2. Hukuk Dairesi 2014/26492 E. , 2014/26561 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 18.03.2014 gün ve 22728-6114 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir.
1-Davacı-davalı (kadın)"ın açtığı tedbir nafakası davası ve davalı-davacı (koca)"nın açtığı boşanma davası birleştirilmiş ve mahkemece her iki dava kabul edilmiştir. Hüküm, tarafların temyizi üzerine "davalı-davacı (koca)"nın mahkemece kabul edilen ağır kusurlu davranışları karşısında, davacı-davalı (kadın)"ın da tanık ...."a eşini haksız yere şikayette bulunduğuna dair beyanda bulunduğu, dolayısıyla haksız şikayeti nedeniyle az da olsa kusurlu olduğu" gerekçesiyle Dairemizce onanmıştır. Davacı-davalı (kadın)"ın karar düzeltme talebi üzerine iade kararımız sonrası dosya arasına alınan ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/291 esas, 2012/567 karar sayılı dosyasının incelenmesinde; sanık ..."nin (davacı-davalı koca) eşinin köy imamına sığınması nedeniyle, köy imamının evine giderek belindeki silahı göstermek suretiyle silahla tehdit suçunu işlediği ve bu nedenle ceza aldığı, hükmolunan cezanın ertelenmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda ceza mahkemesince verilen karar kesinleşmemiş ise de; davacı-davalı (kadın)"ın şikayetinin haksız olduğundan bahsedilemez. Açıklanan nedenlerle boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı (koca)"nın tam kusurlu olduğu anlaşılmakla davacı-davalı (kadın)"ın karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemizin 18.03.2014 gün ve 2013/22728 esas, 2014/6114 karar sayılı onama kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda; eşine şiddet uygulayan ve sadakatsiz davranışlar içine giren davalı-davacı (koca)"nın tam kusurlu olduğu, davacı-davalı (kadın)"ın ise kusurlu bir davranışının ispat edilemediği anlaşılmıştır.
Türk Medeni Kanununun 166. maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi, karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166. maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır (TMK.md. 166/2).
Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davalı-davacı (koca)"nın tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davacı-davalı (kadın)"a atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle davalı-davacı (koca)"nın boşanma davasının reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ:Davacı-davalı (kadın)"ın karar düzeltme isteminin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440-442. maddeleri gereğince kabulü ile Dairemizin 18.03.2014 gün ve 2013/22728 esas, 2014/6114 karar sayılı onama kararının yukarıda 1. bentte gösterilen nedenlerle tamamıyla kaldırılmasına, hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple davalı-davacı (koca)"nın boşanma davası yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair yönlerin incelenmesine yer olmadığına, istek halinde karar düzeltme harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 25.12.2014 (Prş.)