Esas No: 2021/8610
Karar No: 2022/14252
Karar Tarihi: 18.10.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/8610 Esas 2022/14252 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Mahkeme kararına yapılan temyiz başvurusu sonucu yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunarak, suçta kullanılan nakil vasıtasının üçüncü kişiye ait oluşu ve yakalanan kaçak eşya miktarı dikkate alınarak aracın iadesine karar verildi. Ancak, sanığın mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemleri incelenirken suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin farklı yasal düzenlemelere tabi kaldığı gözetildi. Sonuç olarak sanık lehine olan kanun maddeleri de göz önünde bulundurularak yerel mahkemenin sanığın hukuki durumunu tayin ve takdir etmesi gerektiği belirtildi. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun benzer dosyaları birleştirme ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı bakımından incelenmesi gerektiği yönündeki kararlarının da hatırlatıldığı kararda, yerel mahkemenin bu hususları göz önünde bulundurmadığı için kararın bozulması gerektiği sonucuna varıldı.
Kanun maddeleri: 5607 sayılı Yasa'nın 3/18, 3/5, 3/10, 3/22, 5/2, 7242 sayılı Yasa'nın 61, 62, 63, geçici 12. maddenin 2. fıkrası, 6455 sayılı Yasa, 6545 sayılı Yasa, 5237 sayılı TCK'nun 54. maddesi ve 7. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I) Katılan ... İdaresi vekili ile sanığın nakil aracının iadesi kararına yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Suçta kullanılan nakil vasıtasının üçüncü kişiye ait oluşu ve yakalanan kaçak eşya miktarı dikkate alınarak 5607 sayılı Yasanın 13/1. ve 5237 sayılı TCK'nun 54. maddelerine göre aracın iadesine ilişkin yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan katılan ... İdaresi vekili ile sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle iade kararının ONANMASINA,
II) Katılan ... İdaresi vekili ile sanığın mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu gözetildiğinde;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağı hüküm altına alındığı gözetilerek,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22 ve 5/2. maddelerinin somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
Kabule göre de;
Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08.04.2014 tarih ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK'nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
İncelemeye konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 11.06.2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 08.09.2014 olduğu,
Dairemizin 2021/11196 Esas numarasında kayıtlı Eruh Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/93 E. sayılı dosyasında sanığa atılı eylem ile ilgili olarak suç tarihinin 23/03/2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 17.11.2014 olduğu,
Sanığın eylemlerinin benzer mahiyette olduğu dikkate alınarak, anılan dosyanın incelenip, gerektiğinde birleştirilerek sanığın bu eylemi bir suç işleme kararı icrası kapsamında işleyip işlemediği ve haklarında TCK'nun 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı hususu tartışıldıktan sonra bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve katılan ... İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.