
Esas No: 2018/6051
Karar No: 2021/2130
Karar Tarihi: 20.04.2021
Danıştay 12. Daire 2018/6051 Esas 2021/2130 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/6051
Karar No : 2021/2130
DAVACI : …
DAVALI : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Personeli Sağlık Yardım Sandığı üyesi iken 16/08/2012 tarihinde emekliye ayrılan ve Sandık üyeliğini isteğe bağlı olarak sürdüren davacı tarafından; söz konusu Sandıkça engelli çocuğunun özel eğitim giderlerinin tamamı karşılanmakta iken, Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulunun 20/04/2012 tarih ve 2012/137 sayılı kararı ile Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Personeli Sağlık Yardım Sandığı Yönergesi'nin 16. maddesinde yapılan değişiklikle kısıtlandığından ve bu düzenlemenin de Danıştay Onbirinci Dairesinin 08/10/2015 tarih ve E:2012/4915, K:2015/4377 sayılı kararıyla iptal edildiğinden bahisle, 120.000,00-TL maddi ve 120.000,00-TL manevi tazminat ödenmesine, bu tutarlara eğitim sürecindeki kısıtlılığın başlangıç tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi istenilmiştir.
DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından; Devlet tarafından engelli olmayan çocuklar için haftada 40 saat eğitim öngörüldüğü, özel eğitim gerektiren çocuklar için haftada 2 saat özel eğitim ve 1 saat grup eğitimi ücretinin Devletçe karşılandığı, 10/02/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Bütçe Uygulama Tebliği ile bireysel eğitim için 472-TL, grup eğitimi için 133-TL olmak üzere, ayda toplam 605-TL ödendiği ve geri kalan tutarın ilgiler tarafından karşılanmasının öngörüldüğü, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun Ek 1. maddesiyle kurulan Sosyal Yardım Sandığınca 2011 yılına kadar otizmli çocuğunun özel eğitim masraflarının tamamı karşılanmakta iken, 2011 yılında yapılan düzenlemelerle genel bütçeden karşılanan süre kadar özel eğitim giderinin karşılanması yönünde kısıtlama getirildiği, söz konusu düzenlemelere karşı açılan davalar sonucunda, Danıştay Onbirinci Dairesince iptal kararı verildiği; özel eğitim giderlerinin karşılanmasına yönelik getirilen kısıtlamaların yasal düzenlemelere, uluslararası sözleşmelere, hukuka aykırı olduğu ve bu kısıtlamalar nedeniyle maddi ve manevi zararının söz konusu olduğu ileri sürülmektedir.
DAVALININ SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, zihinsel engelli çocukların tüm özel eğitim giderlerinin karşılanmasının kanunen tanınmış bir hak olmadığı, Sandık tarafından, 1999 yılında sınırlı sayıdaki üyelerin çocukları için bu yönde bir düzenleme getirildiği, Sandığın gelirlerinin üyelerinin aidatlarından ve bunların işletiminden elde edilen gelirlerden oluştuğu, Sandığın üyelerinde ve gelirlerinde azalma olması nedeniyle 2011 yılında özel eğitim giderlerinin karşılanması hususunda sınırlama getirildiği, ayrıca özel eğitim giderlerinin karşılanması hususunda Sandığın Anayasal ve yasal düzenlemeler ile uluslararası sözleşmeler ile yüklendiği bir sorumluluğunun bulunmadığı, Sandıktan sınırsız eğitim giderinin karşılanmasının istenmesinin haklı bir yönünün bulunmadığı gibi davacı tarafından zihinsel engelli çocuğunun durumuyla ilgili ileri sürülen hususların, Sosyal Yardım Sandığıyla değil Milli Eğitim Bakanlığıyla ilgili olduğu; diğer taraftan, davacının Sandıktan 2002 ila 2015 yıllara arasında eğitim yardımı aldığı, 2015 yılı Nisan ayından itibaren eğitim giderlerine ait herhangi yardım talebinin olmadığı belirtilerek, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davanın görev yönünden reddine ve dava dosyasının davayı çözümlemeye görevli ve yetkili olan Ankara İdare Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun Ek 1. maddesi uyarınca kurulan Sağlık Yardım Sandığı üyesi iken 16/08/2012 tarihinde emekliye ayrılan ancak anılan Sandık üyeliğini isteğe bağlı olarak sürdüren ve otistik çocuğu olan davacı tarafından, Sağlık Yardım Sandığınca karşılanan çocuğunun eğitim giderlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Sağlık Yardım Sandığı Yönetim Kurulunun 27/02/2012 günlü, 537 sayılı kararının onaylanmasına ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulunun 20/04/2012 günlü, 2012/137 sayılı kararı ile değişik Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Personeli Sağlık Yardım Sandığı Yönergesi ile yeniden düzenleme yapılarak kısıtlanması nedeniyle çocuğunun eğitiminin engellenerek maddi ve manevi zarara uğradığı ileri sürülerek 120.000-TL maddi, 120.000-TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanuna 5378 sayılı Kanunla ilave edilen Ek 3. maddesinde, özürlü bireylerin; eğitim giderlerinin her yıl Maliye Bakanlığınca belirlenen tutarının Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine bu amaçla konulan ödenekten karşılanacağı belirtilmiştir.
Anılan Yasa maddesi uyarınca 09/07/2009 tarih ve 27283 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Özürlü Bireylere Uygulanacak Destek Eğitim Programları ve Eğitim Giderlerinin Karşılanmasına Dair Yönetmeliğin 8. maddesinin 1. fıkrasında da; özürlü bireylerin destek eğitimi giderlerinin, her yıl aylık olarak Maliye Bakanlığı'nca belirlenen tutarının Bakanlıkça karşılanabilmesi için gerekli şartlar belirtilmiş, ödeme başlıklı 10. maddesinin 1. fıkrasında, "Özürlü bireylerin aylık destek eğitimi giderleri, Maliye Bakanlığınca belirlenir ve Bakanlık bütçesine bu amaçla konulan ödenekten kurumca özürlü bireye bir ayda sekiz ders saati bireysel ve/veya dört ders saati grup eğitimi verilmesi şartıyla ödenir." şeklinde düzenleme yapılmıştır.
30/04/1992 tarih ve 3797 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunu yürürlükten kaldıran 25/08/2011 tarih ve 652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 43. maddesinde, “(1) Özürlü sağlık kurulu raporu düzenlemeye yetkili sağlık kurum veya kuruluşlarınca verilen sağlık kurulu raporuyla asgarî % 20 oranında özürlü olduğu tespit edilen ve özel eğitim değerlendirme kurulları tarafından da eğitsel değerlendirme ve tanılamaları yapılarak 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında açılan özel eğitim okulları ile özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde verilen destek eğitimini almaları uygun görülen görme, işitme, dil-konuşma, spastik, zihinsel, ortopedik veya ruhsal özürlü bireylerin eğitim giderlerinin her yıl Maliye Bakanlığınca belirlenen tutarı, Bakanlık bütçesine bu amaçla konulan ödenekten karşılanır. Bu özürlü bireylerin özür grupları ve dereceleri ile özür niteliğine göre eğitim programlarının kapsamı ve eğitim süreleri, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle yönetmelikle belirlenir." hükmü yer almaktadır.
18/05/2012 tarih ve 28296 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliğinin "Özürlü birey ücretleri" başlıklı 22. maddesinin 1. fıkrasında, "Özel eğitim okulları, öğrenim ücretlerini Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği hükümlerine göre belirler.", aynı maddenin 2. fıkrasında da "Özel eğitim okulunun özel eğitim ve rehabilitasyon birimi ile özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, Maliye Bakanlığınca belirlenen destek eğitim tutarı karşılığı bir aylık sürede verecekleri 8 saat bireysel ve/veya 4 saat grup eğitimi için ders ücreti belirlemezler. Ancak, velinin isteği üzerine özürlü bireye daha fazla ders verilmesi durumunda, bu derslere ilişkin ücret Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği hükümlerine göre belirlenir." kuralına yer verilmiştir.
Anılan yasa ve Yönetmelik hükümleri gereğince Maliye Bakanlığınca 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında açılan özel eğitim okulları ile özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde özürlü bireylere verilen destek eğitiminin (aylık bireysel ve grup eğitimi için ayrı ayrı) bütçeden karşılanacak kısmı, her yıl yayımlanan Bütçe uygulama talimatları ile belirlenmiştir.
5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa 03/03/1954 tarih ve 6311 sayılı Kanunun 17. maddesi ile eklenen Ek 1. maddesinde, "Yönetmeliğinde belirtilecek şartlar dairesinde Sandık memurları, hizmetleriyle İdare Meclisi Reis ve azalarının ve ailelerinin tedavileriyle meşgul olmak üzere bir (Sağlık Yardım Sandığı) kurulmuştur. Bu Sandığın gelirleri: 1-(Değişik: 7/5/1986 - 3284/22 md.) Sağlık Yardım Sandığı İdare Meclisinin teklifi ve Sandık Yönetim Kurulunun kararı ile tespit edilecek ve % 2'den az olmamak üzere personelin aylıklarından kesilecek aidattan; 2-Her türlü teberrulardan yardımlardan ibarettir." hükmüne yer verilmiş, 12/3/1956 tarih ve 9256 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Sağlık Yardım Sandığı Nizamnamesinin 16. maddesinde, Sağlık Yardım Sandığı mensupları ile bunların ailelerine yapılacak tedavi, sağlık yardımlarının miktar, müddet, mahiyet ve şekilleri, yardımdan istifade edilemiyecek hallerin, Sandığın denetlenmesi şekli ve Sandık işleri ile ilgili diğer hususların bir Talimatname ile tesbit olunacağı belirtilmiştir.
22/05/1986 tarih ve 19114 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 07/05/1986 tarih ve 3284 sayılı Yasanın 18. maddesi ile 5434 sayılı Kanuna eklenen ek 7. maddenin (b) bendinde, bu maddede belirtilen tüzük ve nizamnameler hariç bu Kanunda geçen diğer "tüzük" deyimlerinin yönetmelik olarak değiştirildiği hükmü getirilmiş, Yönerge haline dönüştürülmeden önceki Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Personeli Sağlık Yardım Sandığı Yönetmeliği'nin 11/03/1999 tarihli ve 153 sayılı Emekli Sandığı Yönetim Kurulu kararıyla 16. maddesi, "Sağlık Yardım Sandığı üyelerinin bakmakla yükümlü bulunduğu çocuklarda eğitilebilir zihinsel engelli çocukların eğitim giderlerinin yürürlükteki talimat hükümlerine göre ödenen miktarı aşan kısmı Sağlık Yardım Sandığı bütçesinden ödenir." şeklinde değiştirilmiş, bu Yönetmelik, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Yönetim Kurulu'nun 03/03/2005 tarih ve 153 sayılı kararıyla Yönergeye dönüştürülmüştür.
20/05/2006 tarih ve 26173 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 16/05/2006 tarih ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununun geçici 1. maddesi ile 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile kurulan Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kuruma devredilmiş, geçici 4. maddesinde de T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü ve yönetim kuruluna yapılan atıfların bu kanunla kurulan Sosyal Güvenlik Kurumuna veya Yönetim Kuruluna yapılmış sayılacağı hükmüne yer verilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Personeli Sağlık Yardım Sandığı Yönergesinin Sağlık Yardımlarına İlişkin Dördüncü Kısmında yer alan 16. maddesinin 2. fıkrasında, "Sağlık Yardım Sandığı üyelerinin bakmakla yükümlü bulunduğu çocuklarından zihinsel engelliler için ödenen seans birim fiyatının, 1 Ağustos 2005 tarihinden sonra en fazla 47,00TL olarak ödenmesine ve her yıl Ocak ayında yıllık fiyat araştırmasından sonra Sağlık Yardım Sandığı Yönetim Kurulu tarafından belirlenecek yeni birim seans ücreti üzerinden Sağlık Yardım Sandığı Bütçesinden ayrıca ödenir." kuralına yer verilmiş, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı (Devredilen) Personeli Sağlık Yardım Sandığı Yönetim Kurulu'nca 24/02/2011 tarihinde yapılan toplantıda alınan 532.1 sayılı kararın 2. maddesinde, Yönergenin 16. maddesinin 2. fıkrası hükmüne dayanarak 2011 yılı için geçerli olacak seans birim ücretinin 47.00-TL olarak belirlenmesine, 01/04/2011 tarihinden geçerli olmak üzere bireysel eğitim için 8 seans ve grup eğitimi için 4 seans olmak üzere toplam 12 seansı geçmemek üzere fatura yada makbuzda belirtilen miktarı kadarının Sağlık Yardım Sandığı Bütçesinden ödenmesine karar verilmiş, Sağlık Yardım Sandığı Yönetim Kurulunun 27/02/2012 tarih ve 537 sayılı kararı ile söz konusu Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Personeli Sağlık Yardım Sandığı Yönergesinin 16. maddesinin 1. fıkrası (f) bendi, tebliğ ile fiyatı belirlenen Sağlık Yardım Sandığı üyelerinin bakmakla yükümlü bulunduğu çocuklarından zihinsel engelliler için ödenen eğitim giderlerine ilişkin olarak fatura veya makbuz tarihi itibariyle tebliğ ile belirlenmiş miktarı kadarının Sağlık Yardım Sandığı Bütçesinden ödeneceği şeklinde değişiklik yapılmış, bu değişiklik Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulunun 20/04/2012 tarih ve 2012/132 sayılı kararıyla onanmış, davacı tarafından Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı (Devredilen) Personeli Sağlık Yardım Sandığı Yönetim Kurulu'nca 24/02/2011 tarihinde yapılan toplantıda alınan 532.1 sayılı kararın 2. maddesi ile Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulunun 20/04/2012 tarih ve 2012/137 sayılı kararı ile uygun bulunan söz konusu Sağlık Yardım Sandığı Yönergesinin 16. maddesinin 1. fıkrası (f) bendinde yapılan değişikliğin iptali istemiyle açılan davalarda, Danıştay Onbirinci Dairesinin 08/10/2015 günlü ve E:2012/772, K:2015/4378 ve E:2012/4915, K:2015/4377 sayılı kararlarıyla, Yasa gereği Emekli Sandığı Personeli Sağlık Yardım Sandığının kuruluş ve görevlerine esas olacak kriterlerin, ancak bu konuda çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenme zorunluluğu bulunmakta iken, yasa hükmüne aykırı olarak konunun yönerge ile düzenlenmesinde hukuka ve mevzuata uyarlık görülmediği gerekçesiyle iptal edilmiştir.
Davacı tarafından, otistik çocuğunun eğitim giderleri Sağlık Yardım Sandığınca karşılanmakta iken Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Personeli Sağlık Yardım Sandığı Yönetim Kurulunun 27/02/2012 günlü, 537 sayılı kararının onaylanmasına ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulunun 20/04/2012 günlü, 2012/137 sayılı kararı ile Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Personeli Sağlık Yardım Sandığı Yönergesinde yapılan düzenleme ile kısıtlanması nedeniyle çocuğunun eğitiminin engellenerek maddi ve manevi zarara uğradığı ileri sürülerek bakılan dava açılmıştır.
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdarenin yürütmekle yükümlü olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü yada geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır. Bu bağlamda hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan doğruya ve asli nedenini oluşturmaktadır.
Danıştayın yerleşik içtihatlarına göre, zarar gören kişinin hizmetten yararlanan durumda olduğu hallerde, idarenin tazmin yükümlülüğünün doğması için, zararın, idarenin hizmet kusuru sonucu meydana gelmiş olması gerekmektedir.
Manevi tazminat, malvarlığında meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin değil manevi tatmin aracı olup, manevi tazminata hükmedilebilmesi için kişinin fiziki yapısını zedeleyen, yaşama ve kazanma gücünün azalması sonucunu doğuran olayların meydana gelmesi veya idarenin hukuka aykırı bir işlem veya eylemi sonucunda ağır bir elem ve üzüntünün duyulmuş olması veya şeref ve haysiyetin rencide edilmiş olması gerekir.
Anılan düzenlemelerde, özürlü bireylere 5580 sayılı Yasa kapsamında açılan özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde verilen destek eğitim bedellerinin, Maliye Bakanlığınca hazırlanan Merkezi Yönetim Bütçe uygulama Tebliğlerinde belirtilen kısmının ödenmesi, bu tutarları aşan kısmın ise ilgililer tarafından karşılanması öngörülmüştür.
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Personeli Sağlık Yardım Sandığı üyelerinin, özürlü çocuklarının destek eğitim ücretlerinin Milli Eğitim Bakanlığı bütçesini aşan kısmı, daha önce Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Personeli Sağlık Yardım Sandığı Yönetmeliğindeki düzenlemeler uyarınca ödenmekte iken bu yönetmeliğin yönergeye dönüştürülmesi ve sonrasında yapılan düzenlemelerle zihinsel engelli çocuklar için ödenen eğitim giderlerine ilişkin yapılacak ödemelerde, bütçe uygulama talimatlarında belirtilen tutarların esas alındığı görülmektedir.
Dava dosyası ve eklerinin incelenmesinden,
davacı tarafından Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Personeli Sağlık Yardım Sandığı Yönergesinde, zihinsel engelli çocukların eğitimi için ödenen eğitim giderlerin kısıtlanmasına yönelik yapılan düzenlemelere karşı açılan davalarda, Danıştay Onbirinci Dairesince verilen söz konusu iptal kararlarındaki gerekçelerin esasa değil usule ilişkin olduğu ve bu kararların temyiz aşamasında olup, henüz karara bağlanmadığı, davalı idarece iptal kararlarının kendilerine tebliğ edildiği tarihe kadar davacıya oğlunun özel eğitim giderlerinin bu giderlere ilişkin ibraz edilen fatura ve ekleri karşılığında Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Personeli Sağlık Yardım Sandığı Yönergesindeki düzenlemeler uyarınca Sağlık Yardım Sandığı bütçesinden ödendiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda olayda, davacının idarenin hizmet kusuru nedeniyle doğduğu ileri sürülen zararının oluşmasında, mevcut düzenlemelere uygun olarak hareket eden idarenin hukuka aykırı bir işlem veya eylemi, başka bir deyimle hizmet kusuru bulunduğundan söz edilemeyeceğinden davalı idarece davacıya maddi ve manevi tazminat ödenmesini gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
Belirtilen nedenlerle, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun Ek 1. maddesiyle, Sandık personeli ile ailelerinin tedavileriyle ilgilenmek üzere Emekli Sandığı Personeli Sağlık Yardım Sandığı kurulmuştur.
1998 doğumlu otizmli bir çocuğu bulunan ve Emekli Sandığı Personeli Sağlık Yardım Sandığı üyesi olan davacı 16/08/2012 tarihinde emekliye ayrılmış, ancak anılan Sandık üyeliğini isteğe bağlı olarak sürdürmüştür.
Emekli Sandığı Yönetim Kurulunun 11/03/1999 tarih ve 153 sayılı kararıyla "Emekli Sandığı Personeli Sağlık Yardım Sandığı Yönetmeliği'nin 16. maddesinde yapılan değişiklikle; "Sağlık Yardım Sandığı üyelerinin bakmakla yükümlü bulunduğu çocuklarda eğitilebilir zihinsel engelli çocukların eğitim giderlerinin yürürlükteki talimat hükümlerine göre ödenen miktarı aşan kısmı Sağlık Yardım Sandığı bütçesinden ödenir." şeklinde değiştirilerek, zihinsel engelli çocukların eğitim giderlerinin tamamının Sandıkça karşılanmasına imkan sağlanmıştır.
Emekli Sandığı Personeli Sağlık Yardım Sandığı Yönetmeliği, Emekli Sandığı Yönetim Kurulunun 03/03/2005 tarih ve 153 sayılı kararıyla, Yönergeye dönüştürülmüştür.
Bu düzenlemeler kapsamında, 2012 yılına kadar davacının otizmli çocuğunun özel eğitim giderlerinin tamamı Sandıkça karşılanmıştır.
Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulunun 20/04/2012 tarih ve 2012/137 sayılı kararıyla ''Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Personeli Sağlık Yardım Sandığı Yönergesi''nin 16. maddesi; "f-Sağlık Yardım Sandığı üyelerinin bakmakla yükümlü bulunduğu çocuklarından zihinsel engelliler için ödenen eğitim giderleri... giderlerine ilişkin olarak fatura veya makbuz tarihi itibarıyla Tebliğ ile belirlenmiş miktarı kadarı Sağlık Yardım Sandığı bütçesinden ödenir." şeklinde değiştirilerek, zihinsel engelli çocukların eğitim giderlerinin Sandıkça ödenmesine sınırlama getirilmiştir.
Davacı tarafından bu düzenlemenin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Onbirinci Dairesinin 08/10/2015 tarih ve E:2012/4915, K:2015/4377 sayılı kararıyla, 5434 sayılı Kanun'un Ek 1. maddesi uyarınca yönetmelikle düzenlenmesi zorunlu olan hususların daha alt düzenleme niteliği taşıyan Yönergeyle düzenlenmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle, söz konusu düzenlemenin iptaline karar verilmiştir.
Bu iptal kararının davacıya tebliği üzerine, bakılan tam yargı davası açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa'nın 146 ilâ 158. maddelerinde yüksek mahkemelere ilişkin düzenlemelere yer verilmiş ve ve 155. maddesinde; "Danıştay, idari mahkemelerce verilen ve kanunun başka bir idari yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar... " hükmü yer almıştır.
2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 24. maddesinde, ilk derece mahkemesi olarak Danıştay'da görülecek davalar tek tek belirlenmiş olup, aynı maddenin 1-c bendinde; bakanlıklar ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere karşı açılacak iptal ve tam yargı davalarını Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak karara bağlayacağı düzenlenmiştir.
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun'un 1. maddesinde; "Bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemeleri bu Kanunla verilen görevleri yerine getirmek üzere kurulmuş genel görevli bağımsız mahkemelerdir." kuralına, 5. maddesinde; "İdare mahkemeleri, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştayda çözümlenecek olanlar dışındaki: a) İptal davalarını, b) Tam yargı davalarını,... çözümler." kuralına yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 12. maddesinde; "İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 nci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır." hükmü yer almıştır.
Anılan Kanun'un 14. maddesinin üçüncü fıkrasında; dilekçelerin Danıştayda daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde ise mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından, görev, yetki ve anılan fıkrada belirtilen diğer yönlerden sırasıyla inceleneceği, altıncı fıkrasında ise; ilk incelemeden sonra da üçüncü fıkrada sayılan hususlarda eksikliklerin tespiti halinde davanın her aşamasında 15. madde hükümlerinin uygulanacağı, 15/1-a maddesinde; idari yargının görevli olduğu konularda görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verileceği kuralına yer verilmiştir.
Aynı Kanun'un "Tam yargı davalarında yetki" başlıklı 36. maddesinde; "İdari sözleşmelerden doğanlar dışında kalan tam yargı davalarında yetkili mahkeme, sırasıyla: a) Zararı doğuran idari uyuşmazlığı çözümlemeye yetkili, b) Zarar, bayındırlık ve ulaştırma gibi bir hizmetten veya idarenin herhangi bir eyleminden doğmuş ise, hizmetin görüldüğü veya eylemin yapıldığı yer, c) Diğer hallerde davacının ikametgahının bulunduğu yer, idari mahkemesidir." hükmü yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlık; Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulunun 20/04/2012 tarih ve 2012/137 sayılı kararıyla Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Personeli Sağlık Yardım Sandığı Yönergesinin 16. maddesinde yapılan düzenlemenin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Onbirinci Dairesinin 08/10/2015 tarih ve E:2012/4915, K:2015/4377 sayılı kararıyla dava konusu düzenlemenin iptaline karar verilmesi sonrasında açılan işbu tam yargı davasında, söz konusu iptal kararına istinaden davacıya maddi ve manevi tazminat ödenip ödenmeyeceğinden kaynaklanmaktadır.
2575 sayılı Kanun'un 24. maddesinde, Danıştay'da görülecek davaların sayma yoluyla belirlendiği, kamu kurum ve kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere karşı açılacak iptal ve tam yargı davalarının ilk derece mahkemesi olarak Danıştay'da çözümlenmesinin kurala bağlandığı; 2577 sayılı Kanun'un 12. maddesinde ise, ilgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi, ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın tebliği tarihinden itibaren dava açma süresi içinde tam yargı davası açabilmelerinin öngörüldüğü anlaşılmaktadır.
Buna göre; Anayasa'nın 155. maddesiyle ve 2575 sayılı Kanun'la Danıştay'ın yüksek mahkeme olarak nitelendirildiği ve esasen temyiz mercii olarak görevlendirildiği, Danıştay'da ilk derece mahkemesi olarak görülecek davaların ise 2575 sayılı Kanun'un 24. maddesinde sayma yoluyla tahdidi olarak belirlendiği dikkate alındığında, Danıştay tarafından ilk derece mahkemesi olarak düzenleyici işlemler hakkında verilen iptal kararları üzerine açılacak tam yargı davalarının, anılan Kanun'un 24. maddesi kapsamında, ilk derece mahkemesi olarak Danıştay'da görülecek davalardan olmadığı, bu nitelikteki uyuşmazlıkların genel görevli olan idare mahkemelerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu durumda, davacı tarafından, Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulunun 20/04/2012 tarih ve 2012/137 sayılı kararıyla Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Personeli Sağlık Yardım Sandığı Yönergesinin 16. maddesinde yapılan düzenlemenin iptali istemiyle açılan davada; Danıştay Onbirinci Dairesinin 08/10/2015 tarih ve E:2012/4915, K:2015/4377 sayılı kararıyla dava konusu düzenlemenin iptaline karar verilmesi üzerine, bu karara istinaden 120.000,00-TL maddi, 120.000,00-TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan ve ilk derece mahkemesi olarak Danıştay'da görülecek davalardan olmadığı anlaşılan işbu tam yargı davasının; 2577 sayılı Kanun'un 36. maddesi uyarınca zararı doğuran idarî uyuşmazlığı çözümlemeye görevli ve yetkili idare mahkemesi olan Ankara İdare Mahkemesi'nce çözümlenmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN GÖREV YÖNÜNDEN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-a ve 36. maddeleri uyarınca dava dosyasının uyuşmazlığı çözümlemede görevli ve yetkili olan … İdare Mahkemesi'ne gönderilmesine, 20/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.