Esas No: 2022/2235
Karar No: 2022/3854
Karar Tarihi: 20.04.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/2235 Esas 2022/3854 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/2235 E. , 2022/3854 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVALILAR :
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; kendisine ait iş yerinde camcılık yaptığını, 24/08/2007 tarihinde müşterisi olan davalı ...'ya ait olan seraya cam takmak için gittiğinde, cam seranın üzerinden geçen davalı şirkete ait yüksek gerilim tellerinden üzerine ... atlaması sonucu ağır derecede yaralandığını, olay nedeniyle acı ve ızdırap duyduğunu, fizyolojik ve psikolojik olarak yıprandığını, sakatlığı nedeniyle halen iş yerini açamadığını ve maddi olarak da kayba uğradığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 1.000 TL maddi ve 70.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren kanuni faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş, 11/06/2015 tarihinde maddi tazminat talebini 4.723 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı ...Ş; dava konusu olayın olduğu yerde bulunan seranın kaçak olarak yapıldığını, sera sahibi tarafından şirkete herhangi bir müracaat olmadığını, ayrıca enerji hattının kazanın meydana gelen bölgede faaliyet gösteren firmalara ait özel bir hat olduğunu, hattın bakım onarım ve denetim sorumluluğunun tamamen özel trafolu bu müşterilere ait olduğunu, hattın seradan önce yapılıp yasalar gereğince yerden 6 metre yükseklikte olduğunu, cam seraların ortalama 4-5 metre yükseklikte olup 6 metrelik farkın 1-2 metreye kadar düştüğünü savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ...; davacının cam seranın tamirine başlamadan önce ... ... yüzdüğünü ve yüzdükten sonra kıyafetleri dahi kurumadan seranın üstüne çıkıp tamire başladığını, yüksek gerilim hattının tarlasından geçmesinin bilgisi dışında olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine, Dairece verilen 13/09/2018 tarihli ve 2016/20951 Esas 2018/8535 Karar sayılı kararıyla, bilirkişi raporları arasında kusur yönünden çelişki bulunduğu, tarafların kusur oranlarının tespiti sonrasında hasıl olacak sonuca göre de tazminat istemleri hakkında karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; 05/04/2021 tarihli bilirkişi ek raporu doğrultusunda davalı şirketin özel hat için uygunluk belgesi verdiği, özel hatta yapılan değişikliklerin bildirilmediği, davalı şirketin olayın sonucuna bir etkisinin olmadığı, davalı ... ile arasında eser sözleşmesi olan davacının sıcak hava nedeniyle serinlemek amacıyla ıslak kıyafetleri ile çalıştığı, tahta kalasın ıslandığı, yalıtkan bir madde olan kalasın iletken hale geldiği ve kalasın taşınması sırasında ... tellerine değmesi sonucu kazanın meydana geldiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava, ... çarpması nedeni ile uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davalı şirketin meydana gelen olaydan sorumlu tutulup tutulamayacağı olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 58. maddesi hükmü uyarınca değerlendirilmelidir.
Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür (BK m.58).
Yapı malikinin sorumluluğu, bir bina ya da diğer bir inşa eserinin bizatihi kendisinden kaynaklanan bir nedenle oluşan zarardan sorumluluğu kapsamakta olup, niteliği itibariyle kusursuz sorumluluk türlerinden "olağan sebep sorumluluğu"dur. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir.
Enerji nakil hatları da yapı eseri niteliğinde olup, davalı şirket olay tarihinde bölgede ... enerjisinin dağıtımını yerine getirmektedir. Bu faaliyet, varlığı ve niteliği itibariyle bir tehlike ve dolayısı ile zarar ihtimali taşıdığından, davalı şirketin sorumluluğu, bir sebep sorumluluğu olan kusursuz sorumluluktur.
... enerjisinin taşındığı enerji nakil hattı ile gerçekleşen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması sorumluluk için yeterlidir. Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığı çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, çoğu zaman zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple sorumluluğun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır ( Prof. Dr. ..., Borçlar Hukuku Genel Hükümler 1991 Baskı Cilt 2 sf: 14-15).
... Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği'nin 5. maddesinde; kuvvetli akım tesislerinin, cana ve mala herhangi bir zarar vermeyecek ve tehlike oluşturmayacak bir biçimde yapılması gerektiği hükme bağlanmıştır.
Bu bağlamda; ... dağıtım şirketleri, ... verdiği ve abonelik tesis ettiği hatları denetlemek ve kontrol etmekle yükümlüdür. Şayet özel hat olması gereken gibi tesis edilmemişse veya sonradan özel hattın geçtiği yerde bina vb. şeyler yapılması nedeniyle can ve mal güvenliği için tehlike oluşması halinde bunu düzelttirmek, gerektiğinde elektriğini kesmek durumundadır. ... dağıtım şirketi, kontrol ve denetim görevini yerine getirmezse doğan zarardan özel hattın sahibi olan abone ile birlikte müteselsil olarak sorumlu olacaktır.
Somut olayda; mahkemece her ne kadar bozma sonrasında alınan rapor nazara alınarak davalı ... meydana gelen zarardan sorumlu tutulmamış ise de, davalı ... dağıtım şirketinin, özel trafonun usulüne uygun yapılıp yapılmadığını denetlemek, ... verdiği ve abonelik tesis ettiği hatları kontrol etmekle yükümlü olduğu ve Borçlar Kanunu'nun 58.maddesine göre kusursuz sorumluluğunun bulunduğu, davacının da söz konusu ... hattına temas etmesi sonucunda yaralandığı, böylece davalı ... yönünden de uygun illiyet bağının kurulduğu nazara alınarak inceleme ve değerlendirme yapılması gerekirken, hatalı değerlendirme ile davalılardan ... şirketi yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bundan ayrı mahkemece; davalılardan cam sera sahibi ...'nın, alınan bilirkişi raporuna göre kusurlu olduğu belirtildiği halde davacı ile arasında eser sözleşmesi bulunduğu, davacının sıcak sebebiyle çalışmaya başlamadan önce serinlemek amacıyla suya girdiği, arkasından ıslak kıyafetleri ile çalışmaya başladığı, üzerinde çalıştıkları tahta kalasın bu nedenle ıslandığı, normal şartlarda yalıtkan bir madde olan kalasın iletken hale geldiği ve davacının kalası taşırken kalasın ... tellerine değmesi ile sadece davacının davranışı sonucu kazanın gerçekleştiği gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de, davalı ...'nın işyerinde gerekli güvenlik önlemlerini almadığı, sera kurulumu için uygun fiziki şartları sağlamadığı ve Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği 57. maddesinde düzenlenen 'muhtarlıkça izin verilmesi' koşullarına uyulmadığı tespit edilmekle kazanın oluşumunda kusurunun bulunduğu kuşkusuzdur.
Hâl böyle olunca mahkemece; alanında uzman önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak 3’lü bilirkişi heyetinden somut verilere dayalı, gerekçeli ve denetime uygun, tarafların itirazlarını da karşılar nitelikte davalı ...'nın kusur oranı, var ise davacının birlikte kusuru ve davalı şirketin munzam (ek) kusuru hakkında rapor alınması ve ulaşılacak sonuca göre, tazminat istemleri hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.