(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2012/9887 E. , 2012/11803 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü, 219 ada 14 parsel sayılı 866,35 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, fındık bahçesi niteliği ile belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin 618,549 m2 kısmının orman niteliğiyle Hazine adına, 247.134 m2 kısmın tesbit gibi davalı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; dairece aynı gün temyiz incelemesi yapılan mahkemenin 2009/215, 2009/216, 2009/218, 2009/184 ve temyize konu 2009/200 esas sayılı dava dosyalarında mahallinde yapılan keşif sonucunda orman bilirkişi Salih Tatar tarafından düzenlenen bilirkişi raporlarına ekli hava fotoğraflarıyla kadastro paftasının çakıştırılması sonucu çekişmeli taşınmazların farklı farklı yerlerde gösterildiği; çekişmeli taşınmazlar aynı adada birbirine komşu veya yakın komşu oldukları halde, bu 5 dava dosyasında yapılan hava fotoğraflarıyla kadastro paftasının çakıştırılması sonucu çekişmeli taşınmazların yerlerinin tüm çakıştırmalarda aynı yerde gösterilmesi gerekirken, bir kısım raporlarda çekişmeli taşınmazların yerlerinin kaydırıldığı anlaşılmakta olduğundan bu bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasa hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Yasa ile sadece devlet ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Yasa ile iadeye tabi tutulmuştur. İadenin koşulları yasada gösterilmiştir.
O halde, mahkemece öncelikle itirazlı olduğu tespit edilen 219 ada 9, 10, 11, 12, 13, 14 ve 15 parsel sayılı taşınmazlar dışında aynı adada bulunan ve Orman Yönetimi tarafından aynı nedenle dava konusu yapılan başka parsel bulunup bulunmadığı tesbit edilerek varsa bu parsel vaya parsellere ilişkin dava dosyaları da belirlendikten sonra itirazlı olan bu parsellere ilişkin dava dosyalarından biri pilot dosya seçilerek bu dosyaların keşiflerinin birlikte yapılması ve önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir uzman orman
mühendisi, bir harita mühendisi veya bir fen elemanı bilirkişi aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, en eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğrafları, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K., l4.03.l989 gün ve 35/13 E.K. ile 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, çevresi, eğimi, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsü, ağaç cinsi ve sayısı, kapalılık oranı, hakim bitki örtüsü detaylı şekilde incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; kesinleşmiş tahdit söz konusu olmadığından, orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ve hava fotoğrafları ile kadastro paftası ölçekleri birbirine eşitlendikten sonra çekişmeli taşınmazların hava fotoğrafları üzerinde yerini gösterir şekilde yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı tereddütte yer vermeyecek biçimde saptanmalı, fenni bilirkişi tarafından çekişmeli taşınmazların durumunu gösterir memleket koordinat noktalarını içeren infaza elverişli kroki düzenlettirilmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Kabule göre ise: çekişmeli taşınmazın 618,549 m2 kısmın orman vasfıyla Hazine adına, 247,134 m2 kısmın tespit gibi davalı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği halde, keşif sırasında dinlenen fenni bilirkişi tarafından infaza elverişli kroki düzenlenmediği anlaşılmakta olup, infaza elverişli kroki çizdirilmeden infazda problem yaratacak şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 18/10/2012 günü oybirliği ile karar verildi.