Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1315
Karar No: 2022/3978
Karar Tarihi: 25.04.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/1315 Esas 2022/3978 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Tazminat davasıyla ilgili olarak yapılan yargılamada, davalı avukatının müvekkilleriyle ilgili ceza davasında kararı temyiz etmediği için zarar oluştuğu iddiasıyla maddi tazminat ve manevi tazminat talep edildi. İlk yargılama sonucunda maddi tazminat talebi reddedildi, her davacı için 5.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verildi. Temyiz sonucu ise, delillerin yeniden incelenmesi gerektiği ve davacıların talebinin reddedilmesi gerektiği belirlendi. Bu sebeple, davalının diğer temyiz itirazları reddedildi, hüküm davalı lehine bozuldu. Kararda belirtilen kanun maddeleri HUMK'nın 428. ve 440. maddeleri ve HMK'nın Geçici Madde 3'üdür.
3. Hukuk Dairesi         2022/1315 E.  ,  2022/3978 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
    DAVACILAR : 1-..., 2-..., 3-...


    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar; avukat olduklarını, yine avukat olan davalının kendilerini Kadıköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/330 Esas 2011/96 Karar sayılı dosyasında vekil olarak temsil ettiğini ve yapılan yargılama sonunda dava dışı kişiye karşı resmi görevlilere görevlerinden dolayı hakaret suçundan dolayı ayrı ayrı 2.475 'er Türk Lirası adli para cezasına mahkum edildiklerini ve cezalarının ertelendiğini, bu kararın kendilerinin yokluğunda ve "sanıklar müdafisi" sıfatına haiz davalının yüzüne karşı verildiğini, ancak davalı tarafından kararın temyiz edilmemesi nedeniyle, 04/05/2011 tarihinde kesinleştiğini, bu karar üzerine karşı tarafın İstanbul Anadolu 16. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2011/525 Esas sayılı dosyası ile manevi tazminat davası açtığını, bu aşamada davalıyı vekalet görevlerinden azlettiklerini, yargılama sonunda ayrı ayrı 7.500 'er Türk Lirası ödemek zorunda kaldıklarını, ceza mahkemesince verilen hükmün temyiz edilmemesi sonucu yasa yollarına başvurma haklarını yitirdiklerini, avukat olmasına karşın ilgili ilamdaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmamış olduğunu ve cezanın sabıkalarına işlendiğini ileri sürerek; İstanbul Anadolu 16. Asliye Hukuk Mahkemesindeki yargılama sonunda ödenmek zorunda kalınan tazminat bedeli toplamı olan 22.500 TL'nin maddi tazminat olarak tahsili ile bu bedele her bir 7.500 TL için fiili ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine, her biri için 10.000 TL olmak üzere 30.000 TL manevi tazminat bedelinin zararın meydana geldiği 04/05/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmişlerdir.
    Davalı; süresinde cevap dilekçesi vermemiş, beyanlarında davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; maddi tazminat talebinin reddine, davacılar için ayrı ayrı 5.000 'er TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine, Dairece verilen 07/10/2020 tarihli ve 2020/4448 E. 2020/5578 K. sayılı kararla; "... somut uyuşmazlıkta taraflar arasında hukuken geçerli bir vekalet ilişkisinin kurulmuş olduğu, davalının davacıları Kadıköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/330 Esas 2011/96 Karar sayılı dosyasında müdafii olarak savunduğu, verilen ceza kararını temyiz etmeyerek kararın kesinleşmesine sebebiyet vermek suretiyle, özen ve sadakat borcuna aykırı davrandığı hususunun çekişmesiz olduğu, bu noktada öncelikle davalı avukatın ihmali ile müvekkili davacıların uğradığı zarar arasında uygun nedensellik bağı bulunup bulunmadığının saptanması gerektiği, mahkemece, Kadıköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/330 Esas 2011/96 Karar sayılı dosyasında kararın temyiz edilmesi halinde kararın davacılar lehine sonuçlanıp sonuçlanmayacağının gerektiğinde bilirkişi deliline başvurularak tespit edilmesi, bu tespit ile tarafların varsa kusur oranları değerlendirilerek hüküm kurulması gerektiği...’’ gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; alınan bilirkişi raporu ile Kadıköy 1.Ağır Ceza Mahkemesinin kararı süresinde temyiz edilse dahi ceza dosyasındaki davacıların imzasını taşıyan yazılı belgelerin aksinin ispatı için yeni bir delil bulunmasının mümkün olmadığı, ayrıca davacıların her ne kadar temyiz süresi geçmiş olsa da hatalı verilen bir karar ya da yeni bir delilin ortaya çıkması durumunda yararlanılması gereken olağanüstü kanun yolu olan yazılı emirle bozma talep hakkının da bulunduğu düşünüldüğünde davalının temyiz süresinin kaçırılmasının talep edilen maddi zararla nedensellik bağının kurulmasının mümkün olmadığı görüşü hükme esas alınarak; davanın maddi tazminat yönünden reddine, davacılar için ayrı ayrı 5.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Haksız eylemin unsurlarından birisi ve en önemlisi de illiyet (nedensenlik) bağıdır. Zararla eylem arasında nedensellik bağının mevcut olması demek; zararın eylemin bir sonucu olarak ortaya çıkması, eylem olmadan zararın meydana gelmeyeceğinin muhakkak olarak görülmesi demektir. Diğer bir deyimle, verilen zararın tazmin borcu doğurabilmesi için zararın, kendisine tazmin mükellefiyeti bağlanan olayın bir sonucu olarak görünmesi, bu ikisi arasında uygun bir neden-sonuç bağı bulunması gerekir. Eylemle zarar arasında böyle bir bağın var olup olmadığı genel hayat tecrübelerine, olayların doğal akışına, objektif ihtimale, mantık kurallarına göre belirlenir. Diğer bir deyimle sonuç, niteliği itibariyle eyleme ve olaya uygun olmalı, onun uygun bir sonucu olarak görünmelidir. Eğer sonuç, olayların doğal akımına ve hayat denemelerine göre beklenilmeyecek bir nitelikte ise, mantıki anlamda bir illiyet bulunmasına rağmen eylemi işleyen bu türden anormal, atipik, illete uygun olmayan sonuçtan dolayı sorumlu tutulamaz. O halde, zararın gerçekte başka şekilde meydana geldiği ispat edilirse, illiyet bağının kesilmesi söz konusu olur. Çünkü tazmin borcu, illiyet bağının dışına çıkamaz.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davalının, davacıları Kadıköy 1.Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada müdafii olarak savunduğu, verilen ceza kararını temyiz etmeyerek kararın kesinleşmesine sebebiyet verdiği Dairece verilen 07/10/2020 tarihli ve 2020/4448 E. 2020/5578 K. sayılı kararla sabit ise de, alınan bilirkişi raporunda da vurgulandığı üzere, mahkeme kararı yasal süresi içinde temyiz edilmiş olsa dahi ceza dosyasında yer alan ve davacıların imzasını taşıyan yazılı belgelerin aksinin ispatına yönelik yeni delil bulunmadığından ceza dosyasında verilen sonucun değişmeyeceği, davacıların manevi tazminat istemleri yönünden illiyet bağı kesilmiş olduğu gözetilerek, bu yöne ilişkin talebin de reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile davacılar lehine manevi tazminata hükmedilmiş olması, doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi