Esas No: 2022/1386
Karar No: 2022/3887
Karar Tarihi: 21.04.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/1386 Esas 2022/3887 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı şirket, kullanma suyu pompası abone grubu ile kayıtlı elektrik abonesi olduğunu ve 2009/3 dönemine ait elektrik faturasının fazla gelmesi üzerine davalı şirkete başvurarak elektrik sayacının arızalı olduğunun bildirildiğini, sayacın değiştirildiğini ancak arızanın kendi kusurundan kaynaklanmadığını ileri sürerek dava açmıştı. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 4.443,64 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmişti. Ancak, davalı şirketin temyiz itirazı üzerine yapılan incelemede, dava konusu borcun ödenip ödenmediği ve ödeme tarihinin tam olarak anlaşılamadığı için davaya istirdat davası olarak devam edilmesi gerektiği ve hüküm fıkrasına ek olarak davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, İcra ve İflas Kanunu'nun 438/7 maddesi ve Arabuluculuk Kanunu'nun 13. maddesi açıklayıcı olarak yer almaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
VEK.AV. ...
Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı şirketin kullanma suyu pompası abone grubu ile kayıtlı elektrik abonesi olduğunu, 2009/3 dönemine ait elektrik faturasının fazla gelmesi üzerine davalı şirkete başvurarak elektrik sayacının arızalı olduğunun bildirildiğini, akabinde davalı şirket tarafından elektrik sayacının değiştirildiğini; ancak, sayaçtaki arızanın kendi kusurundan kaynaklanmadığını ileri sürerek; 2009/3 dönemine ait 5.403,13 TL tutarındaki fatura nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş, 24/10/2013 tarihli dilekçesi ile davaya istirdat davası olarak devamına ve ödeme tarihinden işleyecek ticari faizi ile davalı şirketten tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; dava konusu sayacın imalat fabrikasına gönderilerek yapılan kontrolünde sağlam olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle endeks okumasına göre yapılan tahakkukun hukuka uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının 4.443,64 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine, Dairece verilen 11/03/2019 tarihli ve 2017/13887 E. 2019/1869 K. sayılı kararla; davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazının ise bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına yönelik değerlendirmesi ile davacının temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; mahkemece ödemenin öğrenilmesi ile birlikte talepte bulunulmasına gerek olmaksızın davaya istirdat davası olarak devam edilmesi gerektiği, davacının gösterdiği ödeme ekstresinden dava konusu borcun ödenip ödenmediği ve ödeme tarihinin tam olarak anlaşılamadığı bu nedenle dava konusu borcun yargılama sırasında ödenip ödenmediği hususu açıklığa kavuşturularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 7.697,82 TL' nin ödeme tarihi olan 13/04/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Davacının temyiz itirazları yönünden;
5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK'nın 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 01/01/2020 tarihinden itibaren 3.920 TL'ye çıkarılmıştır.
Hüküm, reddedilen bölümü yönüyle davacı açısından kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkeme tarafından bir karar verilebileceği gibi, 01/06/1990 tarihli ve 1989/3 Esas 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
Bu itibarla, davacı tarafın temyiz dilekçesinin reddi gerekir.
2- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
3- Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13. maddesi uyarınca; "Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez."
Somut olayda; talebin reddedilen kısmı yönünden davalı şirket lehine, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak üzere vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, kararın düzeltilerek onanması, HUMK’nın 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz dilekçesinin REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinde “Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 1.740,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,” bendinin eklenmesine, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.