Esas No: 2022/2355
Karar No: 2022/4003
Karar Tarihi: 25.04.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/2355 Esas 2022/4003 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı, katıldığı ihale sonucunda üç taşınmaz satın aldığını, ancak ihalenin Danıştay kararıyla iptal edildiğini ve taşınmazların tapu iptal ve tescil davaları açılarak geri alındığını iddia ederek, taşınmazların gerçek değeri ile iade edilen satış bedeli arasındaki farkın ödenmesini talep etmiştir. Davalı ise davanın haksız olduğunu savunmuştur.
Mahkeme, davacının kanuna ve usule uygun olarak satın aldığı taşınmazların iptal edilmesinde davacının kusursuz olduğunu ve taşınmazların tapu iptal ve tescil kararının kesinleşme tarihi olan tarihteki değerinin dikkate alınması gerektiğini belirterek, davacının talebini kabul etmiş ve davalıdan 158.622,26 TL'nin tahsil edilmesine karar vermiştir. Ancak, mahkeme bu tutarın sadece 25.000 TL'sinin faiz işletilerek tahsil edilmesi gerektiği şeklinde yanlış bir karar vermiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107. maddesi belirsiz alacak davalarını düzenlemektedir ve davacılar bu davalarda asgari bir miktar ya da değeri belirterek talepte bulunabilmektedirler. Bölge adliye mahkemesi, davacının talebini artırabileceğini belirterek hatalı bir karar vermiştir.
Bu nedenle, Yargıtay kararıyla davalının temyiz itirazlarının reddedildiği ve bölge adliye mahkemesi kararının düzeltilerek davacıya 158.622,26 TL'nin yasal faiziyle birlikte ödenmesi yönünde onaylandığı belirtilmiştir.
Kanun maddeleri açıklayıcı şekilde eklenmemiş.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 24. HUKUK DAİRESİ
VEK. AV. ...
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; katıldığı ihale neticesinde üç adet taşınmaz satın aldığını, ihalenin Danıştay kararıyla iptal edildiğini, daha sonra davalı idare tarafından her bir parsel için tapu iptal ve tescil davaları açıldığını ve davaların kabul edilerek kesinleştiğini, taşınmazları satın almak için ödediği bedellerin iade edildiğini ancak zararının taşınmazların tapu iptal ve tescil kararların kesinleştiği tarihteki gerçek değeri kadar olduğunu, bu nedenle taşınmazların rayiç değeri ile iade edilen satış bedelleri arasındaki farkın ödenmesi gerektiğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 25.000 TL tazminatın tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsilini talep etmiş, daha sonra talebini 158.622,26 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı; dava konusu ihalenin Danıştay kararıyla iptal edildiğini, taşınmazların idareye devir edilmemesi üzerine tapu iptal ve tescil davalarının açıldığını, davacının sözleşme hükümleri gereğince ifasının imkansız olması halinde ödediği bedel dışında herhangi bir hak talep etmeyeceğini, talebin hukuka aykırı olduğunu, davacının en fazla sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ödediği paraya ödeme tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini talep edebileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; davacının kanuna ve usule uygun olarak ihale yoluyla satın aldığı taşınmazların yönetmelik iptaline dayalı olarak davacıdan geri alındığı, ödediği para iade edilse de yönetmeliğin iptal edilmesinde davacının herhangi bir kusurunun olmadığı, taşınmazların davacının hakimiyetinden çıktığı tarihin tapu iptal ve tescil kararının kesinleşme tarihi olduğu ve taşınmazların bu tarihteki değerlerinin dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle; idare tarafından davacıya iade edilen satış bedelleri de mahsup edilerek 158.622,26 TL'nin davalıdan tahsiline, bu tutarın 25.000 TL'sinin dava tarihinden itibaren, bakiye kısmına ıslah tarihinden yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş; karara karşı, taraflar istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; bilirkişi raporunun ihtilafı giderici, hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu gerekçesiyle; davalının istinaf başvurusunun reddine, davacının 25.000 TL değer farkı zararının tescil kararının kesinleştiği temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsili talep edilmesine rağmen, mahkemece 25.000 TL bakımından dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle; davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, 158.622,26 TL'nin davalıdan tahsiline; bu tutarın 25.000 TL'sinin 05/01/2015 tarihinden itibaren, bakiye kısmına ıslah tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş; karar, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun belirsiz alacak davasını düzenleyen 107. maddesi “(1)Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.
(2) (Değişik:22/7/2020-7251/7 md.) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.” hükmünü , 22/07/2020 tarihli değişiklik öncesi ve uyuşma ikinci fıkrası ise “Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmünü içermektedir.
Belirsiz alacak davası olarak açılmış olan davada davacı; dava dilekçesi ile 25.000 TL’nin tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, bu talebini 17/09/2019 tarihli dilekçesi ile 158.622,26 TL'ye yükseltmiştir.
Buna göre bölge adliye mahkemesince; hüküm altına alınan alacağın tamamına tapu iptal ve tescil kararının kesinleşme tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bölge adliye mahkemesi kararının düzeltilerek onanması 6100 sayılı HMK’nın 370/2 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle bölge adliye mahkemesi kararının hüküm fıkrasının B) kısmının 1. bendinde yer alan “158.622,26 TL'nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, bu bedelin 25.000,00 TL'sine 05/01/2015 tarihinden itibaren bakiye kısma ıslah tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine” ifadesi çıkarılarak yerine "158.622,26 TL'nin 05/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine” ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 25/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.