3. Hukuk Dairesi 2020/3080 E. , 2020/7826 K.
"İçtihat Metni"
Davacı/k.davalı ... Sanayi Ticaret A.ş. ile davalı/k.davacı ... aralarındaki asıl davada alacak ve menfi tespit ile karşı davada tazminat davalarına dair Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 22/09/2017 tarihli ve 2015/700 E. - 2017/650 K. sayılı hükmün Bozulması hakkında dairece verilen 27/11/2019 tarihli ve 2019/1903 E. - 2019/9408 K. sayılı ilama davacı/karşı davalı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı kiraya veren ile 16.06.2008 tarihli kira sözleşmesini imzaladığını, işbu sözleşmeye istinaden kiralananda bir takım tadilatlara başladığı sırada uzman kişiler aracılığıyla kiralananın depreme dayanıklı olmadığının ve kullanıma elverişli olmadığının tespitinin yapıldığını, bunun üzerine 12.09.2008 tarihli ihtarname ile kira sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek; kira sözleşmesinin teminatı olması amacıyla davalıya verilen 10.000 Euro bedelli senetten kaynaklı borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; kiralananın gayet iyi durumda kiraya verildiğini, ancak davacı kiracının izin almaksızın tadilatlar gerçekleştirdiğini, yapılan tadilatlar neticesinde kiralananın zarar gördüğünü savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiş, süresinde açmış olduğu karşı dava ile de; kiracı tarafından kiralanana verilen zararların bedeli olarak şimdilik 1.000 TL tazminatın karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında ise karşı davasını ıslah ederek; yapılan ödeme nedeniyle 1.000 TL lik kısım tenzil edilmek suretiyle tazminat istemini 45.700 TL"ye yükseltmiştir.
Mahkemece; asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen karar, Yargıtay 6.Hukuk Dairesince verilen 29.06.2015 tarihli ve 2015/1330 6598 E/K sayılı kararla; sair itirazlar reddedilerek, davalı-karşı davacının asıl davadaki 10.000 Euro bono yönünden menfi tespit istemi ile karşı davadaki tazminata ilişkin, mümkünse yerinde keşif yapılarak tespite konu zararlardan, davacı-karşı davalının yaptığı faydalı masraf dışında kiralanana vermiş olduğu zararlar ve miktarları denetime elverişli uzman bilirkişi kurulu raporu ile tespit edilerek sonucuna göre tazminata ve belirlenecek tazminat miktarına göre kiracı tarafından hasar ve zararların teminatı olarak verilen bono yönünden kiracının borçlu olup olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; önceki hüküm ile kesinleşmiş kısımlara ilişkin yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilerek, asıl davada 10.000 Euro bono yönünden menfi tespit talebinin reddine, karşı davada ise ıslah dilekçesindeki miktar üzerinden talebin reddine karar verilmiş, hükmün taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairece verilen 27.11.2019 tarihli ve 2019/1903 E. - 2019/9408 K. sayılı kararla; davacı-karşı davalının tüm, davalı-karşı davacının sair temyiz itirazları reddedilerek, Mahkemenin davalı-karşı davacının 1.000,00 TL tazminat talebine ilişkin değerlendirmesinin hatalı olduğundan bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiş, iş bu ilama karşı davacı/k.davalı tarafından süresi içinde kararın düzeltilmesi talep edilmiş olmakla yeniden yapılan incelemede;
1-) Düzeltilmesi istenilen Yargıtay ilamında benimsenen mahkeme kararındaki gerekçelere, özellikle temyiz aşamasında ileri sürülmeyen hususların karar düzeltme aşamasında ileri sürülemeyecek olmasına ve talepte bulunanın sıfatına göre, HUMK"nun 440. maddesindeki yazılı hallerden hiç birisine uymayan davacı-karşı davalının sair karar düzeltme itirazları yerinde değildir.
2-) 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesi bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiğini açıklamıştır. Bu düzenleme uyarınca bir mahkeme hükmünde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Somut olayda; davalı/karşı davacının karşı davasını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL üzerinden ikame ettiği, mahkeme gerekçesinde; kiralanana verilen zarar tutarının 46.700 TL olduğu ve teminat senedinin ise 10.000 Euro (19.329) TL olduğu kabul edilmesine göre; Mahkemece, hüküm fıkrasında iş bu talep hakkında açıkça olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu yön dikkate alınmadan yazılı şekilde bozmadan sonra ıslahın mümkün olmadığı gerekçesiyle; sadece ıslah ile arttırılan kısma yönelik karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Ne var ki, mahkeme kararının yukarıda açıklanan gerekçe ile bozulması gerekirken, zuhulen Dairemizin bozma kararının 2.bendinde yazılı ve yeterli açıklıkta bulunmayan gerekçe ile bozulmuştur.
Bu nedenle, Dairemizin 27.11.2019 gün 2019/1903 Esas ve 2019/9408 Karar sayılı ilamının ikinci bendinin ilam metninden çıkarılarak, ikinci bende yukarıda açıklanan değişik gerekçenin eklenmesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle, davacı-karşı davalının sair karar düzeltme taleplerinin reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle, HUMK"nun 440. maddesi gereğince davacı-karşı davalının karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 27.11.2019 günlü 2019/1903 Esas ve 2019/9408 Karar sayılı tarihli ilamının ikinci bendinin ilam metninden çıkarılarak, ikinci bende yukarıda açıklanan değişik gerekçenin eklenmesi suretiyle mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 15/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.