Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1091
Karar No: 2022/3913
Karar Tarihi: 21.04.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/1091 Esas 2022/3913 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, davalıya ait takside çalıştığını ve iş sözleşmesinin haksız şekilde feshedildiğini iddia ederek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti ve tatil ücreti talep etmiştir. Mahkeme, davacının iddialarını kabul etse de, iş akdinin feshinde kimin haklı olduğuna dair yeterli delil olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Yargıtay ise, iş akdinin haksız şekilde feshedildiğine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Kararda, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 345/1. maddesi ve 340./II. maddesi ile ilgili hükümler açıklanarak, davacının muhik tazminat almaya hak kazandığı ve davalının ihbar süresine de uymadığı belirtilmiştir. Ayrıca, fazla çalışma ve yıllık izin ücreti hesaplanması için kanun maddeleri de belirtilmiştir. Sonuç olarak, mahkeme kararı davacı yararına bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 345/1. maddesi
- 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 340./II. maddesi
- 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 329. maddesi
- 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 334. maddesi
3. Hukuk Dairesi         2022/1091 E.  ,  2022/3913 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; 2005 yılının Mayıs ayından 20.02.2007 tarihine kadar davalıya ait takside tek şoför olarak hafta tatilleri ile bayram günleri dahil olmak üzere 07.00-22.00 saatleri arasında çalıştığını, sigorta bildiriminin yapılmadığını, iş sözleşmesinin gerekçe gösterilmeden feshedildiğini, yıllık izin kullandırılmadığını iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL kıdem ve 500 TL ihbar tazminatları ile 250 TL yıllık izin, 250 TL genel tatil, 500 TL hafta tatili ve 1.000 TL fazla mesai ücretlerinin davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı; davacı ile aralarındaki ilişkinin hizmet sözleşmesine dayanmadığını, davacının ara sıra kendisine yardımcı olmak amacıyla taksiyi kullandığını, aralarındaki ilişkinin bağımlılık unsuru da içermediğini, işçi işveren ilişkisi olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; alınan bilirkişi raporuna göre brüt 1.725,98 TL kıdem tazminatının akdin feshi tarihi olan 20/07/2007 tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte, brüt 975,04 TL ihbar tazminatının 104,99 TL'sınn dava tarihinden 870,05 TL'sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, brüt 992,38 TL fazla mesai ücreti alacağının 927,25 TL'sının dava tarihinden 65,13 TL'sının ıslah tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte, brüt 390,80 TL yıllık ücretli izin alacağının 250,00 TL'sınn dava tarihinden 140,08 TL'sının ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine; Dairemizin 21/12/2020 tarihli, 2020/4905 esas - 2020/8026 karar sayılı ilamıyla "...İddianın ileri sürülüş şekline göre dava hizmet akdinin haksız olarak davalı tarafından feshedilmesi nedeniyle hak kazanılan işçilik alacakları isteğine ilişkindir. Mahkemece, yukarıda belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de; tarafların tüm delilleri toplandıktan sonra 818 Sayılı BK’nun 344 ve 345. maddeleri uyarınca hizmet akdinin feshinin haklı olup olmadığı değerlendirilerek, davacının 818 Sayılı BK’na göre talepleri hakkında bir karar verilmesi gerekir...'' gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyulduğu belirtilerek; davacının davalıya ait takside çalıştığı konusunda ihtilaf bulunmamakla birlikte dinlenen tanık beyanlarından davacı ile davalı arasında bulunan iş akdinin nasıl sonlandığı, iş akdinin feshinde kimin haklı olup olmadığının belirlenemediği, davacının ücretinin ödenmesi konusunda tanık beyanları arasında çelişki bulunduğu görüldüğünden davacının davasının sübut bulmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davacı taraf 21.06.2005 tarihinden 20.02.2007 tarihine kadar davalıya ait takside tek şoför olarak çalıştığını ve iş akdinin davalı tarafından haklı bir neden olmadan feshedildiğini iddia etmiş, davalı ise cevap dilekçesinde davacı ile aralarında işçi işveren ilişkisi olmadığını, davacının ara sıra kendisine yardım amaçlı taksiyi kullandığını savunmuşsa da, duruşmada alınan beyanında davacının akde aykırı davranmış olması, 8 saat çalışması gerekirken 5 saat çalıştığı, aracı özel işlerinde kullandığı, dikkatsizliği nedeniyle aracı hasara uğrattığı gerekçesiyle iş akdini feshettiğini kabul etmiş ancak feshe gerekçe olarak ileri sürdüğü hususları ispat edememiştir. Hal böyle olunca taraflar arasındaki hizmet akdinin davalı tarafından haklı bir neden olmadan feshedildiği kabul edilerek sözleşmenin feshi tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK.’nun 345/1. maddesi’nde yer alan, "Muhik sebepler bir tarafın akte riayet etmemesinden ibaret olduğu taktirde, bir taraf diğer tarafa onun akit ile müstehak iken mahrum kaldığı feri menfaatler de nazara alınmak üzere, tam bir tazminat itasıyla mükellef olur." hükmü ve yine anılan maddenin 2. fıkrasındaki; "bundan başka hakim vaktinden evvel feshin mali neticelerini, hali ve mahalli adeti gözönünde tutarak taktir eder." hükmü uyarınca davacının muhik tazminat almaya hak kazandığı ve BK.’nun 340./II. maddesine göre davalının haklı bir neden olmadan sözleşmeyi feshedebilmesi için iki haftalık bir ihbar süresi öngörülmesine rağmen davalının bu süreye de riayet etmediği anlaşıldığından davacının 2 haftalık ücreti karşılığı ihbar tazminatı alması gerektiği kabul edilerek bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    3-Dosya kapsamından davacının davalı yanında 21.06.2005-20.02.2007 tarihleri arasında en son günlük 20 TL ücretle çalıştığı sabit olup, fazla çalışma ve yıllık izin ücreti alacaklarının belirlenmesi için 818 sayılı BK’nun 329. maddesinde yer alan fazla çalışmayla ilgili; " Sözleşme ile kararlaştırılmış ya da mutad olan çalışmanın ölçüsüne oranla bir fazla çalışma zorunlu oluyorsa, işçi bunu yapmaya gücü yeterse ve üzerine almayı reddetme dürüstlük kuralına bir aykırılık ifade ederse, fazla çalışmayı kabul etmek zorundadır. İşçi, bu fazla çalışma için kararlaştırılan ücrete oran kurularak ve özel durumlar gözönüne alınarak takdir edilmesi gereken ek ücreti talep hakkına sahiptir." şeklindeki düzenleme ve BK.’nun 334. maddesinde yer alan; " İşveren işçiye mutat serbest saatler ya da günler vermekle yükümlüdür. İşveren feshi ihbar yapılmasından sonra başka bir iş aranması için işçiye uygun bir zaman vermek zorundadır. Bu durumlarda, işverenin çıkarlarını olabildiği kadar gözetmek gerekmektedir." hüküm uyarınca davacı tanığı ...’ın beyanına göre davacının haftanın 6 günü, günlük 10 saat çalışma, 1 saat ara dinlenmesi yaparak çalıştığı kabul edilerek fazla çalışma ücreti hesaplanmalı ve yıllık izin kullandığı davalı tarafından ispatlanamadığı için çalışma süresi dikkate alındığında 14 günlük izin hakkı karşılığında yıllık izin ücreti hesaplanarak bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma nedeni yapılmıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi