16. Hukuk Dairesi 2013/4629 E. , 2013/5087 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında Topağacı Mahallesi çalışma alanında bulunan 154 ada 7 parsel sayılı 209,05 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesinde 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı ve üzerindeki üç katlı bina ile birlikte 17 yıldan beri ... ve ... tarafından kullanıldığı belirtilmek suretiyle bahçe niteliği ile davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ...; fiilen kullandığı 150,00 m2 taşınmaz bölümü bulunmasına rağmen lehine zilyetlik şerhi verilen 154 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 137,32 m2 olduğunu, mevcut eksikliğin, 154 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 12,86 m2 yüzölçümündeki bölümünde davalılar yararına zilyetlik şerhi verilmesinden kaynaklandığını öne sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine, 154 ada 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, hükme esas alınan ve teknik bilirkişiler tarafından düzenlenen 05.03.2012 tarihli rapor ve eki haritada (A) harfi ile gösterilen 12,86 m2 yüzölçümündeki bölümün fiilen davalı ... ve İbrahim"in kullanımında olduğu kabul edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan keşif uygulama ve toplanıp değerlendirilen deliller hüküm kurmaya yeterli değildir. Dava, kullanım kadastrosuna itiraz niteliğindedir. 3402 sayılı Yasa"ya 5831 sayılı Yasa ile eklenen Ek 4. maddede, bu maddeye göre yapılacak kadastro sırasında fiili kullanım durumunun esas alınacağı, kim veya kimlerin ne zamandan beri kullanımında olduğunun beyanlar hanesinde gösterileceği belirtilmiştir. Mahkemece, niza konusu bölümün kim tarafından ne zamandır ve ne şekilde kullanıldığı hususunda yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına başvurulmaksızın bilirkişi raporu esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Öte yandan, dosya içeriğinden, davacının ilk keşiften sonra dinlenmesini istediği tanıklarının isimlerini ve adreslerini Mahkemeye bildirdiği ancak çekişmeli taşınmaz başında ikinci kez keşif icrasına karar verildiği halde davacı tanıkları adına keşif gün ve saatini bildirir meşruhatlı davetiye çıkarılması yönünde ara karar kurulmadığı gibi davacı tarafa tanıklarını keşif mahallinde hazır etme yükümlülüğü yüklendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece taraflara, isimlerini ve adreslerini bildirdiği tanıklarını keşif gün ve saatinde keşif mahallinde hazır etmeleri gibi bir yükümlülük yüklenemez. Dava dosyasında, davacı tarafın tanıklarının dinlenmesinden vazgeçtiğine dair bir beyan ve dilekçesi de bulunmamaktadır. Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşabilmek için, usulünce belirlenecek yerel bilirkişi ve tanıklarla birlikte kadastro tutanaklarında adları yazılı tespit bilirkişilerinin katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişi, tanık ve tespit bilirkişilerinden niza konusu bölümün fiili kullanım durumu dikkate alınmak suretiyle kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında aykırılık bulunması halinde çelişki giderilmeye çalışılmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte incelenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar göz ardı edilerek, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacı ..."nın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 08.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.