Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2380
Karar No: 2022/3975
Karar Tarihi: 25.04.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/2380 Esas 2022/3975 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi, davacıların araç satın alma anlaşması çerçevesinde davalıya aktardıkları 25.000 Euro'nun satıcı tarafından teslim edilmemesi ve davalının parayı iade etmemesi nedeniyle itirazının iptali davası hakkında verilen kararı, davalının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddetti. Karar, davacılar tarafından temyiz edildi. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için gerekli şartları içeren kanun maddeleri hakkında bilgi verildi ve davacıların bedeli davalıdan talep edebileceği belirtildi. Karara karşı oy veren hakim, davalının aracı konumunda olduğunu ve Banka hesabını aracı hesap olarak kullanmasından dolayı borçtan sorumlu tutulamayacağını belirtti. Kanun maddeleri ise Türk Borçlar Kanunu'nun 77 ve 78. maddeleri ile Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi oldu.
3. Hukuk Dairesi         2022/2380 E.  ,  2022/3975 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
    DAVACILAR :

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar; ... adlı oto galeri ile 01/12/2016 tarihinde araç satın alımı için e-mail yolu ile anlaştıklarını, bu anlaşma çerçevesinde 07/12/2016 tarihinde satış bedeli olan 25.000 Euroyu davalının hesabına aktardıklarını, ancak Polanya’da teslimi 23/05/2017 tarihi olmasına rağmen aracın taraflarına teslim edilmediğini ve davalı hesabına gönderilen paranın davalı tarafından kötüniyetli şekilde iade edilmediğini, davalının araç için gönderilen ödemeyi aldığını ve aracı teslim etmeyerek sebepsiz zenginleştiğini, alacağa yönelik yaptıkları takibe davalının itiraz ettiğini, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, davalının inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmişlerdir.
    Davalı; davacılara bir borcu olmadığını, söz konusu araç satış sözleşmesinin tarafı olmadığını, davacıların muhatabının ihbar olunan satıcılar olduğunu, kendisinin araçların trafik tescil işlemlerinin yapılması için hizmet verdiğini, davacıların araç alım satımı için anlaştıklarını iddia ettikleri dava dışı ...'i bu nedenle tanıdığını, bu kişinin yurt dışında olduğu sırada kendisini arayarak bir araç alım satımına ilişkin hesabına para gönderilmesini ve döndüğünde bu parayı teslim alacağı yönünde ricada bulunduğunu ve kendisinin de bunu kabul ettiğini, söz konusu parayı davacıların asıl muhatabı olan dava dışı dava dışı ...'e 27/12/2016 tarihinde elden teslim ettiğini, mal varlığında bir artış olmadığını, husumetin dava dışı ihbar olunan ...’ye yöneltilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince; davacılar ile ... isimli oto galeri arasında araç alım-satımına ilişkin anlaşma olduğunun noter tasdikli yazışma ve çevirilerden anlaşıldığı, ancak sözleşme gereğinin yerine getirilmediği ve davacılar tarafından 25.000 Euronun davalı hesabına gönderildiği ve davalı tarafından bedelin iade edildiğine dair bir delilin dosyaya sunulamadığı, davalının süresinde cevap dilekçesi sunmadığı, bu nedenle bedeli satıcıya iade ettiğine dair savunmasına ve ihbar olunanın beyanlarına da itibar edilmediği, davalının daha önce temerrüde düşürüldüğüne dair bir delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının icra dosyasında asıl alacak miktarı olan 25.000 Euro için yaptığı itirazın iptaline, takibin 25.000 Euro için devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit olduğundan asıl alacak miktarı olan 25.000 Euronun %20’ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Bölge adliye mahkemesince; ihbar olunan ... ile davacılardan ... arasındaki e-mail yazışmalarında, araç satım ilişkisinin davacılar ile ihbar olunan ... arasında bulunduğu ve araç bedeli olarak kararlaştırılan 25.000 Euronun yatırılacağı banka hesabının ise ihbar olunan ... tarafından bizzat e-mail yazışması ile davacılara bildirildiği, paranın davacı ... değil, diğer davacı ... hesabından ihbar olunanın istediği ile davalı hesabına gönderildiği, ihbar olunan tarafından işbu 25.000 Euro'nun davalıdan imza karşılığı teslim alındığı hususunun imzası inkar edilmeyen teslim tesellüm belgesi ile ayrıca ihbar olunanın 19/12/2019 tarihli mahkemedeki ikrarından anlaşıldığı, sebepsiz zenginleşenin bu durumda davalı olmayıp ihbar olunan ... olduğu gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden davacıların davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Uyuşmazlık; davacıların araç alım satımı amacı ile davalı hesabına havale ettikleri bedelin davalıdan tahsiline yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir.
    TBK'nın 77 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.
    Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır.
    Sebepsiz zenginleşme davası açılabilmesi için malvarlıkları arasında doğrudan doğruya bir ilişkinin bulunması, yani bir ‘’malvarlığı kayması’’nın olması şartı da aranmaktadır.
    Yine, Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere; ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı ispatlaması gerekir.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davalı ve isticvap edilen ihbar olunanın aynı şirket adresinde çalıştıkları yönündeki beyanları da gözetildiğinde, davacılar tarafından davalı hesabına gönderilen 25.000 Euro satış bedelinden davalı ile dava dışı ihbar olunanın müteselsilen sorumlu oldukları ve müteselsil sorumluluk ilkesine göre davacıların bu bedeli davalıdan da talep edebilecekleri anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca bölge adliye mahkemesince; davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine dair karar verilmiş olması doğru değildir.
    Buna göre bölge adliye mahkemesince yapılacak iş, davanın esası hakkında yeniden karar vermek olmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle HMK'nın 371. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, HMK’nın 373/2 maddesi uyarınca dava dosyasının kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 25/04/2022 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.

    ( Muhalif)

    K A R Ş I O Y

    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, bölge adliye mahkemesinin gerekçesine ve özellikle, davacı tarafın dilekçesinde de belirtildiği üzere; araç alım satım işleminin e-mail yolu ile davacılar ile ihbar olunan ... arasında yapıldığının ve bu kişi tarafından araç bedelinin davalıya ait banka hesabına gönderilmesinin istenilmesi sonucu davacıların davalı adına olan hesaba havale yaptığının ve davalının bu suretle sadece aracı konumunda bulunduğunun anlaşılmasına; davalının ihbar olunanla el ve işbirliği içinde davacıları dolandırmaya yönelik eylem içinde bulunduğunun iddia ve ispat edilmemiş olduğuda gözetildiğinde; davalıyı, banka hesabını aracı hesap olarak kullandırmasından dolayı borçtan sorumlu tutmak mümkün görülmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASI görüşündeyim. Açıklanan nedenlerle, sayın çoğunluğun bozma gerekçesine iştirak edilmediğine ilişkin karşı oyumdur. 25/04/2022





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi