Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1322
Karar No: 2022/4386
Karar Tarihi: 10.05.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/1322 Esas 2022/4386 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalı kurum, davacı sağlık kuruluşuna verilen tedavi hizmetleri karşılığı düzenlenen faturaların incelenmesi sonucunda hakedişlerinden yapılan kesintinin 185.680 TL'sinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek davalıdan tahsilini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, faize ilişkin yapılan kesintinin haksız ve hukuka aykırı, kesinti dışındaki tutarın ise hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak, Yargıtay bu kararı bozarak, kesinti dışındaki tutarın da haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, davacının lehine karar verilmesi gerektiğini vurgulamıştır. İlgili kanun maddeleri; \"Fatura İnceleme Usul ve Esasları\" başlığı altında düzenlenen 5 ve 6. maddeleri içermektedir.
3. Hukuk Dairesi         2022/1322 E.  ,  2022/4386 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
    VEK. AV. ...
    VEK. AV. ...


    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların istinaf başvurularının esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalı kurumun sigortalılarına vermiş olduğu tedavi hizmeti karşılığında düzenlediği 2014 yılı Ağustos dönemine ilişkin toplam 19.067.379,65 TL tutarındaki faturaları 09/09/2014 tarihinde davalı kuruma teslim ettiğini, davalı kurum tarafından bahse konu faturaların incelenmesinin ise 16/08/2017 tarihinde tamamlandığını, faturalar üzerinde örnekleme yöntemiyle yapılan incelemeler sonucunda hakedişlerinden yapılan toplam 583.092,39 TL tutarındaki kesintinin 185.680 TL’sinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, işbu kesintinin davalı kurumun sigortalısı dava dışı ... ... isimli hastanın tedavisinde kullanılan tıbbi malzemenin SUT kodsuz olarak fatura edildiğinden bahisle gerçekleştirildiğini, oysa işlem tarihinde SUT kodu ile faturalandırma zorunluluğunun bulunmadığını, davaya konu fatura ve eki belgelerin davalı kurum tarafından inceleme işlemleri tamamlanıncaya kadar tarafına yapılan avans ödemesinden, yersiz yapıldığı belirtilen ödemenin faiziyle birlikte hakedişlerinden kesinti yapılmak suretiyle tahsilinin gerçekleştirildiğini, fatura ve eki belgelerin inceleme işlemlerinin 90 günlük yasal süre içinde tamamlanması gerekirken, bu süre zarfında incelemenin tamamlanmadığını, fatura bedellerinin ödenmesindeki gecikmeye davalının kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini, 286.095,47 TL tutarındaki faiz kesintisinin de haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; 185.680 TL bedelli fatura kesintisinin faturaların davalı kuruma teslim edildiği tarihten itibaren, 286.095,47 TL tutarındaki faiz kesintisinin ise kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı kurumdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı; davaya konu kurum işleminin yasal mevzuat ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince; davalı kurum tarafından faize ilişkin yapılan kesintinin haksız ve hukuka aykırı, 185.680 TL tutarındaki fatura kesintisinin ise hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 286.095,47 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararına karşı, taraflarca istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, özellikle istinaf incelemesinde ileri sürülmediği için istinaf dairesince incelenmeyen bir konunun temyizde ileri sürülmesi durumunda Yargıtayın bu temyiz sebebini incelemesinin mümkün olmamasına göre; davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2) ... tarafından yayımlanan “Fatura İnceleme Usul ve Esasları” nın “ Genel Kurallar” başlığı altında düzenlenen 5 inci maddesinde;
    “İncelemeler sırasında esas olan, Kurumca finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinde gerçekleştirilmiş olduğuna kanaat getirilen işlemlere ilişkin ödeme kararının alınmasıdır. Bunun yanında gerçek dışı veya belirlenen kurallara aykırı ya da açıkça gereksiz yapıldığı anlaşılan işlem bedellerinin ödenmeme kararı oluşturulurken, diğer yandan hastalığın teşhis ve tedavisine yönelik çabaların bir sonucu olan işlemlere de uygunluk kararlarının verilmesi gerekmektedir. Gerçekleştirildiğine kanaat getirilen işlemlerin, sadece ilişkili belgelerindeki biçimsel eksikliklerinden dolayı bedellerinin ödenmemesi yönünde karar oluşturulmadan önce, temin edilebilecek diğer bilgi ve belgelerin de dikkate alınarak en doğru kararların oluşturulması gerekmektedir. Diğer taraftan, tüm şekil şartlarının yerine getirilmesine rağmen bu bilgilerin gerçek dışı işlemlere ait olması halinde uygun bulunmama kararının verilmesi gerekmektedir. Tereddüt edilen işlemlerde doğru kararların oluşturulabilmesi için, eldeki tüm bilgi ve belgelerin (hasta ile ilgili MEDULA kayıtlarındaki tüm bilgiler, SHS ve/veya hekimin bildirimleri, konuya ilişkin her türlü belgeler ile yapılacak araştırma sonuçları vb.) birlikte değerlendirilmesi suretiyle sonuca gidilecektir.”;
    6 ıncı maddesinde; “Usul ve Esaslarda yer alan düzenlemeler 01/04/2010 tarihinden itibaren sunulmaya başlayan sağlık hizmetleri ve bunlara ilişkin belgelere uygulanır.” hükmü getirilmiştir.
    Somut olayda; davalı kurum işlemi ile davacı sağlık sunucusuna ait ilgili dönem faturaları üzerinde örnekleme yöntemi ile yapılan inceleme sonucunda, davacıya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen 583.092,39 TL tutarındaki ödemenin, kurumda tahakkuk etmiş alacaklarından mahsup edilerek geri alındığı; davacı tarafından ise hakedişlerinden yapılan işbu kesintiden 185.680 TL’nin haksız olduğu iddiasına dayalı alacak istemiyle eldeki davaya konu edildiği görülmüştür. Her ne kadar, davalı kurum tarafından sigortalısı hastanın tedavisinde kullanılan tıbbi malzemenin “serbest kodsuz malzeme” olarak fatura edildiği kesinti gerekçesi olarak belirtilmişse de; davalı kurumun, bahse konu malzemenin sigortalısı hastanın tedavisinde kullanılmadığına ya da tedavinin yerinde olmadığına, yine tıbbi malzemenin kodsuz faturalandırılması nedeniyle zarara uğradığına dair herhangi bir itirazının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, davaya konu tıbbi malzemenin davalı kurumun sigortalısı hastanın tedavisinde kullanıldığı, işbu tıbbi malzeme karşılığı düzenlenen faturadaki biçimsel eksikliğin ( kodsuz faturalandırma) salt fatura bedelinin ödenmesine engel teşkil etmeyeceği, bu nedenlerle davalı kurum tarafından davacının hakedişlerinden yapılan 185.680 TL tutarındaki kesintinin de haksız ve hukuka aykırı olduğu dikkate alınarak, davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 10/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi