerçek kişiler itiraz etmiştir. Bu durumda Hazine (Tapuya dayalı) tespite itiraz etmediğine göre, kişi payları Hazine yönünden kesinleşmiştir. Bu nedenle; davalı Hazinenin tapu kaydı yüzölçümü kapsamı dışında kalan miktar fazlasına ilişkin temyiz itrazlarının incelenmesi gerekmiştir. Kadastro tespitine dayanak alınan Temmuz 1948 tarih 38 no ve T. sani (Kasım) 1954 tarih 129 nolu tapu kaydı Eylül 1938 tarihten gelmekte olup hisseli tapudur ve yüzölçümü 9190 m2"dir. Hudutları şarken; yol, garben; Ömer, şimalen; Bayır ve cenuben; Ardıçlı düz okumaktadır. Tapu kaydı değişir sınırlı olup miktarı ile geçerlidir. Yapılan keşif ve uygulamalarda tapu kaydı çekişmeli taşınmaza uygulandığı halde tapu kaydının yüzölçümü kapsamında kalan alanın nereye isabet ettiği fen bilirkişi tarafından saptanmamış tapu kaydının hudutları haritasında gösterilmemiştir. Ayrıca; kadastro tesbitine
    dayanak alınan 1937 tarih 12/73 tahrir numaralı vergi kaydı getirtilerek uygulanmamış, kayıt kapsamı belirlenmemiştir. Yapılan keşifte dinlenen ziraat bilirkişi raporunda taşınmazın kuru tarıma elverişli arazilerden olduğu ve 20 yıla yakın bir zamandır ekilip biçilmediği, taşınmazın dik eğimli bir kısım bölümlerinde ağaçsı örtü türünden meşe, ardıç, titrek kavak, ahlat, yabani elma, kuşburnu türünden ağaç ve ağaçcıklar ile büyük bir bölümünde ekseriyetle fiğ, adaçayı, kekik, sütleğen, ayrık otu, geven, yabani korunga türünden otsu bitkilerle kaplı olduğu ve ayrıca, alanın çok geniş olması itibariyle zilyetlikle iktisap edilebilecek yerlerden olmadığı belirlendiği halde, taşınmazın tamamının gerçek kişiler adına tescili doğru değildir.
    Bu nedenle; mahkemece yapılacak iş, fen ve ziraat uzmanı bilirkişi aracılığı ile ve yerel bilirkişiler marifetiyle yeniden yapılacak keşifte, dayanak tapu kaydı ve vergi kaydı mevki ve hudutları itibariyle ayrıntılı şekilde yerel bilirkişilerden sorularak uygulanması, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin en yakın komşu parsel kayıtları ile denetlenmesi, tapu kaydı ve vergi kayıtlarının 3402 sayılı Yasanın 20/C maddesine göre yüzölçümü miktarına bağlı kalınarak öncelikle kapsadığı alanın belirlenerek krokide işaretlenmesi, vergi kaydının kapsadığı alanın tapu kaydı kapsamında kaldığının anlaşılması halinde ise tapu kaydına değer verilmesi, bundan sonra tapu ve vergi kaydının yüzölçümü kapsamı dışında olupta ziraat arazisi olarak tarım yapılan ve işlenen bir alan varsa bu bölüm yönünden; gerçek kişilerin Hazineye karşı yaptıkları itirazlarını ispat zorunluluğu olduğundan bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, önceki malikler yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı yasanın 03.07.2005 gün 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Yasası ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, yasanın getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve bilirkişinin yetersiz raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıkalanan nedenlerle; müdahil Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının REDDİNE,
    2) Yukarıda ikinci bentde açıkalanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 01/10/2012 günü oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi