(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2012/9875 E. , 2012/11606 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, yörede ilk kez yapılan ve 01.11.2007 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu sırasında, ilân edilen paftada P-19 numara ile gösterilen iç parselde 567 - 572 OS noktalarının ormana bitişik ve eylemli olarak makilik olan alanın kadastro komisyonu tarafından orman sayılmayarak orman alanı dışında bırakıldığını ileri sürerek, işlemin iptali ile taşınmazın tamamının orman alanı içine alınarak orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Dava konusu alan içinde yapılan genel arazi kadastrosunda, 153 ada 3 ve 4 nolu parsel tutanakları, davalı olduklarından malik haneleri açık bırakılarak kadastro müdürlüğünce mahkemeye gönderilmiş; 153 ada 1 nolu parselin tutanağı kesinleştirilerek tapuya devrolunduğundan, mahkemece; davalı şerhi ile tutanağı getirtildikten sonra yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulü ile çekişmeli taşınmaz içinde bulunan 153 ada 3 nolu 8931,82 m2 yüzölçümlü ve 4 nolu 3183,02 m2 yüzölçümlü parsellerin orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle Hazine adına orman vasfıyla, 153 ada 1 nolu 12634,61 m2 yüzölçümlü parselin orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle tesbit gibi ... adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından 153 ada 1 parsele yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, altı aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
Her ne kadar mahkemece, temyize konu 153 ada 1 nolu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle tesbit gibi tescile karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; mahkemece hükme esas alınan orman bilirkişi, 1974 tarihli memleket haritası ile 1958 tarihli hava fotoğraflarını birlikte değerlendirerek rapor sunmuştur. Bilindiği üzere; memleket haritaları hava fotoğraflarının sayısallaştırılarak harita üzerine aktarılması ile elde edilirler. Ancak, somut olayda; orman araştırması yapılırken; 1958 tarihli hava fotoğraflarından elde edilen memleket haritasından yararlanılmayarak, 1974 tarihli memleket haritası üzerinde inceleme yapılmıştır. Yine, hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda; çekişmeli taşınmazın 1974 tarihli memleket haritasında orman sayılmayan açıklık alanda kaldığı, 1958 tarihli hava fotoğrafında orman sayılmayan alanlar içinde gözüktüğü belirtilmiş ise de, dairemizin iade kararı üzerine alınan ek raporda, 1963 tarihli memleket
haritasında çekişmeli taşınmazın bir bölümünün yeşile boyalı orman alanında kaldığı belirlenmiştir. Karara dayanak alınan bilirkişi raporu, çekişmeli taşınmazın orman olup olmadığını ve hukukî durumunu belirlemeye yeterli ve kanaat verici olmayıp, eksik araştırma ve incelemeye ve bilirkişinin yetersiz raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.
O halde mahkemece, 1968 ve 1974 tarihli memleket haritaları, 1958 çekim tarihli hava fotoğrafları ve 1974 tarihli memleket haritasının düzenlendiği hava fotoğrafları ile amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen ... (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, temyize konu taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; yine, taşınmazların konumu hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 16/10/2012 günü oy birliği ile karar verildi.