Esas No: 2022/2760
Karar No: 2022/4309
Karar Tarihi: 09.05.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/2760 Esas 2022/4309 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı banka, davalıların annesi olan kişinin sağlık yardımı alması için bankada tespit edilen bir yersiz ödemenin davalılardan tahsilini istemiştir. İlk derece mahkemesi, davanın Türkiye ... A.Ş'nin sosyal yardım düzenlemeleri kapsamında olduğunu ve iş mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek davanın reddine karar vermiştir. Ancak, davacı tarafın sıfatı dikkate alınmaksızın iş mahkemelerin görevli olduğuna karar verilmesi gerektiği, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır. Kanunlar: 5510 Sayılı Kanun'un 96 ve 101. Maddeleri, TBK'nun 77-82. Maddeleri ve 506 Sayılı Kanun'un Geçici 20. Maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 24. HUKUK DAİRESİ
VEK. AV. ...
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde alacak davasının yapılan yargılaması neticesinde davanın reddine, dair verilen karara karşı davacı vekilinin istinaf yoluna başvurulması üzerine davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine, yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı ..., ... personeli olan davalı ...'nın annesi olan diğer davalı...'nın 01/03/1999 tarihinde yaşlılık aylığı almaya başladığını, bu durumun bankaca tespit edildiğini, ancak davalı ... tarafından annesine yaşlılık aylığının bağlandığının bankaya bildirilmediğini, davalı...'nın ...'dan aylık yardımı almakta olduğu dönemde oğlu üzerinden bankadan sağlık yardımından yararlanma hakkı olmadığı halde sağlık yardımı aldığını, ... için bu dönemde 15.833,49 TL yersiz ödeme yapıldığını, bankanın zarara uğramasına neden olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla 15.839,59-TL yersiz ödemenin 5510 Sayılı Kanun'un 96. Maddesi uyarınca her bir ödeme için ayrı ayrı ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, gerek 1479 sayılı Kanunun 24.07.2003 tarih 4956 sayılı Kanunun 37. Maddesi ile getirilen yeni düzenleme ve gerekse ... sağlık karnesinin sağladığı ilaç, vb yardımları da içeren kapsamlı ve sigortalı lehine olan sağlık yardımları yönünden sigortalının bakmakla yükümlü olduğu ana babası için 1479 sayılı Kanunun 11.
maddesinde yer alan sağlık karnesinden ve sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı bulunduğuna ilişkin düzenleme değerlendirilerek davanın sübut bulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı, davacı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesince davalının 1479 sayılı Kanunun 24.07.2003 tarih 4956 sayılı Kanunun 37. maddesi ile getirilen yeni düzenleme ile ... sağlık karnesinin sağladığı ilaç, vb yardımları da içeren kapsamlı ve sigortalı lehine olan sağlık yardımları yönünden sigortalının bakmakla yükümlü olduğu ana babası için 1479 sayılı Kanunun 11. maddesi doğrultusunda sağlık karnesinden ve sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı bulunduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiş, verilen karar davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dava, davalılar lehine yapılan yersiz ödeme niteliğindeki sağlık yardımlarının tahsili istemine ilişkindir. Davacının Türkiye... A.Ş ve davalıların ise, “Türkiye ...” sigortalısı ve/veya bakmakla yükümlü olduğu kişi olan özel kişiler olduğu; davalının bakmakla yükümlü olduğu annesi...’nın hak etmediği halde ... ...’ndan sağlık yardımı aldığının tespit edildiği; yersiz sağlık yardımlarının ... ... adına davacı ... tüzel kişiliğince karşılandığı, böylece esasen bankanın zarara uğratıldığı gerekçesiyle; 5510 sayılı Kanun m.96 uyarınca yapılan yersiz ödemelerin tahsili istenmiştir.
Hakkı olmadığı halde bir başkasının mal varlığından zenginleşen kişi bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. TBK’nun 77 ilâ 82’nci maddelerinde sebepsiz zenginleşen kişiden, bu zenginleşme miktarının geri alınmasına dair genel hükümler düzenlenmiştir.
5510 sayılı Kanun m.96’da ise sebepsiz zenginleşmenin özel bir durumu düzenlenmiştir. Madde uyarınca 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre hakkı olmadığı halde; ... tarafından, sigortalıya/hak sahiplerine/bakmakla yükümlü olduğu kişilere yersiz ödeme yapıldığı tespit edilirse; ilgilinin kastı veya kusurlu hareketi nedeniyle yersiz ödeme yapılmışsa tespit tarihinden geriye doğru on yıllık ödemenin, fakat kurumun hatası nedeniyle yersiz ödeme yapılmışsa beş yıllık ödemenin maddede belirtilen şekilde yasal faiziyle geri alınacağı düzenlenmiştir. 5510 sayılı Kanun m.101’de de bu kanunun uygulanmasıyla ilgili davaların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir.
Türkiye ..., 506 sayılı Kanunun Geçici 20.maddesi kapsamında olup, 09.03.1983 gün ve 1983/1-1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça belirtildiği gibi ... Kurumu, ... ve T.C.... Sandığı gibi sosyal güvenlik kuruluşlarındandır.
Türkiye... A.Ş Mensupları ... Sandığı ..., ... Senedi’nin “Vakfın Amacı, Deyimler” başlıklı 3. maddesinde “ Vakfın amacı ... mevzuatına göre üyelerine veya diğer hak sahiplerine sosyal yardımları yapmak ve ekli “Türkiye... A.Ş. Sağlık Yardımları Uygulama Yönetmeliği” esasları çerçevesinde sağlık yardımında bulunmak…. Bu ... Senedinde yazılı diğer yardımları yapmak…. Bankanın Sağlık Yardımı Uygulama Yönetmeliği bu ... Senedine ekli olup, bu Yönetmelikte yazılı yardımların gerektirdiği harcamaları ... adına ......” tarafından yapılacağı belirtilmiştir.
Uyuşmazlık konusu davada, davacı olan ... tüzel kişiliği, sağlık yardımlarının, ... ... adına esasen kendileri tarafından yapıldığını, zarar görenin de kendileri olduğunu ileri sürmektedir.
... Senedinin 3. maddesinde davacı ... tüzel kişiliğine, sağlık harcamalarının ... adına yapılması için yetki verildiği, bu yetkiye dayanılarak ... tarafından sağlık harcamalarının ... adına hak sahiplerine ödediği, ayrıca her ne kadar yersiz sağlık giderinin tahsili talebiyle açılan uyuşmazlık konusu davalarda davacı olarak ... tüzel kişiliği yer almakta ise de, bu talebinin ... Senedinin 3. maddesine dayanılarak yine ... adına ... tarafından talep edildiği anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda, davacı ... tüzel kişiliğinin ilgili düzenleme kapsamında ... adına hareket ettiği, Türkiye ...’nın 506 sayılı Kanun geçici 20’nci maddesi kapsamında sosyal güvenlik kurumu niteliğinde olduğu dikkate alındığında, davacının sıfatına bakılmaksızın (... Tüzel Kişiliği veya ... mensupları ... ...) ilgili davalarda, 5510 sayılı Kanunu’nun 101. maddesi gereği bu kanunun uygulanmasıyla ilgili davaların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlemesi kapsamında iş mahkemelerin görevli olduğu anlaşılmaktadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Bu nedenle davacısının ... tüzel kişiliği olduğu, davalısının ... mensupları ... ... sigortalısı ve/veya bakmakla yükümlü kişi olduğu davalarda, uyuşmazlığın niteliği, ilgili yasal mevzuat ve ... Senedi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafın sıfatı dikkate alınmaksızın iş mahkemelerin görevli olduğu değerlendirilerek ilk derece mahkemesinin HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar vermesi gerekirken; görevi olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması nedeniyle 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca esasın incelemeden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak görevsizlik hükmü kurulması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye ya da görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, görevsiz mahkeme tarafından görülen davanın esastan incelenerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 09.05.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.