Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3193
Karar No: 2019/4958
Karar Tarihi: 10.09.2019

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/3193 Esas 2019/4958 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2019/3193 E.  ,  2019/4958 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. İş Mahkemesi




    TÜRK MİLLETİ ADINA
    KARAR
    A) Davacı İstemi;
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, ... San ve Tic. ltd. Şti. bünyesinde çalışırken 11/02/2008 tarihinde iş kazası geçirdiğini, davacının bu iş kazasında sol el serçe parmağını kaybettiğini yüzük parmağı da kısmi olarak kullanılamaz hale geldiğini, şimdilik 1000 TL maddi tazminat 30.000,00 TL manevi tazminat talep ettiklerini talep ve dava etmiştir.
    Davacı vekili, 10/11/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 74.531,60 TL arttırmıştır.
    B) Davalı Cevabı;
    Davalı ..., Davalı tasfiye halinde Koçanlar Deniz Taşımacılığı A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı ... isimli şirkete dava dilekçesi ve duruşma günü usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
    C) İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi:
    “ Dosya kapsamında en son alınan 19.04.2013 tarihli Adli Tıp raporu ile davacının davaya konu kaza nedeniyle % 8,3 oranında maluliyetinin oluştuğu tespit edilmiştir.
    Mahkememizce aldırılan 09/01/2014 havale tarihli kusur bilirkişi raporunda, davalı ... DEN. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. ünvanlı şirkeitn %50 kusurlu olduğu, DESAN DENİZ İNŞAAT SAN. A.Ş."nin %30 oranında kusurlu olduğu, davacı ..."ın %20 kusurlu olduğu tespit edilmiş davalı ...Ş."nin kusurunun bulunmadığı tespit edilmiş, aldırılan rapor hükme elverişli bulunmuş, hesap bilirkişi raporuna göre davacı ..."ın davaya konu kaza nedeniyle oluşan iş gücü kaybı nedeniyle maddi zararının 74.531,60 TL hesaplandığı görülmüştür. ” şeklinde belirtilmiştir.
    D) İlk Derece Mahkemesi Kararı:
    “Davalı ...Ş."ye açılan davanın REDDİNE,
    74.531,60 TL maddi ve 12.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 11/02/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... San. ve Tic. Ltd. Şti. ve Desan Deniz İnşaat San. A.Ş."den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir.
    E)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesinde Özetle;
    “ Davalı tasfiye halinde Koçanlar isimli şirketin esas iştigal alanının deniz taşımacılığı olduğu ve davalı tarafından dosyaya sunulan belgelere göre kusur bilirkişisi raporunda açıklandığı üzere davalının ambar kapaklarının tamirat işini eser sözleşmesi kapsamında anahtar teslim ... isimli alt işveren diğer davalı şirkete verdiği, meydana gelen kazada davalı tasfiye halinde Koçanlar isimli şirketinin işveren olmaması ve kusurunun bulunmaması nedeniyle bu yönü kapsayan istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
    Bilirkişi kusur raporunda açıklandığı ve davacı tanıklarının beyanında geçtiği üzere ... isimli şirketin tersanede taşeron olarak bulunduğu, Desan isimli şirketinin iş güvenliği eğitimini ... isimli şirket çalışanlarına sağladığı, ... isimli şirket ile Desan isimli şirket arasındaki ilişkinin ilk derece mahkemesince tam olarak ortaya konulduğu ve ilişkinin 4857 sayılı yasanın 2/6 maddesi kapsamında asıl-alt işveren ilişkisi olduğu görüldüğünden bu yönü kapsayan istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
    Davacının yaralandığı iş kazasının tamirat yapılan geminin davalı ... isimli şirketin tersanesinde tersanenin gözetiminde bulunduğu sırada meydana geldiği, kusur bilirkişi raporuna göre davalı ... isimli şirketin kazanın meydana gelmesinde münhasıran %30 oranında kusurlu olduğu sabit olduğundan davalı tarafın bu yönü kapsayan istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
    SGK tarafından davacının maluliyet oranının %9.3 olarak belirlendiği, SGK YSK tarafından aynı oranın teyit edildiği, yargılama aşamasında yapılan itiraz üzerine dosyanın gönderildiği, Adli Tıp 3. İhtisas Dairesince davacının maluliyet oranının %8.3 olarak tespit edildiği, çelişki nedeniyle Adli Tıp Genel Kurulundan alınan 16/10/2014 tarih 2132 karar sayılı kararına göre davacının maluliyet oranının %8.3 olduğu kesinleşmiştir.
    Davalı ... isimli şirket vekili maluliyet oranının yüksek belirlendiğini üniversiteler arası kuruldan rapor alınması gerektiğini ileri sürmekte ise de, Adli Tıp Genel Kurulunca belirlenen oran kesin olup buna karşı başka bir yasal başvuru yolu düzenlenmediğinden bu yönü kapsayan istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
    Dosya kapsamında kamu düzenine aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır. ” şeklinde belirtilmiştir.
    F) Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
    “Davacının ve davalı ... İnş. San. A.Ş."nin istinaf başvurularının ayrı ayrı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, ” karar verilmiştir.
    G)Taraf Vekillerinin Temyiz Nedenleri;
    Davalı ...Ş. Vekili temyiz dilekçesinde özetle:asıl-alt işveren ilişkisini kabul etmediğini, bunun için yazılı sözleşme bulunması gerektiğini, Davalı ...Ş. nin asıl işveren, diğer davalı ... Denizlik Ltd. Şti nin alt işveren olduğunu, müvekkili yönünden husumetin bulunmadığını, Desan Deniz İnşaat San. A.Ş. ile diğer davalı ... isimli şirket arasında alt işverenlik ilişkisinin bulunmadığını, iş kazasında tersanenin kusurunun bulunmadığını,ATK genel kurulu tarafından maluliyetin yüksek belirlendiğini, itirazlarına rağmen üniversiteler arası yüksek kuruldan rapor alınmadığını, beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
    H) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
    1-Her ne kadar maddi tazminat hesabı yapılırken, bakiye ömrün tespitinde dairemizce kabul görmeyen TRH 2010 bakiye ömür tablosu esas alınmış ise de; bu hususa ilişkin açık temyiz bulunmadığından, bozma nedeni olarak kabul edilememiştir.
    2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenler ile temyiz kapsam ve nedenlerine göre davalı ...Ş. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
    Dava, davacı sigortalının iş kazasından sürekli iş göremezliğe uğraması nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, 74.531,60 TL maddi, 12.000,00.-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 11/02/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak anılan davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Dosya kapsamından davacının iş kazası sonucu % 8,3 oranında sürekli iş göremezliğinin bulunduğu ve iş kazasının meydana gelişinde davacı sigortalının % 20 oranında müterafik kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.
    Dosya kapsamından; davalı ...Ş. tarafından kendisine ait geminin tamir ve bakımının yapılması amacıyla tersane sahibi Desan Deniz İnşaat San. A.Ş. ye bırakıldığı, Desan Şti. nin ise geminin tamir ve bakım işini ... San. Ltd. Şti. ye verdiği anlaşılmaktadır.
    Somut olayda uyuşmazlığın sağlıklı bir çözüme kavuşturulabilmesi için öncelikle asıl işveren-alt işveren kavramlarının açıklanması gerekir.
    4857 sayılı Kanun"un 2.maddesine göre bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi denir.
    İş Kanunu"nun 2.maddesinin 7.fıkrasına göre bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.
    5510 sayılı Kanun"un 12/6.maddesi ile de asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumlu tutulmuştur.
    4857 sayılı Kanun"un 2/7.maddesi ile işçilerin İş Kanunu"ndan, sözleşmeden ve toplu iş sözleşmesinden doğan hakları, 5510 sayılı Kanun"un 12/6.maddesi ile de Kurumun alacakları ve işçinin sosyal güvenlik hakkı daha geniş koruma-güvence altına alınmak istenmiştir. Aksi halde, 4857 veya 5510 sayılı Kanun"dan kaynaklanan yükümlülüklerinden kaçmak isteyen işverenlerin işin bölüm veya eklentilerini muvazaalı bir biçimde başka kişilere vermek suretiyle yükümlülüklerinden kaçması mümkün olurdu.
    Asıl işveren ile alt işverenin birlikte sorumluluğu "müteselsil sorumluluktur". Asıl işveren, doğrudan bir hizmet sözleşmesi bulunmamakla birlikte İş Kanunu"nun 2.maddesinin 6.fıkrası gereğince alt işverenin işçilerinin iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle uğrayacakları maddi ve manevi zarardan alt işveren ile birlikte müteselsilen sorumludur. Bu nedenle meslek hastalığına veya iş kazasına uğrayan alt işverenin işçisi veya ölümü halinde mirasçıları tazminat davasını müteselsil sorumlu olan asıl işveren ve alt işverene karşı birlikte açabilecekleri gibi yalnızca asıl işverene veya alt işverene karşı da açabilirler.
    Alt işverenden söz edebilmek ve asıl işvereni, aracının borçlarından sorumlu tutabilmek için bir takım zorunlu unsurlar bulunmaktadır.
    a) İşyerinde işçi çalıştıran bir asıl işveren bulunmalıdır. Sigortalı çalıştırmayan “işveren” sıfatını kazanamayacağı için, bu durumdaki kişilerden iş alanlar da aracı sayılmayacak ve anılan madde kapsamında dayanışmalı sorumluluk doğmayacaktır.
    b) Bir başka işveren, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde iş almalı ve sigortalı çalıştırmalıdır.
    c) İşverenlik sıfatını, alınan işte ve o iş nedeniyle sigortalı çalıştırılması sonucunda kazanmış olması aranacaktır. Bu kişinin diğer bir takım işyerlerinde çalıştırdığı sigortalılar nedeniyle kazandığı işverenlik sıfatının sonuca etkisi bulunmamaktadır.
    d) İşverenden alınan iş, işverenin sigortalı çalıştırdığı işe göre ayrı ve bağımsız bir işyeri olarak değerlendirilebilecek nitelikte olmamalıdır, aksi halde iş alan kimse aracı değil, bağımsız işveren niteliğinde bulunacaktır.
    e) İşin bütünü başka bir işverene bırakıldığında, iş anahtar teslimi verildiğinde veya işveren kendi iştigal konusu olmayan bir işi kendisi sigortalı çalıştırmaksızın bölerek ihale suretiyle farklı kişilere vermişse, iş sahibi (ihale makamı) Yasanın tanımladığı anlamda asıl işveren olmayacağından, bir alt-üst işveren ilişkisi bulunmayacaktır.
    f) Alt işverenin aldığı iş, işverenin asıl işinin bölüm ve eklentilerindeki işin bir kesimi yada yardımcı işler kapsamında bulunmalıdır. Asıl işverenden alınan iş, onun sigortalı çalıştırdığı işe göre ayrı ve bağımsız bir nitelik taşımaktaysa, işi alan kimse alt işveren değil, bağımsız işveren sayılacaktır. Bu noktada belirleyici yön; yapılan işin, diğerinin bütünleyici, yardımcı parçası olup olmadığıdır. İş yerindeki üretimle ilgili olmayan ve asıl işin tamamlayıcısı niteliğinde bulunmayan bir işin üstlenilmesi halinde, alt işverenden söz etme olanağı kalmayacak, ortada iki bağımsız işveren bulunacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24.05.1995 gün ve 1995/9-273-548 sayılı kararı da aynı yöndedir.)
    Bu açıklamalardan yola çıkılarak somut olayda, davalı ...Ş.‘nin kendi asıl işlerinden olan inşaat yapım işini ihale ile bir şirkete vermesi onu asıl işverenlik sıfatından ve bunun doğal neticesi olarak da sorumluluktan kurtarmaz. Bu durumda kendine ait işi bir başkasına yaptıran kişi ya da kurum alt işverenin(taşeronun) ve bu alt işverenin istihdamlarının kusurlarından onun ile birlikte müteselsilen sorumlu olur.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara dikkat edilmeden davalı ...Ş. yönünden davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Yapılması gereken iş, ... Deniz Taşımacılığı A.Ş. ‘yi de asıl işveren olarak tazminat istemlerinden sorumlu tutmaktan ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde davalı ...AŞ. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına, ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir
    SONUÇ: 1- Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesi"ne, karardan bir örneğin de Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı ...AŞ. iadesine
    10/09/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi