Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/498
Karar No: 2022/3955
Karar Tarihi: 25.04.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/498 Esas 2022/3955 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hüküm, temyiz edilmiştir. Yargıtay, davacının ecrimisil istemine yönelik davanın mutlak ticari dava olmadığı, bu nedenle asliye ticaret mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle verilen görevsizlik kararını bozmuştur. 6762 sayılı Ticaret Kanunu'nun 4. ve 5. maddeleri gereği, müstakil ticaret mahkemesi bulunan yerlerdeki menfi tespit davaları ve muaccel alacak davaları da dahil olmak üzere ticari davalara ilişkin işlemler asliye ticaret mahkemesi tarafından yürütülürken, asliye hukuk mahkemeleri diğer hukuki konularda yargılama yapmaktadır. Kararda ayrıca, 6335 sayılı Kanun'un 38. maddesi ile 6102 sayılı TTK'ya eklenen geçici 9. madde gereği, dava açıldığı tarihte yürürlükte olan Kanun hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
3. Hukuk Dairesi         2022/498 E.  ,  2022/3955 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    VEK. AV. ...
    VEK. AV. ...

    Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmiş ise de, HUMK'nın 435/7 ve 438/1 maddeleri gereğince temyiz edenin süresinde verdiği temyiz dilekçesinde bu yönde bir istemde bulunmamış olduğu anlaşılmakla, sonradan verilen ek dilekçede bildirilen duruşma isteğinin reddiyle, incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalı şirketin ...-Ortaköy ... Caddesi, 39 ada 12 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan dükkanda, İstanbul 5. Noterliği'nin 26/03/2004 tarihli ve ... sayılı süreli kira sözleşmesiyle kiracısı olduğunu, kiralanana ait 22/10/2006 ile 21/10/2008 döneminde faiz hariç toplum 1.549.800 USD kira parasının ödenmediğini, bu kira borcunun tahsili maksadıyla İstanbul 5. İcra Müdürlüğünün 2008/25079 esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının borcu ödediğine dair herhangi bir makbuz ibraz etmediğini gibi kira sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle bedeli talebi hakkı olamayacağı gerekçesiyle takibe itiraz ettiğini, davalı şirkete İstanbul 10. Noterliğinden keşide edilen ihtarname ile kira sözleşmesinin 22/10/2006 tarihinden itibaren yenilenmeyeceğinin ve kiralananı sözleşme sonu olan 21/10/2006 tarihinde boşaltılarak teslim edilmesi gerektiğinin aksi takdirde 5393 sayılı Kanun'un ilgili hükümlerine göre ... Kaymakamlığınca tahliye edileceği ifade edildiğini, ancak tebligatın adres yetersizliğinden 02/09/2006 tarihinde iade olunduğunu, dolayısıyla söz konusu ihtarnamenin karşı tarafa tebliğ edilmediğini, bu nedenle başka bir işlem yapılmayıp sözleşmenin feshinden vazgeçilmiş olduğundan, davalının halen müvekkilinin kiracısı olduğunu, ortada borçluya tebliğ edilmiş geçerli bir fesih ihbarı bulunmadığını ileri sürerek; fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı tarafın vaki itirazının iptali ile takibin devamını, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davalı, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacının temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 08/12/2016 tarihli ve 2015/9023 E. 2016/7349 K. sayılı kararıyla; kiralananın 2886 Sayılı Kanun hükümlerine göre kiraya verildiği, kira sözleşmesinin 22/10/2003 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli olduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, bu nitelikteki taşınmazlara ilişkin kira sözleşmelerinin kira süresinin bitimi ile yasal olarak sona erdiği, sözleşmenin sona erdiği tarih itibariyle taraflar arasındaki kira ilişkisi sona erdiğinden davalı fuzuli şagil durumuna geldiği, aynı zamanda bu hususun taraflar arasında görülen İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/698 Esas , 2010/284 Karar sayılı davada da kesinleştiği, dolayısıyla ortada bir kira sözleşmesi bulunmadığı, bu halde mahkemece, davanın ecrimisil hükümleri çerçevesinde değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddedilmesinin doğru bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bozmaya uyan mahkemece; davaya bakma görevinin ticaret mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle, davanın HMK'nın 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine; dosyanın, karar kesinleştiğinde ve talep edildiği taktirde, görevli ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 4. maddesinde hangi davaların ticari dava olduğu sayılmıştır. Bundan başka, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve bu Kanun'un 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalarla hususi hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılacağı düzenlenmiştir (TTK'nın 5/2).
    6762 sayılı TTK'ya göre müstakil ticaret mahkemesi bulunan yerlerdeki ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki görev değil iş bölümü ilişkisidir. (TTK'nın 4 ve 5. maddeleri) Asliye ticaret mahkemesi kanunla belirtilmiş olan ticari davalara bakar. Asliye hukuk mahkemesi ise ticari davalar dışında kalan hukuk davalarına (dar anlamda hukuk davalarına) bakar.
    Somut olayda; dava, uyulan bozma kararında da belirtildiği üzere ecrimisil istemine ilişkin olup, 6762 sayılı TTK yürürlükte iken 19/01/2009 tarihinde açılmıştır.
    30/06/2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanun'un 38. maddesi ile 6102 sayılı TTK'ya eklenen geçici 9. madde; “Bu Kanun'un göreve ilişkin hükümleri, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalarda uygulanmaz. Bu davalar, açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan Kanun hükümlerine tâbidir” hükmünü içermektedir.
    Bu durumda mahkemece; davanın mutlak ticari dava olmadığı, kaldı ki davalının cevap dilekçesinin yasal süresinden sonra verilmiş olduğu, bu itibarla süresinde yapılmış olunan iş bölümü itirazının da bulunulmadığı gözetildiğinde davaya bakmakla görevli olduğu gözetilerek, işin esasına girilmesi ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, çekten kaynaklanması nedeniyle mutlak ticari dava niteliğinde olan davaya bakma görevinin ticaret mahkemesine ait olduğu yönündeki yanılgılı gerekçesiyle görevsizlik verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    2- Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi