(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2012/10898 E. , 2012/11553 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü, 122 ada 125, 126, 127 ve 128 parsel sayılı sırasıyla 56.574.82 m2, 53.793.00 m2, 118.976.56 m2 ve 72.128.21 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar mera niteliği ile orta malı olarak tesbit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, taşınmazların resmî belgelerde orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla, dava açmışdır. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu parsellerin mera vasfıyla yapılan tesbitinin iptali ile kadastro tesbit tutanağında belirtilen miktar ve yüzölçümleri ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 5303 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parseller orman alanı dışında bırakılmıştır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şoyleki; dairece aynı gün incemesi yapılan Dairenin 2012/10901 esas ( mahkemenin 2010/5 E. 2011/37 K. sayılı), Dairenin 2012/10902 esas (mahkemenin 2010/7 E. 2011/38 K. sayılı), Dairenin 2012/10898 esas (mahkemenin 2010/3 E. 2011/36 K. sayılı) ve Dairenin 2012/10899 esas (mahkemenin 2010/8 E. 2011/39 K. sayılı) esas sayılı dava dosyalarının incelenmesinde; mahkemece, hükme dayanak alınan raporu düzenleyen uzman orman bilirkişisi raporunda 1956 tarihli memleket haritası ile 1983 tarihli hava fotoğrafından söz etmektedir. Raporun eki olan memleket haritasının tarihi belirtilmediği gibi, 1956 tarihli memleket haritasının hazırlanmasında esas alınan ve altlık olarak kullanılan hava fotoğrafı getirtilmemiş ve 1983 tarihli hava fotoğrafı esas alınarak hazırlanan memleket haritasından da söz edilmemiş, ayrıca; iade ile alınan ek raporda dahi bu eksiklik tam giderilmemiştir. Dosyada bir örneği bulunan 1956 tarihli memeleket haritasında taşınmazın bir kısmı çalı rumuzlu yeşil alanda ve önemli bir bölümü beyaz renkli açık alanda kalmaktadır. Toprak ve örtü incelemesi yapan ziraat bilirkişi dahi taşınmaz üzerinde tilki kuyruğu (...), yabani fiğ (Vicia sativa), tarla köpek papatyası (...), adi ayrık, yumuşak başaklı kuş yemi (...), geven ve adi yonca (...) gibi çayır ve mera bitkileri yanında tam olarak bu özellikleri taşımayan çok değişkenli bitki örtüsünden ve ayrıca; orman öncüsü bitki örtüsü olan ağaçcık ve çalı formunda yabani armut (...), kuşburnu (v), titrek kavak (populus trmula), sepetçi söğüdü (...) ve ardıçtan söz etmektedir.
Taşınmazın niteliği ve çok büyük yüzölçümü dikkate alındığında bu tür bitki örtüsünün varlığı kaçınılmaz olacaktır. Dosyada bulunan fotoğraflarda da anlaşıldığı üzere taşınmazın memleket haritasındaki kısmen çalı rumuzlu yeşil alanda gözükmesi dışında ormanı simgeleyen ağaç ve ağaçcık yoktur. Bu durumda yörenin coğrafı özelliğine göre mera ağırlıklı olarak yetişen ve gelişen bu tür vasıftaki bir taşınmazın orman olduğu düşünülemez. Bu nedenle; öncelikle 1956 tarihli memleket haritasının hazırlanmasında esas alınan ve altlık olarak kullanılan hava fotoğrafı ve ayrıca, 1983 tarihli hava fotoğrafına dayanılarak hazırlanan memleket haritası ilgili yerlerden getirtildikten sonra aşağıda belirtilen yöntemle eski ve yeni tarihli hava fotoğrafı üzerinde streoskopik laboratuar incelemesi yapılmalı ve memleket haritalarında çekişmeli taşınmazın konumu saptanmalı, ayrıca; memleket haritasının değerlendirilmesinde esas alınan ve okuma anahtarı olan lejandındaki işaretli rumuzlar dikkate alınmalı, memleket haritasında yeşil gözüken alanların çevrede kadastrosu yapılan ve kesinleşen orman parseli varsa bu orman ile bir bütünlük arzedip etmediği dikkate alınmalı, tüm bu hususlarda ayrıntılı ve açıklayıcı rapor alınmalı bundan sonra oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Bu nedenle; mahkemece, en eski tarihli ve 1980"li 1990"lı yıllara ait memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ( Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak keşif ve incelemede, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; 6831 sayılı Yasa bağlamında kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen resmi belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve bilirkişinin yetersiz raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 15/10/2012 günü oy birliği ile karar verildi.