Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2462
Karar No: 2022/4046
Karar Tarihi: 25.04.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/2462 Esas 2022/4046 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalı idare ile aralarında ayrı ayrı Gayrimenkul Satış Sözleşmesi akdedilen davacılar, davalının daireleri sözleşmeye göre süresinde teslim etmemesi nedeniyle kira bedeli kaybı yaşadıklarını belirterek tazminat talep etmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılamada kısmen kabul edilen davanın kararı, davalı ve davacı avukatları tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, davanın gayrimenkulün teslimi ve kullanılması başlıklı kısmında gayrimenkulün inşaat süresi 30 ay olarak düzenlenen satış sözleşmenin gerekliliklerine göre fiili teslim tarihine kadar hesaplanan süre için kira tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararı bozmuştur. İlk kararda belirtilen miktarlar yönünden usulü kazanılmış hak teşkil ettiği için verilen kararın bozulması gerektiği ifade edilmiştir. Kanun maddeleri olarak, Ticaret Kanunu'nun 125. maddesi ve Borçlar Kanunu'nun 106. maddesi gösterilmiştir.
3. Hukuk Dairesi         2022/2462 E.  ,  2022/4046 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVACILAR : 1- ... 2- ...



    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar ..., ... ve ... vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    YARGITAY KARARI

    Davacılar, davalı idare ile aralarında ayrı ayrı Memursen Toplu Konut Projesi kapsamında Gayrimenkul Satış Sözleşmesi akdedildiğini ancak davalının daireleri sözleşmeye göre süresinde teslim etmediğini ileri sürerek geç teslim nedeni ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için ayrı ayrı 200,00 TL'nin davalıdan tahsilini istemiş, ıslah dilekçesiyle davacı ... için 840,00 TL, ... için 814,00 TL, ... için 9.250,00 TL, ... İçin 5.745,00 TL, ... için 4.957,00 TL kira bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen ilk karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiş,Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 17/10/2018 tarih ve 2016/22513 -2018/9464 sayılı ilamı ile; "davanın, geç teslim nedeni ile uğranılan kira kaybı alacağının tahsili istemine ilişkin olduğu, taraflar arasında imzalanan satış sözleşmelerinin “gayrimenkulün teslimi ve kullanılması” başlıklı kısmında gayrimenkulün inşaat süresi 30 ay olarak düzenlendiği, her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde, alacaklı, temerrüde düşen borçludan TBK125 vd. (BK 106 vd.) maddeleri çerçevesinde aynen ifa ve gecikmeden dolayı uğradığı zararının veya aynen ifayı reddederek müspet zararının yahut sözleşmeyi feshederek menfi zararının tazminini seçimlik olarak isteyebileceği,somut uyuşmazlıkta davacıların sözleşmeye ayakta tutarak geç teslim nedeni ile uğradığı zararın tazminini istediği, gerek sözleşme gerekse TBK 125. vd. (BK 106 vd.) maddelerine göre fiili teslim tarihine kadarki süre için davacı zararını talep etmekte haklı olduğu mahkemece, sözleşme kapsamında gerçekleşmesi gereken teslim tarihilerinden keşif sırasında dinlenen tanık beyanlarına itibar ile tespit edilen teslim tarihlerine kadar hesaplanan süre için kira tazminatına hükmedildiği, dosya kapsamında mevcut site yönetim yazılarında davacıların farklı tarihlerde dairelerine oturum yaptıkları ve fiilen kullanmaya başladıkları belirtildiği ve mahkemece, fiili teslim tarihi arasındaki bu çelişkinin giderilmediği belirtilerek davacılar ..., ... ve ... yönünden mahkemenin fiili teslim tarihini bulmak adına ... vs... abonelikleri de araştırarak oluşacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği" belirtilerek karar bozulmuş, davacılar ... ve ... yönünden ise davalının temyiz dilekçesinin miktar yönünden reddine karar verilmiştir.
    Bozma ilamına uyan mahkemece davacıların davasının talep artırma istemine göre kısmen kabulü ile davacı ... için 4.852,30 TL'nin, ... İçin 4.962,38 TL'nin, ... için 6.423,81 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, diğer davacılar için hüküm kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ..., ... ve ... vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir
    1-Kural olarak bozma kararına uyulmakla bozma kararında belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar.
    Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.). Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtayca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
    Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde hüküm, temyiz edenin aleyhine bozulamayacağı gibi Yargıtayın temyiz eden tarafın lehine verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de temyiz eden tarafın bozulan karara oranla daha aleyhine bir hüküm veremez. Bu yasağa "aleyhe hüküm verme yasağı" denir . Aksi halde usul hükümleri ile hedef tutulan istikrar zedelenir ve mahkeme kararlarına karşı güven sarsılır.
    Bu açıklamalar ışığında somut olayda; mahkemece 28.04.2016 tarihli ilk kararda; a)davanın kabulü ile 9.250,00 TL'nin 200,00 TL'lik kısmı için dava tarihinden itibaren; 9.050,00 TL'lik kısmı için ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı ...'a verilmesine, b) 840,00 TL'nin 200,00 TL'lik kısmı için dava tarihinden itibaren; 640,00 TL'lik kısmı için ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı ...'a verilmesine, c) 814,00 TL'nin 200,00 TL'lik kısmı için dava tarihinden itibaren; 614,00 TL'lik kısmı için ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı ...'e verilmesine, d) 5.745,00 TL'nin 200,00 TL'lik kısmı için dava tarihinden itibaren; 5.545,00 TL'lik kısmı için ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı ...'e verilmesine, e) 4.957,00 TL'nin 200,00 TL'lik kısmı için dava tarihinden itibaren; 4.757,00 TL'lik kısmı için ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı ...'e verilmesine karar verilmiş ;hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 17/10/2018 tarih ve 2016/22513 -2018/9464 sayılı ilamı ile yukarıda yer verilen gerekçeyle davalı yararına bozulmuştur.
    Mahkemece verilen 28.04.2016 tarihli ilk kararda; davacı ... lehine 814 TL davacı ... ... lehine 4.957 TL davacı ... lehine de 5.745 TL. ye hükmedilmiş ve bu kararı bu davacılar temyiz etmemiştir. Anılan davacılar yönünden hükmedilen bu tutarlar açısından davalı lehine usulü kazanılmış hak teşkil ettiğinden bozma kararından sonra anılan davacılar lehine daha fazla miktarlar yönünden hüküm verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    2- Bozma nedenine göre davacılar ..., ... ve ... vekili ile davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davacılar ..., ... ve ... vekili ile davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, HUMK’nin 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25.04.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi