Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2236
Karar No: 2021/3668
Karar Tarihi: 09.02.2021

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2020/2236 Esas 2021/3668 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2020/2236 E.  ,  2021/3668 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : ... Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 09/02/2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili Avukat .... ile karşı taraf adına vekili Avukat .... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davacının 01.10.1987-30.10.2014 arasında aralıksız olarak ....Gazetesi Koşu Rehberi adlı günlük at yarışları sayfasını hazırladığını, editör ve yazarlık yaptığını, 31.07.1997 tarihinde iş sözleşmesinin sona erdirildiğini, 01.11.2009 tarihine kadar telif kapsamında değerlendirildiğini, bu tarihten fesih tarihine kadar Basın İş Kanunu kapsamında gösterildiğini, bütün çalışmanın Basın İş Kanunu kapsamında değerlendirilmesinin gerektiğini, işe iade davası açıldığını, .... İş Mahkemesinin 2014/460 esas sayılı dosyasında feshin geçersizliğine karar verildiğini, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin kararı ile onandığını, işe iade başvurusunu yaptığını, bir kısım ödemeler yapıldığını, kıdem tazminatının 1987 yılından itibaren kabul edilerek hesaplanması gerektiğini, işe başlatılmama tarihindeki ücretin eksik hesaplandığını, yıllık izin ücretinin eksik hesaplandığını belirterek bir kısım işçilik alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Daval vekili,davacının Basın İş sözleşmesinin 01.11.2009 tarihinde imzalandığını, 30.10.2014 tarihinde son verildiğini, yasal haklarının ödendiğini, .... İş Mahkemesinin işe iade kararı sonrasında asgari ücretteki artış oranları da gözetilerek brüt 4.359,00 TL üzerinden alacaklarının hesaplanıp ödendiğini, herhangi bir hak ve alacağının kalmadığını,yıllık izin alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu :
    İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı,davacı ... davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
    Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle,davacı ... davalı vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Temyiz başvurusu :
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının ilk dönem çalışmasının tasfiye edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
    1475 sayılı Kanun’un 14/2. maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır. O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair sürenin hesabında, işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınır. Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi, hizmet birleştirmesi için şarttır. İşçinin önceki çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem tazminatı ödenemeyeceğinden, tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün olmaz.Ancak, tasfiye edilen dönem için yapılan ödemelerin yasal hakların altında kaldığının anlaşılması halinde yine tasfiye esası benimsenmekle birlikte, zamanaşımı def’inden etkilenmemesi halinde ilgili döneme ilişkin fark alacak, ait olduğu dönem ücretine göre belirlenmelidir.
    4857 sayılı Kanun"un 54. maddesinde, yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında, işçinin aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştığı sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı hükme bağlanmıştır. Bu durumda, işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir. Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün değildir. Önceki çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen çalışma süreleri, aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir.
    İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz. Yine, önceki çalışılan sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan süreler de, işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenmelidir. Aralıklı çalışmada yıllık izin hesabında, önceki çalışma döneminin zamanaşımına uğraması için önceki dönemin bitişi ve sonraki çalışma döneminin başlangıcı arasında 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçmesi gerekir.
    Somut olayda,davacının davalı işyerinden 31.07.1997 tarihinde emeklilik nedeni ile ayrıldığı sabittir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ibranameye değer verilip verilmemesi takdirine göre seçenekli olarak hesaplama yapılmış, Mahkemece ibranameye değer verilmeyerek ödenen miktarın mahsup edildiği hesaplamaya göre alacaklar hüküm altına alınmıştır.

    Ancak 31.07.1997 tarihinde taraflar arasında düzenlenen ibraname ile davacının emekli olarak işten ayrıldığı ve ibranamede belirtilen kıdem tazminatının davacıya ödendiği görülmüştür.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında davacının ilk dönem çalışmasının kıdem tazminatı ödenerek tasfiye edildiğinin kabulü ile sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    3-Taraflar arasında, davacının yıllık izin ücreti alacağının miktarı noktasında uyuşmazlık vardır.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesinde hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir şeklinde düzenleme yapılarak hakime yargılama sonunda doğruya ulaşma görevini yüklemiştir. Anayasamızın 141. maddesine göre, yargı basit, çabuk ve ucuz gerçekleşmelidir. Devlet yargının basit, ucuz ve çabuk gerçekleşmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak durumundadır. Zira hakkın tanınması ve korunmasındaki gecikmeler, hukuk devleti ilkesi ile uyumlu değildir, adil yargılanma hakkını ihlâl eder. Bu sebeple yargılama sonucunda ulaşılacak hüküm, doğru, gecikmemiş ve kendisinden beklenen etkiyi gösteren bir niteliğe sahip olmalıdır. Bundan dolayı belirsiz vakıaların açıklattırılmasına, eksikliklerin hâkim tarafından işaret edilerek taraflarca giderilerek yargılamanın uzatılmasının önüne geçilmesine ilişkin hâkimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır. Usul hukuku için haksızlığın önlenmesinin anlamı, doğru hüküm kurulmasıdır. Bu hususta yapılacak bir inceleme içinse, tarafların iddialarını eksiksiz ve zaman, yer gibi somut unsurlarıyla tam bir açıklık içinde yargılamaya getirmeleri gerekmektedir. Doğru hüküm kuramama, bazen ise zayıf olan tarafın bir usuli hakkı bilmiyor olması dolayısıyla söz konusu olmaktadır. Böyle bir durumda, hakkın özünün, usule kurban edilmesi mümkün olmadığından, tarafın bir vakıayı bütün ayrıntılarıyla getirmemiş olması dolayısıyla yargılamanın doğru ve adil bir hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde aydınlatılmamış olması durumunda hâkim devreye girecek ve söz konusu usûlî olanağı tarafa hatırlatacaktır.
    Somut olayda davacı vekili yıllık izin haklarının kullandırılmadığını,fesih sonrası ödenen yıllık izin alacağının eksik olduğunu iddia etmiştir. Mahkemece,davacının yıllık izin kullandığını gösteren herhangi bir belge bulunmadığı gerekçesiyle davacının toplam hizmet süresine göre 25 yıllık dönemde hiç izin kullanmadığı gerekçesiyle 910 gün yıllık izin hakkının bulunduğu kabul edilerek yıllık ücretli izin alacağı hüküm altına alınmıştır.
    Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK m.194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m. 31) bulunduğu göz önüne alınarak, davacının 25 yıllık çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmadığı hayatın olağan akışına ters olduğundan, davacının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Ayrıca bilirkişi raporunda Ekim 2014 bordrosunda ödenen yıllık izin alacağı mahsup edilmiş,ancak davalı işverence işe iade sonra 19.08.2016 tarihli banka dekontunda belirtilen 7.278,02 TL yıllık izin ücreti açıklamalı ödemenin dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır.Belirtilen bu miktarında yıllık izin alacağından mahsubu gereklidir.
    4-Her ne kadar mahkemece davacının işe iade sonrası aldığı ücretin, ilk fesih tarihindeki son ücreti asgari ücrete oranlayarak tespit ettiği kat sayısı esas alınarak bulunması hatalı ise de;davalı tarafın cevap dilekçesinde davacının işe iade sonrası alacaklarının son ücretinin asgari ücretteki artış oranına göre artırılarak ödendiği yönündeki beyanı ve mahkemece tespit edilen ücreti istinaf nedeni yapmadığı gözönüne alındığında bozma gerekçesi yapılmamıştır.
    SONUÇ: Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalı yararına takdir edilen 3.050,00 TL. duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi