Esas No: 2021/5653
Karar No: 2022/4136
Karar Tarihi: 26.04.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/5653 Esas 2022/4136 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davalı ile davacı arasında işleticilik sözleşmesi ile kiralanan bir yerin kullanımı üzerine anlaşma sağlanmış. Ancak davalı, üzerine düşen teslim yükümlülüğünü yerine getirmediği için sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetti. Bunun üzerine davacı, cezai şartın ödenmesi talebiyle dava açtı ve talep kabul edildi. Ancak temyiz incelemesi sonucunda, cezai şartın hesaplanmasında usul ve kanuna aykırılık olduğu tespit edilerek karar düzeltildi.
Kanun maddeleri: 3095 sayılı Kanuni faiz ve temerrüt faizine ilişkin Kanun'un 4/a maddesi. Bu maddeye göre, sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanacak.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 36. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen karar, davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 26/04/2022 tarihinde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... ... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı şirket ile imzaladığı 17/06/2003 tarihli işleticilik sözleşmesi ve 09/05/2008 tarihli ek sözleşme gereğince dava konusu yeri 31/12/2016 tarihine kadar kiraladığını, söz konusu yerdeki akaryakıt istasyonunun markası ve bayiliği altında kullanmaya devam ederken davalı ile 13/12/2012 tarihinde Sulh Protokolü imzalayarak kiralananın bazı tadilat ve geliştirmeler yapılarak en geç 20/06/2013 tarihinde teslim edileceğinin, zamanında teslim olmadığı takdirde protokolün 4/h maddesi uyarınca cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığını, ancak davalının teslim yükümlülüğüne uymayarak işletmecilik sözleşmesini ve sulh protokolünü tek taraflı ve haksız olarak feshettiğini ileri sürerek; 857.000 Euro tazminatın temerrüt tarihi olan 04/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; davaya dayanak yapılan 13/12/2012 tarihli sulh protokolünün hukuken batıl ve yok hükmünde olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, sözleşme serbestisi ilkesine göre sulh protokolü ile kararlaştırılan cezai şartın tarafları bağlayıcı ve geçerli olduğu, sözleşmede taşınmazın 20/06/2013 tarihinde teslim edileceğinin düzenlenmesine rağmen teslim edilmeyip sözleşmenin ve protokolün haksız olarak feshedildiğini bu nedenle davacının kararlaştırılan 750.000 Euro cezai şart bedelini talep etmekte haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 750.000 EURO’nun 04/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek ve hesap edilecek ticari avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karar, davalı vekilince istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince, davalının sulh protokolünü haklı olmayan bir biçimde fesih ettiği, keza davalının gabin savunmasının varit olmadığı, davalının protokolü hiç ifa etmemesi hali için öngörülen 750.000 Euro tutarındaki cezai şartı davacının talep etme hakkının bulunduğu gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-3095 sayılı Kanuni faiz ve temerrüt faizine ilişkin Kanun'un 4/a maddesinde; sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanacağı kabul edilmiştir.
Bu nedenle ilk derece mahkemesince; kabul edilen tutara 3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesi gereğince Devlet Bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ve ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanması, HMK'nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “...ve hesap edilecek ticari avans faizi ile...” ifadesi hükümden çıkartılarak yerine "...3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesi gereğince, Devlet Bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile birlikte..." ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 3.815 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin yekdiğerinden alınıp yekdiğerine verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 26/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.