Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2968
Karar No: 2022/4439
Karar Tarihi: 11.05.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/2968 Esas 2022/4439 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2022/2968 E.  ,  2022/4439 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; işlettiği otelin kira bedelini ödemek amacıyla dava dışı ...'e kiraya verene verilmek üzere 20.000 TL bedelli çeki verdiğini, ancak ...'in çeki kiraya verene değil de davalıya verdiğini, davalı ile bir araya gelerek 11/12/2012 tarihli araç satış sözleşmesini imzaladıklarını, sözleşmeye göre davalının çeki davacıya iade edeceğinin ayrıca aracın 4 kredisini de ödeyerek geri kalan 9.000 TL'yi de aracı satarken vereceğini kararlaştırdıklarını, ancak davalının kötü niyetli olarak çeki iade etmeyip Sakarya 4. İcra Müdürlüğünün 2013/2651 Esas sayılı dosyası ile ... isimli kişiye temlik ettiğini, davalı taahhüdünü yerine getirmediğinden satışını vermediği aracını geri aldığını, sonrasında davalının taahhüt senedi olarak verdiği boş bonoyu doldurarak aleyhinde icra takibi başlattığını, davalıya borcu olmadığını ileri sürerek; 35.000 TL bedelli bonodan dolayı başlatılan icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, senedin iadesine ve davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Davanın açıldığı Sakarya 2. Asliye Hukuk Mahkemesince; davalının 2013/2651 E. sayılı takip dosyasındaki alacağını temlik ettiği gerekçesiyle, husumet nedeniyle davanın reddine dair verilen karar; davacı tarafın temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 03/04/2019 tarihli ve 2016/14728 E. 2019/4495 K. sayılı kararla; davalı tarafından davacı aleyhine 20.000 TL bedelli çek ile 35.000 TL bedelli bono nedeniyle iki ayrı takip başlatıldığı, mahkemenin gerekçesinde yer verdiği 2013/2651 E. sayılı takibin 20.000 TL bedelli çeke ilişkin olduğu, davanın ise 35.000 TL bedelli bonoya dayalı olarak da davalı tarafından başlatılan takip nedeniyle açılan menfi tespit istemine ilişkin olduğu, buna göre davacının talebi doğrultusunda bir inceleme yapılması gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
    Bozma kararına uyan mahkeme; Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından Sakarya'da 01/09/2021 tarihinden itibaren Asliye Ticaret Mahkemesi kurulup faaliyetine başlamasına karar verildiği, eldeki davanın da TTK'nın 4 üncü maddesinde belirtilen ticari davalardan olduğu gerekçesiyle, dosyanın görevli ve yetkili Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
    Görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine dosyanın gönderildiği Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesince; somut uyuşmazlığın taraflar arasındaki araç satış sözleşmesinden kaynaklandığı, buna göre davacının salt kambiyo senedine dayanmadığı, davada temel ilişkiyle ilgili hukuk kurallarının uygulanmasının gerektiğinden uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 4 üncü maddesinin birinci fıkrası;
    “(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
    a) Bu Kanunda,
    b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
    c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
    d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
    e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
    f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” düzenlemesini içermektedir.
    Somut olayda; davacı tarafından taahhüt amaçlı olarak düzenlendiği ileri sürülen bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü takip nedeniyle işbu davanın açıldığı, buna göre TTK'nın 4 üncü maddesi uyarınca mutlak ticari dava niteliğindeki davaya bakma görevinin asliye ticaret mahkemesine ait olduğu anlaşılmaktadır.
    Bu aşamada davanın görüleceği mahkemenin, Sakarya'da ayrı asliye ticaret mahkemesi bulunmaması nedeniyle davanın açıldığı Sakarya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi mi yoksa yargılama sırasında kurulan Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi mi olduğunun tespiti gerekmektedir.
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 142 nci maddesine göre; mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir. Anayasa'nın kanuni hâkim güvencesi başlığını taşıyan 37 nci maddesi; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir.
    Bilimsel çevrelerde ve uygulamada, kanunî hâkim güvencesi, uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir.
    Dikkat edilecek olursa Anayasa’daki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek

    ./..
    -3-

    mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür.
    Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir.
    O hâlde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır.
    Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18/05/2011 tarihli ve 2011/11-233 E. 2011/330 K., 04/04/2019 tarihli ve 2017/11-10 E. 2019/401 K. sayılı kararları ile Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 21/02/2022 tarihli ve 2022/1073 E. 2022/2686 K. sayılı kararı aynı yöndedir).
    Hakimler ve Savcılar Kurulunun 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararı ile yeni kurulan (..., Aydın, Balıkesir, Diyarbakır, Manisa, Muğla, Sakarya ve ...) asliye ticaret mahkemeleri ile mevcut bulunan (Adana, Ankara, Ankara Batı, Antalya, Bakırköy, Bursa, Denizli, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Gebze, İskenderun, İstanbul, İstanbul Anadolu, İzmir, Karşıyaka, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Trabzon) asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevreleri belirlenmiştir. Ancak halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
    Açıklanan bu hukuki ve maddi olgular karşısında somut olay irdelendiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamasını yapacak ve çözecek mahkeme, uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olan Sakarya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi olup, dava tarihinden sonra kurulan ve faaliyete geçirilen Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından davaya bakılması olanaklı değildir.
    Hal böyle olunca; mahkemenin davanın ticari davalardan olmadığı yönündeki gerekçesi usul ve kanuna uygun değilse de, sonucu itibariyle doğru olan hükümdeki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün gerekçesinin değiştirilmesi ve düzeltilmesi, HUMK'nın 438 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmü gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; sonucu itibariyle doğru olan hükmün gerekçesi değiştirilmiş ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi