(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2011/9479 E. , 2012/11170 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itirazdavasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü 3328 parsel sayılı 10891.75 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu parselin tespit gibi davalı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 13.02.2006 tarih ve 2005/13684 - 2006/1416 sayılı bozma kararı ile (Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olmadığı, çekişmeli taşınmaza komşu 3326 parsel sayılı taşınmazın senetsizden şahıs adına tespit gördüğü, ancak tapuda tarla niteliği ile Hazine adına kayıtlı olduğu ve kaydın hükmen oluştuğu anlaşıldığı halde, bu parsele ilişkin dava dosyası dosya içinde yer almadığı gibi orman bilirkişi taşınmazın orijinal renkli memleket haritası üzerinde konumunu göstermediği, taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı da sorulmadığından, öncelikle en eski tarihli orijinal renkli memleket haritasının renkli bir sureti ile kadastro paftasının bir sureti getirtilerek çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı orman bölge müdürlüğünden sorularak, yeniden yapılacak keşifte tahdit haritası ve kadastro paftası ölçekleri eşitlendikten sonra çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın konumunun belirlenmesi, 3116, 4785 ve 5658 sayılı yasalar karşısındaki durumunun saptanması, tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 tarih ve 31/13 E.K., 14.03.1989 tarih ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 tarih ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman ayılan yer olduğunun düşünülmesi, toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresinin incelenmesi, kesinleşmiş tahdit bulunmadığı takdirde yukarıda değinilen diğer belgeler uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp, orijinal renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeğini kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeğinin de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilerek çekişmeli taşınmazın memleket haritasına göre konumunun saptanması, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınması, taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların nitelikleri, yaşları ve kuturları belirlenerek, ekimle mi? yoksa doğal olarak mı? yetiştiğinin saptanması, komşu 3326 parselle ilgili tescil krokisinin mahalline uygulanması ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, dava konusu ... ilçesi, ... köyü 3328 parsel sayılı taşınmazın kadastro fen ve orman bilirkişileri tarafından düzenlenen 06.08.2010 tarihli rapor ve krokide (A) ile gösterilen 1387.04 m² yüzölçümündeki bölümünün orman niteliğinde Hazine adına tesciline, (B) ile gösterilen 9504.71 m² yüzölçümündeki bölümünün tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi vekili tarafından taşınmazın (B) bölümüne yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
Mahkemece eski tarihli resmi belgelere göre yapılan araştırma inceleme sonucu çekişmeli taşınmazın (A) bölümünün orman sayılan; (B) bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenerek yazılı şekilde hüküm kurulmuşsa da, dairenin 03.05.2011 günlü geri çevirme kararı üzerine dosyaya gönderilen komşu parsellere ait dosyaların ve tapu kayıtlarının incelenmesinde; çekişmeli 3328 parsele kuzey yönden komşu olan 3329 parselin Kadastro Mahkemesinin 2001/115 sayılı dosyasında; doğu yönden komşu 3326 parselin yine Kadastro Mahkemesinin 1998/168 sayılı dosyasında orman niteliği ile Hazine adına tescillerine karar verildiği ve hükmün kesinleştiği, aynı şekilde güneyde 3327, doğuda 3320, 3322 ve 3323 parsellerin de orman niteliği ile tapuya tescillerine karar verildiği, sayılan tüm bu parsellere ve dava konusu 3328 parsele sınır olan ve kadastro sırasında mera olarak tespit edilen geniş yüzölçümlü 3349 sayılı parselin ise Orman Yönetimi ve dava dışı kişiler tarafından tespitine itiraz edilmesi sonucunda kadastro mahkemesinin 2010/47 sayılı dosyasında davalı olduğu, yapılan yargılama sonunda çekişmeli taşınmaz ile yukarıda sayılan komşu parselleri içine alan (A) işaretli 2319261 m2 bölümünün orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verildiği ve 20. Hukuk Dairesinin 2010/5447 sayılı kararı ile (A) işaretli bölüme yönelik hükmün onandığı, bu durumda çekişmeli taşınmazın orman içi açıklık konumunda olduğu anlaşılmaktadır.
6831 sayılı Yasanın 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklık niteliğinde olduğu, gerek 26.05.1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinde gerekse 25.06.1970 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 31.05.1970 gün ve 531 sıra no"lu Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/3 ve 19.08.1974 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 25.07.1974 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 40/A ve 30.05.1984 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 30/1 ve 02.09.1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/1 ve 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26/a maddesinde "... 6831 sayılı Yasanın 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaççık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların orman olarak sınırlandırılacağı" öngörülmüştür.
6831 sayılı Yasanın 17. maddesi, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
6831 sayılı Yasa, madde: 17/1-2
Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır.
Devlet Ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (17/06/2004 gün ve 5192 sayılı Yasa ile değişik hali).
Yasa metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle yeni açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 sayılı Yasanın 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN
BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR]. Bu tür yerlerin 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılması gerekir.
Yasa koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar, özel mülke dönüşüp tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 ve gün 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün 1997/20-808/1039, 08.02.1999 gün 1999/7-22-43, 13.10.1999 gün 1999/8-689-822, 03.04.2002 gün 2002/8-230-261 ve 22.10.2003 gün 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, yasa gereği orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri gereğince Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması öngörülmüştür. Bu tür yerler zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
Mahkemece değinilen yönler gözetilerek (B) işaretli bölüme yönelik davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken özel mülke dönüşmesini sağlayacak şekilde tespit gibi tescile karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 03/10/2012 günü oybirliği ile karar verildi.