21. Hukuk Dairesi 2019/503 E. , 2019/7178 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
A)Davacı İstemi:
Davacı, davalı apartman yönetimi bünyesinde 22.02.1998-31.12.2013 tarihleri arasında apartman görevlisi olarak çalıştığının tespitini istemiştir.
B)Davalı Cevabı:
Davalı apartman yönetimi, cevap dilekçesinde özetle, davacının iddia ettiği donemde, apartmanda kapıcılık hizmetlerinde çalışanın davacı değil, davacının boşandığı kocası ...olduğunu, bu durumun verilen karar ile kesinleştiğini, 10 daireli bir aparmanda ayni zamanda iki görevli çalıştırılmasının hayatın gerçeklerine aykırı bulunduğunu, boşanma sonrası daireden çıkmayıp kalmak istediğini belittiği için yardımcı olunduğunu, ancak tüm gün hasta baktığını, birkaç kez tahliye kararı alınmasına rağmen zor durumda olduğunu söylediğinden tahliye edilemediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Kurum cevap dilekçesinde özetle, davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
İlk derece mahkemesince; davacının dava konusu dönemde davalı işveren yanında hizmet akdiyle çalışmadığı kanaatine varılmak suretiyle davanın reddine ve davacı vekilinin 06/02/2017 tarihli istinaf başvurusunun reddine dair 13/02/2018 tarihli ek karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu ; Davacı vekili 06.02.2017 tarihli istinaf başvurusunda; ...18.İş Mahkemesinin 2011/423 E. sayılı dosyasından verilen kararda ve aynı dosyanın 16.12.2011 tarihli duruşma tutanağında davalı tanığının beyanında davacının davalı apartmanda çalıştığının açık olduğunu, 08.03.2018 tarihli başvurusunda ise, 06/02/2017 tarihli istinaf başvurusunun reddine dair kararın usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle 13/02/2018 tarihli ek kararının kaldırılmasını talep etmiştir. D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
Bölge Adliye Mahkemesince; davacı vekilinin, ek karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ...8. İş mahkemesinin 13.02.2018 tarihli ve 2014/ 2339- 2016/359 sayılı "yasal süresi içinde istinaf karar harcı ve istinaf masraflarının karşılanmaması nedeni ile davacı vekilinin 06.02.2017 tarihli temyiz talebinin reddine" dair kararının kaldırılmasına, davanın esasına ilişkin olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Davacı vekili: davacı ve eşinin kapıcı dairesinde oturdukları ve davacının davanın açılması sırasında halen dahi binada yaşadığı gözardı edildiğini, davalı apartman yönetimince davacı ile yapılmış bir kira sözleşmesi sunulmadığını, davacının davalı işveren nezdinde çalışıp çalışmadığı yeterince araştırılmadan salt bilirkişi raporuna göre karar verildiğini beyanla davanın reddine dair kararın bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı apartman işyerinin 01.02.1986 tarihinde 506 Sayılı yasa kapsamına alınarak 31.07.1998 tarihinde kapsamdan çıktığı, dönem bordrolarının celb edildiği, dönem bordrolarına göre, davacı ... ’e ait davalı işyerinden 1998/01. dönemde Şubat ayı 9 gün, Mart, Nisan ayları 30’ar gün olmak üzere, 69 gün ve 1998/02. dönemde ise Mayıs, Haziran, Temmuz aylarında 30’ar Gün olmak üzere 90 gün hizmet bildirimi yapılmış olduğu, nüfus kayıtlarına göre davacının 10.03.2010 tarihinde boşandığı eşi ...tarafından işveren davalı ... aleyhine açılmış ...18. İş Mahkesinin 27.11.2012 Tarihli, 2011/423 Esas -2012/884 Karar sayılı dosyasında, ..."in davalı apartman kapıcılık işverinde, kısmi zamanlı (Part-Time) olarak, 01.05.1998-16.12.2010 Tarihleri arasında sürekli olarak hizmet akdiyle ilamında belirtilen şekilde toplam olarak 1359 Gün çalıştığının tespitine karar verildiği, kararın Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 19.02.2013 tarih E:2013/591, K:2013/2695 sayılı ilam ile onanarak kesinleşmiş olduğu, Altındağ İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün 12.11.2014 tarihli tutanağında davacının kapıcı dairesinde ikamet ettiğinin tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karar, 22/02/1998-16/12/2010 tarihleri arası dönem yönünden yerinde ise de; davacının 17/12/2010–31/12/2013 tarihleri arasında geçtiği iddia olunan fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan, davacının davalı apartmanda belirtilen tarihler arasında kapıcı olarak çalışıp çalışmadığı, çalışıyorsa devamlı mı, yoksa, (part-time) kısmi-zamanlı olarak mı çalıştığı hususunda yeterli araştırma yapılmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, öncelikle ihtilaf konusu dönem (17/12/2010–31.12.2013 tarihleri arasında) içerisinde davalı apartmandan, davacının çalıştığını iddia ettiği davalı apartmanda ve bu apartmana komşu olan apartmanlarda oturan veya işyeri bulunan kişileri ve komşu apartmanlarda kapıcı olarak çalışanlar ile dava konusu apartmana yakın bakkal ve apartman yöneticilerini tanık olarak dinleyerek davacının tüm mesaisini davalı apartmana hasredip hasretmediği, davacının davalı apartman dışında başkaca hizmet verip vermediği araştırılarak, davacının davalı apartman yönetimi nezdinde apartman görevlisi olarak hizmette bulunduğunun tespit edilmesi halinde, davalı apartmanın büyüklüğü, daire sayısı, bahçesi, büyüklüğü, ısınma sistemi göz önünde bulundurularak çalışmanın kısmî süreli olup olmadığı saptanarak sonucuna göre karar vermek, kısmî süreli çalıştığının kabulü halinde ise, davacının sürekli olarak bir günde kaç saat çalıştığı, giderek haftalık ve aylık çalışma süreleri belirlenerek, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 63. maddesi gereğince 7.5 saat çalışma bir günlük çalışma hesabı ile kaç işgücüne karşılık olduğunu belirlemek, gerektiğinde bilirkişi incelemesi ile çalışmanın niteliğini ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra Mahkemece sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 25.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.