Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/5964
Karar No: 2015/17937
Karar Tarihi: 20.05.2015

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2014/5964 Esas 2015/17937 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2014/5964 E.  ,  2015/17937 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ve kesinti iadesi alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin lastik fabrikasının lojistik bölümünde ithal depo kısmında işçi olarak çalıştığını, çalıştığı bölümde lastiklerde meydana gelen hasarlardan dolayı ücretinden kesinti yapıldığını, iş sözleşmesinin kanuna aykırı biçimde bildirimsiz feshedildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve haksız yapılan kesintilerin iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili davacının iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayandığını, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti alacağı olmadığı gibi yapılan kesintilerin iadesi talebinin de yerinde olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm ve davacının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı hesabında dikkate alınması gereken ücret noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
    Kıdem tazminatı hesabında esas alınacak ücret son ücret, başka bir anlatımla, iş sözleşmesinin feshedildiği anda geçerli olan ücrettir.
    ./..
    Kıdem tazminatına esas alınacak olan ücretin tespitinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 32. maddesinde sözü edilen asıl ücrete ek olarak işçiye sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatler göz önünde tutulur. Buna göre ikramiye, devamlılık arz eden prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, kira, aydınlatma, servis yardımı, yemek yardımı ve benzeri ödemeler kıdem tazminatı hesabında dikkate alınır. İşçiye sağlanan özel sağlık sigortası yardımı ya da hayat sigortası pirim ödemeleri de para ile ölçülebilen menfaatler kavramına dahil olup tazminata esas ücrete eklenmelidir. Satış rakamları ya da başkaca verilere göre hesaplanan pirim değişkenlik gösterse de, kıdem tazminatı hesabında genişletilmiş ücret kavramı içinde değerlendirilmelidir.
    Dairemiz kararlarında, ücret dışındaki para veya para ile ölçülebilen menfaatlerin tazminata yansıtılmasında son bir yıl içinde yapılan ödemeler toplamının üçyüzaltmışbeşe bölünmesi suretiyle bir güne düşen miktarın belirleneceği kabul edilmektedir (9.HD. 29.9.2005 gün 2005/ 342 E, 2005/ 31714 K. ; Yargıtay 9.H.D., 12.4.1999 gün 1999/5910 E, 1999/7119 K.). Dönemsel bir niteliği olmayan parasal haklar bakımından yıl içinde yapılan ödemelerin üçyüzaltmışbeş güne bölünmesi suretiyle bir güne düşen tutarın belirlenmesi yerindedir. Örneğin tır şoförünün yıl içinde aldığı sefer (yol) primi sürekli değişiklik gösterebilir ve belli bir dönemin hesaplamada esas alınması zorluk taşıyabilir. Öte yandan, işçiye dini bayramlarda yılda iki kez ödenen harçlığın belli bir dönem için yapıldığını söylemek pek olası değildir. Burada yıllık ödeme tutarının üçyüzaltmışbeş rakamına bölünmesi yerinde olur. Son olarak belirtmek gerekir ki, yılda bir kez yapılan parasal yardımların (yakacak yardımı gibi) tazminata esas ücrete yansıtılmasının, yıllık tutarın üçyüzaltmışbeşe bölünmesi suretiyle gerçekleştirileceği tartışmasızdır.
    Yıl içinde düzenli ve belirli periyotlarla ödenen parasal haklar bakımından ise, kıdem tazminatının son ücrete göre hesaplanması gerektiği gerçeğine daha uygun bir çözümdür. Gerçekten işçinin son ücreti üzerinden kıdem tazminatı hesaplandığına ve yıl içinde artmış olan ücretlerin ortalaması alınmadığına göre ücretin ekleri bakımından da benzer bir çözümün aranmalıdır. Örneğin işçinin yıl içinde aldığı 3 ikramiyenin eski ücretten olması sebebiyle daha az olması ve fakat son ikramiyenin işçinin son ücreti üzerinden ödenmesi halinde tazminata esas ücretin tespitinde dikkate alınması gereken ikramiye de bu son ikramiye olmalıdır. Hesaplamanın, son dilim ikramiyenin ait olduğu dönemdeki gün sayısına bölünerek yapılması hakkaniyete de uygundur. Daha somut bir ifadeyle, yılda 4 ikramiye ödemesinin olması durumunda her bir ikramiye 3 aylık bir dönem için uygulanmaktadır. İşçinin artmış olan ikramiyesinin ait olduğu bu 90 güne bölünmesi halinde bir güne düşen ikramiye tutarı, kıdem tazminatının son ücretten hesaplanacağı şeklinde yasal kural ile daha uyumlu şekilde belirlenebilecektir.
    Buna göre periyodik olarak ödenen ve yıl içinde artmış olan parasal haklar yönünden son dönem ödemesinin ait olduğu dilim günlerine bölünmesi ile tazminata esas ücrete yansıtılacak tutar daha doğru biçimde belirlenebilecektir. Dairemizin 2008 yılında vermiş olduğu kararlar da bu yöndedir.
    Somut olayda; Davacının 2011 yılı itibariyle her ay sabit 180.00 TL prim ödemesi yapıldığını iddia ettiği bordroların incelenmesi neticesinde ve tüm dosya kapsamından davacıya her ay sabit bir prim ödemesinin söz konusu olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde davacının son dönem aylık prim ödemesinin aylık ücrete eklenmesi suretiyle davacının giydirilmiş ücreti tespit edilmesi gerekirken davacının 2011 yılında almış olduğu dört aylık prim ücretin toplanarak üçyüzaltmışbeşe bölünmek suretiyle aylık prim ödenmesinin belirlenmesi ve buna bağlı olarak kıdem ve ihbar tazminatına esas ücretin tespiti hatalıdır.
    3-Taraflar arasında davacının ücret alacağı olup olmadığı uyuşmazlık konusudur.
    4857 sayılı Kanun"un 22. maddesinde, işçi aleyhine yapılması düşünülen değişikliğin işçiye yazılı olarak bildirilmesi ve altı iş günü içinde işçinin yazılı kabulü ile ./..
    uygulamaya konulması gerektiğine, aksi halde değişikliğin işçiyi bağlamayacağına ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 20.02.2013 gün ve 2012/9- 1166 esas, 2013/279 karar sayılı kararının da bu doğrultu da bulunmasına göre, davacının 2011 yılında prim ödemesinden kesinti yapıldığı iddiası, tespit edilecek sabit prim miktarında kesinti olup olmadığına göre belirlenmeli kesinti var ise davacının muvaffakatı olduğu ispatlanamadığı taktirde bu kesintilerin hüküm altına alınması gerekirken eksik inceleme ile ücret alacağı talebinin reddi hatalıdır.
    4-Taraflar arasında davacının yıllık izin alacağı olup olmadığı uyuşmazlık konusudur.
    Davalı tarafça sunulan yıllık izin belgelerinde yer alan imzalar davacı tarafından inkar edildiğinden belgelerdeki imzaların davacıya ait olup olmadığının tespiti bakımından usulüne uygun imza incelemesi yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi hatalıdır. Aynı zamanda davacı tarafça yıllık izin ücretine karşılık ödeme yapıldığı ileri sürülmüş ise de dosya içersinde sunulduğu belirtilen ödemeye ilişkin dekonta rastlanmamıştır. Söz konusu dekontu sunmak üzere davalıya usulüne uygun süre verilmesi sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
    Sonuç : Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi