21. Hukuk Dairesi 2018/4703 E. , 2019/4954 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Ankara 8. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki tespit davası nedeniyle bölge adliye mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, temyiz konusu hükme ilişkin dava, HMK’nun 369. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
A)Davacı İstemi :
Davacı, 01/01/2007 tarihinden itibaren maluliyet aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine, tahakkuk eden aylıkların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
B)Davalı Cevabı :
Davalı vekili, maluliyetin usulüne uygun sağlık kurulu raporuyla belgelenmesi gerektiği, maluliyet aylığı bağlanması için gerekli koşulların sağlanmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Kararı :
Mahkemece "" ...Davacının SGK Ankara Sıhhiye Sağlık Güvenlik Merkezinin 04/08/2009 tarihli sağlık kurulu raporuna göre çalışma gücünün en az %60"nı kaybetmediği, Adli Tıp 3. İhtisas Dairesinin 04/03/2016 tarihli raporuna göre malüliyet oranının %23 olduğu tespit edilmiş davacının en son Adli Tıp Genel Kurulundan tespit edilen 04/05/2017 tarihli raporuna göre malüliyet oranın E cetveline göre %33,2 olup çalışma gücünün en az %60"nı kaybetmemiş olduğundan malül sayılmayacağı böylece malüliyet aylığı için yasada belirtilen koşulların yerine gelmediği"" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D) İstinaf Başvurusu :
Davacı vekili, göz ve psikiatri rahatsızlıklarının raporda dikkate alınmadığı, Ankara Numune Hastanesi" nden alınan raporlarında maluliyetinin yüksek bildirildiği, ek rapor alınması gerektiği ve resen nazara alınacak nedenlerle davasının kabulüne karar verilmesini istemiştir.
E)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinde ATK 3. İhtisas ve ATK Genel Kurul raporlarına atıf ayarak " Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK"nın 353/ 1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, " karar vermiştir.
F)Temyiz :
Davacı vekili, istinaf talebindeki gerekçeler ile temyiz yoluna başvurmuştur.
G) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Dava, maluliyet oranının tespiti, maluliyet aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti, tahakkuk eden aylıkların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; SGK Ankara Sıhhiye Sağlık Güvenlik Merkezinin 22/07/2009 ve 20/10/2009 tarihli sağlık kurulu raporlarına göre Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit işlemleri Yönetmeliği çerçevesinde çalışma gücünün en az %60 kaybetmediğine, Sosyal Sigortalar Yüksek Sağlık Kurulu" nun 17/12/2010 tarihli raporunda yine Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit işlemleri Yönetmeliği çerçevesinde çalışma gücünün en az %60 kaybetmediğine karar verildiği, Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp 3. İhtisas Kurulunun 30/03/2016 tarih ve 6218 karar nolu raporunun netice kısmında; Davacının 30/12/2006 tarihli ateşli silah yaralanmasına bağlı gelişen arızasının 11/10/2008 tarihli Çalışma ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre E cetveline göre % 23 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş bayılacağı, yine aynı yönetmeliğe göre çalışma gücünün en az % 60 ını kaybetmediğine dair görüş bildirildiği, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun 04/05/2017 tarih ve 704 karar sayılı raporunun netice kısmında; Davacının 30/12/2006 tarihli ateşli silah yaralanmasına bağlı ayak amputasyonu ile diz bölgesinde çok sayıda saçma tanesi ve çevresinde oluşan hipertrofik ossifikasyon nedeniyle hareket kısıtlılığı arızasının 11/10/2008 tarihli Çalışma ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre E cetveline göre % 33,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, yine aynı yönetmeliğe göre çalışma gücünün en az % 60 ını kaybetmediğine dair görüş bildirildiği anlaşılmaktadır.
0l/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa"nın 25. maddesinde, 4.maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az % 60"ını kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalının malul sayılacağı, ancak sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce çalışma gücünün % 60"ını kaybettiği önceden veya sonradan tespit edilen sigortalının bu hastalık veya özrü sebebiyle malullük aylığından yararlanamayacağı bildirilmiştir.
Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa"nın 95. maddesidir. Anılan maddeye göre, "Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usul ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir." Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği"nin 55. maddesine göre sigortalının malullük durumunun Kurumca yetkilendirilen Sağlık sunucularının sağlık kurulunca usulüne uygun düzenlenecek raporların Kurum Sağlık Kurulunca incelenmesi sonucu Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinde belirlenen usul ve esaslara göre tespit edileceği, anılan yönetmeliğin 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kurulunca inceleneceği bildirilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu" nun 58"inci ve 95’inci maddesinde malûl sayılmayı gerektirecek hastalık veya arızanın bulunup bulunmadığının tespitinde izlenecek yol açıklanmıştır. Buna göre kurum sağlık tesislerince düzenlenen raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan rapor alınmalı, söz konusu kurul raporlarının Kurumu bağlayacağı, ancak, diğer ilgilileri bağlamayacağı dikkate alınarak, itiraz halinde, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden alınacak rapora göre karar verilmeli; Yüksek Sağlık Kurulu Raporu ile Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi raporu arasında çelişki bulunması halinde ise Adli Tıp Kanunu"nun 15. maddesi gereği Adli Tıp Üst Kurullarınca giderilmesi gereklidir. Çelişkinin Yüksek Sağlık Kurulu ile Tıp Fakültelerinin ilgili ana bilim dalından alınan sağlık kurulu arasında çıkması halinde de, amacın uyuşmazlığı en geniş katılımlı bir kurul kararı ile sona erdirmek, yeni çelişkilerin ortaya çıkıp uyuşmazlığı çözümsüzlüğe itmeyi engellemek olduğu dikkate alındığında, ilgili Adli Tıp Üst Kuruluna başvurulmalı ve alınacak raporla uyuşmazlık sona erdirilmelidir.
Sigortalı sayılanlar ve bunların bakmakla yükümlü oldukları veya hak sahibi çocuklarının çalışma gücü veya meslekte kazanma gücü kayıp oranlarının tespitine ilişkin, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği 01.10.2008 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 11/10/2008 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak; Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği 01/09/2013 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 03.08.2013 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Somut olayda, her ne kadar davacının gözündeki rahatsızlık ve psikiatrik rahatsızlığına ATK 3. İhtisas ve ATK Genel Kurul raporlarında yer verilmişse de raporların sonuç kısmında sadece davacının 30/12/2006 tarihli ateşli silah yaralanmasına bağlı gelişen arızasının değerlendirilmesi ve bu rahatsızlığı dikkate alınarak maluliyet oranının belirlenmesi, yine raporların tarihi itibari ile 5510 sayılı yasanın 25. maddesinde belirtildiği şekilde maluliyet oranı için % 60 oranı üzerinden 03.08.2013 tarihli yönetmelik dikkate alınmadan rapor düzenlenmesi ve mahkemece eksik olarak düzenlenen ATK raporlarına itibarla hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş; ATK İkinci İhtisas Üst Kurulu"ndan davacının gözündeki arızası ve psikiatrik rahatsızlığı dahil olmak üzere tüm rahatsızlıklarının dikkate alındığı davacının % 60 maluliyet oranı üzerinden 11/10/2008 tarihli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği"ne göre malul olup olmadığı hususunda ek rapor almak ve sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına ve ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
H)SONUÇ:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının temyiz edene iadesine 10/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.