Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1452
Karar No: 2022/4814
Karar Tarihi: 17.05.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/1452 Esas 2022/4814 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı eczane ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasında, 2012 yılı eczane protokolüne göre ilaç temini anlaşması yapılmıştır. Ancak davalı kurum, davacı eczanenin ilaç tesliminde gereken özeni göstermediğini iddia ederek, eczaneye cezai işlem uygulamıştır. İlk derece mahkemesi, cezai işlemin haksız ve hukuka aykırı olduğuna karar vererek iptal etmiştir. Bölge adliye mahkemesi ise, eczanenin gereken özeni göstermediği gerekçesiyle cezai işlemin uygulanması gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin kararını bozmuştur. Ancak Yargıtay Daireleri, bu kararı bozarak, davalı kurumun işlemine ilişkin dava dışı sigortalı kişilerin tanık olarak dinlenilmesi gerektiği, 2016 yılı protokolü değerlendirilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği hüküm altına almıştır. Bölge adliye mahkemesi ise, bu karara uyarak yeniden yapılan yargılamada, cezai işlemin dayanağı olan 2012 yılı eczane protokolünün 5.3.2. maddesinde belirtilen cezai şart miktarının 76.432,42 TL olduğu sonucuna varmıştır. Ancak hüküm fıkrasında 191.081,05 TL değerindeki cezai şartın 76.432,42 TL'lik kısmının iptaline karar verilmiş olması, gerekçeyle hüküm arasında bir çelişki yaratmıştır. Bu nedenle, Yargıtay kararı ile bölge adliye mahkemesi kararı bozulmuştur.
HMK'nın 141. maddesi gereği, \"Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.\" Hükmü yer almaktadır. Hüküm ile gerekçe arasında çelişki yaratılması, usul ve yasaya aykırıdır. Ayrıca Yargıtay Daireleri, davaya ilişkin
3. Hukuk Dairesi         2022/1452 E.  ,  2022/4814 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
    VEK.AV....



    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kurum işleminin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi üzerine, bölge adliye mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, ......’nin sahibi olduğunu, davalı kurumun 20/10/2015 tarihli yazısında 5 adet reçete arkasındaki imzanın ilaçları alan hastalara ait olmadığı gerekçesi ile Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk ... Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2012 yılı protokolünün 5.3.2 ve 4.3.6. maddeleri uyarınca 191.081,05 TL cezai şart ile 38.216,21 TL reçete bedelinin tahsili yönünde işlem uygulayacağını bildirdiğini, bu işlemin haksız ve hukuka aykırı olması nedeniyle iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    İlk derece mahkemesince, davalı kurumca yapılan soruşturmada eczacı ve eczane çalışanlarının kurumu zarara uğratmak kastıyla gerçekleştirdikleri herhangi bir eylemin mevcut olduğu tespit edilememiş olmasına rağmen başkaları tarafından yapılan sahtecilik eylemlerinin davacı eczaneye yükletilmesinin cezaların şahsiliği ilkesiyle bağdaşmayacağı, ayrıca davacının sahte reçete düzenleyen kişilerle el ve işbirliği içerisinde hareket ettiğine dair de dosyada herhangi bir somut bilgi ve belge bulunmadığından davacı eczanenin cezalandırılmasının hakkaniyete aykırı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne; 20/10/2015 tarih ve ... sayılı yazıları ile 191.081,05 TL cezai şart ile 38.216,21 TL reçete bedelinin tahsili yönündeki dava işleminin iptaline karar verilmiş, karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, ilaçların hasta ya da yakınına teslim edilmediği ve imzaların bunlara ait olmadığı anlaşıldığından protokolün 5.3.2. maddesindeki koşulları bilerek sözleşmeyi imzalayan ve basiretli bir tacir gibi davranması beklenen eczacının özellikle yüksek bedelli ilaçların tesliminde kendisinden beklenen özeni göstermesi ve teslim edilen kişinin hasta ya da yakını olduğunu gösterir belgenin ibrazını istemesi gerektiğinden davalının istinaf başvurusunun kabulüne; davanın reddine dair verilen karar, davacının temyizi üzerine Dairemizce verilen 14/09/2020 tarihli ve 2020/738 E. 2020/4000 K. sayılı ilamla; "1-....cezai şarta konu işlemin dayanağı dava dışı sigortalı kişilerin beyanı olduğuna göre, bu kişilerin de tanık olarak dinlenilmesi gerekmektedir... 2-...mahkemece; 2016 yılı protokolü değerlendirilmek suretiyle sonucuna uygun karar verilmesi gerekli..." gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde somut olayda ilaçların hasta ya da yakınına teslim edilmediği ve imzaların bunlara ait olmadığı anlaşıldığından davaya konu cezai işlemin dayanağı olan 2012 yılı eczane protokolünün 5.3.2. maddesinin 2016 yılı protokolünde karşılığı olan 5.3.2. maddesine göre Kurumca davacıdan tahsil edilmesi gereken cezai şart miktarının 76.432,42 TL olması gerektiğinden, davacıya uygulanan 191.081,05 TL cezai şartın 114.348,63 TL'lik kısmının iptaline karar verilmesi gerektiği kanaatiyle davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne; davanın kısmen kabulü ile davalı kurum tarafından 20/10/2015 tarih ve ... sayılı yazı ile davacıya uygulanan 191.081,05 TL cezai şartın 76.432,42TL'lik kısmının iptaline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-Bilindiği üzere, derece mahkemelerince verilen hüküm, bir davayı esastan çözümleyen ve uyuşmazlığı sona erdiren nihai kararlardandır. Bu kararla, derece mahkemesi davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur. Bu aşamada yapılması zorunlu iş; hakimin, hükmü yasal gerekçeleriyle birlikte yazmasından ibarettir. Eş söyleyişle, kararın asli unsurlarından olan gerekçenin de, hüküm fıkrasına uygun biçimde kararda yer alması gerekir. Esasen, kararın gerekçe taşıması, kamu düzeni ile doğrudan ilgili temel kurallardan olup, bu kurala yasa koyucu HMK'nın 297 nci maddesiyle varlık kazandırmıştır.
    Yine Anayasamızın "Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması" başlıklı 141 inci maddesinin üçüncü fıkrasında; "Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır." hükmüne yer verilmiştir.
    Buna göre, gerekçe, hükümle çelişik olamaz. Aksinin kabulü, mahkemelere güveni sarsacağı gibi Anayasa ve yasalarda yer alan açık kurallara aykırılık oluşturur.
    Bölge adliye mahkemesince; yukarıda açıklanan bu hususlar gözetilmeksizin, gerekçede bilirkişi ek raporu doğrultusunda cezai şart miktarı 76.432,42 TL olarak belirlendiğinden davacıya uygulanan 191.081,05 TL cezai şartın 114.348,63 TL'lik kısmının iptaline karar verilmesi gerektiğine yer verilmesine rağmen, hüküm fıkrasında 191.081,05 TL cezai şartın 76.432,42 TL'lik kısmının iptaline karar verilerek, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmış olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    2-Bozma nedenine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının HMK'nın 371 inci maddesi uyarınca taraflar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, HMK'nın 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 18/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi