Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2557
Karar No: 2022/4223
Karar Tarihi: 27.04.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/2557 Esas 2022/4223 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, konteyner malzemeleri için davalıdan malzeme siparişinde bulunmuş ve T.C. Bankası Silopi Şubesinde bulunan hesabı üzerinden davalının hesabına havale etmiştir. Ancak davalı malzemeleri göndermemiş ve aldığı parayı da iade etmemiştir. Bu sebeple davacı icra takibi başlatmış ancak davalı tarafından itiraz edilmiştir. İlk derece mahkemesi kararıyla takibe yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmiştir. Ancak bölge adliye mahkemesince, davacının husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle takip dosyasına yapılan itirazın iptali yönünde verilen karar bozulmuştur.
Kanun maddeleri:
- HMK'nın 116. maddesi: Husumet (taraf sıfatı) dava sırasında her aşamada ileri sürülebilir.
- HMK'nın 371. maddesi: Bozma kararı verilebilir.
- HMK'nın 373/2. maddesi: Dosya, kararı veren mahkemeye gönderilir.
3. Hukuk Dairesi         2022/2557 E.  ,  2022/4223 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ


    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; konteyner inşa işi için davalıdan malzeme siparişinde bulunduğunu ve ödemesini de T.C ... Bankası Silopi Şubesinde bulunan hesabı üzerinden davalının ... Bankasından hesabına 08/12/2017 tarihinde 40.000 TL, 12/12/2017 tarihinde 30.000 TL, 14/12/2017 tarihinde 10.000 TL ve 14/12/2017 tarihinde 50.000 TL olarak havale ettiğini ancak davalının anlaşma gereğini yerine getirmeyerek konteyner malzemelerini göndermediği gibi aldığı parayı da iade etmediğini, bunun üzerine davalı hakkında icra takibi başlattığını ancak davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek icra takibine yapılan itirazın iptali ile talebine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı, davaya cevap vermemiştir.
    İlk derece mahkemesince; banka dekontlarındaki havalelerin açıklama kısmında “konteyner malzeme alım bedeli” ibaresinin yer aldığı, davalının ise söz konusu parayı ihtirazi kayıt koymadan çektiği ve şerhin aksini ispat yükünün davalıda olduğu, ayrıca dava konusu edilen bedelin de likit olduğu gerekçesiyle ;davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; karar, taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
    Bölge adliye mahkemesince; taraf sıfatının yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği ve ileri sürülmese dahi hakim tarafından re’sen de göz önüne alınabileceği, dekontların açıklama kısmında "... ltd.şti. ...... yaşam konteyner malzeme alım bedeli" yazdığı ve davacının davalının hesabına para gönderdiği hususunda uyuşmazlık olmadığı, davacının kendi hesabından gönderdiği paraların tahsilini isteme yetkisine haiz olduğu, dolayısıyla davacının husumet ehliyetinin bulunduğu ve kendi hesabının davacı tarafından Kemal Yakışıklı isimli bir kişinin adına para göndermek amaçlı kullanıldığı ve aracı hesap niteliğinde olduğu, dolayısıyla işle ilgili herhangi bir ortaklığının bulunmadığını beyan ettiği ancak bu beyanların husumet itirazı olmayıp davanın esasına yönelik olması ve ilk derece mahkemesinde ileri sürülmemiş olması sebebi ile inceleme konusu yapılamayacağı, ancak takibe itirazında faize itiraz edilmiş olması ve dosya kapsamından davalının temerrüde düşürülmediğinin anlaşılmasına göre faiz istemi yönünden reddine karar verilmesi gerektiğine dair davalının istinaf nedenlerinin yerinde olduğu, kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınması gerektiği, o sebeple dava açılırken yatırılan peşin karar harcının davalıdan alınarak davacıya iadesine karar verilmesi gerektiğine ilişkin davacının istinaf nedeninin yerinde bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulüne ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kısmen kabulü ile takip dosyasına yapılan itirazın 130.000TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin devamına, alacağın likit olması sebebiyle asıl alacak üzerinden hesaplanan 26.000 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, karar tarihi itibariyle alınması gereken 8.880,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.255,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.624,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, davacı tarafından yatırılan 2.255,90 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    Husumet (taraf sıfatı), HMK'nın madde 116'da yer alan ilk itirazlarından olmadığından, davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur.
    Taraf sıfatı diğer bir deyişle aktif husumet ehliyeti, bir hakkı dava etme yetkisi olup (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının o dava yönünden davacı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceği ve sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır.
    Somut olayda; davacı alacaklı Silopi İcra Müdürlüğünün 2018/598 Esas sayılı icra takibinde 08/12/2017 tarihli 40.000 TL, 12/12/2017 tarihli 30.000 TL, 14/12/2017 tarihli 10.000 TL ve 14/12/2017 tarihli 50.000 TL bedelli havale dekontlarına dayanmış olup, dekontların açıklama kısmında ise "yatıran ... Ltd. Şti. 6 Mot. ... yaşam konteyner malzeme alım bedeli" yazmaktadır. Davacının hesabından davalının hesabına belirtilen miktarda paranın gönderildiği hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık davacının hesabından gönderilen paralara ilişkin olarak “yatıran” ifadesinde yer verilen şirket nam ve hesabına gönderilip gönderilmediği, davacının şirketi temsil konusunda yetkili olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Salt paranın hesabından gönderilmiş olmasının davacıya parayı geri alma yetkisi vermez. Dava dışı şirket adına yatırılan paranın geri istenebilmesi için şirketi temsil ve parayı tahsil yetkisinin de davacının uhdesinde bulunması gerekmektedir.
    Ne var ki; ilk derece mahkemesince; davacının, dava dışı ... Ltd. Şti. ile olan bağlantısı araştırılmamıştır.
    Hal böyle olunca bölge adliye mahkemesince; havalelerin yapıldığı tarihte davacının, dava dışı şirket ile ilişkisi araştırıldıktan sonra davacının dava konusu parayı hangi sıfatla gönderdiği açıklığa kavuşturularak dava konusu meblağı geri isteme yetkisi olup olmadığı, buna bağlı olarak davada taraf sıfatının bulunup bulunmadığının tespiti gerekirken, eksik incelemeye bağlı olarak paranın davacının hesabından gönderilmiş olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmesı doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 371. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın aynı kanundan 373/2 maddesi uyarınca kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 27/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi