Esas No: 2022/1991
Karar No: 2022/3857
Karar Tarihi: 20.04.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/1991 Esas 2022/3857 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Muğla Üniversitesi Bodrum Güzel Sanatlar Fakültesi Nasuhoğlu Kültür Merkezi inşaatı yapım işinin ihalesini davalı ile ortak girişim olarak alan davacı, ihtara rağmen ödenmeyen 215.000 TL'nın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davada, Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, dosya Dairece Muğla Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiğinde, görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine davanın usul yönünden reddine karar verilmiştir. Kararda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın adi ortaklık hükümleri dikkate alınarak adi ortaklığın tasfiye hükümlerinde belirtilen sıra ve yöntem izlenerek çözümlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, Mahkeme Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca davanın ticari işletme niteliğindeki adi ortaklığı kuran davacı ve davalı gerçek kişi tacirlerin ticari işletmelerine ilişkin olduğu ve buna göre TTK’nın 4. maddesi uyarınca her iki taraf için ticari sayılan davanın asliye ticaret mahkemesine ait olduğu belirtilmiştir. Ancak, uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yeni kurulan Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi faaliyet göstermediğinden, Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu sonucuna varılmıştır. Sonuç itibariyle, hükümdeki yanlışlığın giderilmesi için hükmün gerekçesi değiştirilerek ve düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. Kararda, Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi hakkında da açıklamalara yer verilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; Muğla Üniversitesi Bodrum Güzel Sanatlar Fakültesi Nasuhoğlu Kültür Merkezi inşaatı yapım işinin ihalesini davalı ile ortak girişim olarak aldıklarını, iş ortaklığı beyanamesine göre girişimin %51 payının kendisine, %49 payının davalıya ait bulunduğunu, inşaat sonrası hesapların incelenmesinde davalının ortak girişimden 934.000 TL avans aldığının, buna karşılık yaptığı harcamaların 539.000 TL olduğunun belirlendiğini, ortak girişim hesabından fazladan aldığı 395.000 TL'nın 215.000 TL'sının ortak girişime iadesi için gönderilen ihtara davalının borçlu olmadığı şeklinde cevap verdiğini ileri sürerek, ihtara rağmen ödenmeyen 215.000 TL'nın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Davanın açıldığı Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesince; ispatlanamayan davanın reddine dair verilen karar, davacının temyizi üzerine, Dairece verilen 15/09/2015 tarihli ve 2015/2996 Esas 2015/14146 Karar sayılı kararla; taraflar arasında düzenlenen sözleşme ile geçerli bir adi ortaklık sözleşmesinin kurulduğu, uyuşmazlığın adi ortaklık hükümleri dikkate alınıp adi ortaklığın tasfiye hükümlerinde belirtilen sıra ve yöntem izlenerek çözümlenmesi gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyan mahkemece; 215.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili suretiyle taraflar arasındaki ortaklığın tasfiyesine dair verilen karar, davalının temyizi üzerine, Dairece verilen 10/09/2019 tarihli ve 2019/1842 Esas 2019/6466 Karar sayılı kararla, tarafların ödeme ve harcamalara yönelik ikrarları da dikkate alınarak, davacı tarafından yapılan harcamalara ilişkin sunulan fatura içeriklerinin adi ortaklık kapsamında yürütülen inşaat yapım işi kapsamında kullanılıp kullanılmadığının belirlenmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından Muğla İlinde 01/09/2021 tarihinden itibaren Asliye Ticaret Mahkemesi kurulup faaliyetine başlamasına karar verildiği gerekçesiyle, dosyanın görevli ve yetkili Muğla Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine dosyanın gönderildiği Muğla Asliye Ticaret Mahkemesince; görev hususunun dava şartlarından olduğu, mahkemece re'sen ve davanın her aşamasında değerlendirilebileceği, taraflar arasındaki adi ortaklıktan kaynaklanan ihtilafın
Borçlar Kanunu hükümlerine göre çözülmesi gerektiği, taraflar tacir ve davanın da ticari dava olmadığı, davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait bulunduğu gerekçesiyle, davanın usul yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)'nun 4 üncü maddesinde; aynı Kanun'un 21 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince her iki taraf için ticari sayılan hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari dava olabilmesi için, uyuşmazlığa konu sözleşmenin taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olması yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Somut olayda; davaya konu adi ortaklık sözleşmesinin, müşterek amacın gerçekleşmesinin zaman alacak olması nedeniyle ortaklar arasında sürekli bir borç ilişkisi teşkil ettiği ve bu sözleşme nedeniyle açılan davalarda ortakların taraf olduğu gözetildiğinde, davanın ticari işletme niteliğindeki adi ortaklığı kuran davacı ve davalı gerçek kişi tacirlerin ticari işletmelerine ilişkin olduğu, buna göre TTK'nın 4 üncü maddesi uyarınca her iki taraf için ticari sayılan davaya bakma görevinin asliye ticaret mahkemesine ait olduğu anlaşılmaktadır.
Bu aşamada davanın görüleceği mahkemenin, Muğla'da ayrı asliye ticaret mahkemesi bulunmaması nedeniyle davanın açıldığı Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesi mi yoksa yargılama sırasında kurulan Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi mi olduğunun tespiti gerekmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 142 nci maddesine göre; mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir. Anayasa'nın kanuni hâkim güvencesi başlığını taşıyan 37 nci maddesi; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir.
Bilimsel çevrelerde ve uygulamada, kanunî hâkim güvencesi, uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir.
Dikkat edilecek olursa Anayasa’daki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir.
O hâlde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır.
Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18/05/2011 tarihli ve 2011/11-233 E. 2011/330 K., 04/04/2019 tarihli ve 2017/11-10 E. 2019/401 K. sayılı kararları ile Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 21/02/2022 tarihli ve 2022/1073 E. 2022/2686 K. sayılı kararı aynı yöndedir).
Hakimler ve Savcılar Kurulunun 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararı ile yeni kurulan (..., ......) asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevreleri belirlenmiştir. Ancak halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
Açıklanan bu hukuki ve maddi olgular karşısında somut olay irdelendiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamasını yapacak ve çözecek mahkeme, uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olan Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesi olup, dava tarihinden sonra kurulan ve faaliyete geçirilen Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından davaya bakılması olanaklı değildir.
Hal böyle olunca; mahkemenin davanın ticari davalardan olmadığı yönündeki gerekçesi usul ve kanuna uygun değilse de, sonucu itibariyle doğru olan hükümdeki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün gerekçesinin değiştirilmesi ve düzeltilmesi, HUMK'nın 438 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; sonucu itibariyle doğru olan hükmün gerekçesi değiştirilmiş ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 235,70 TL fazla alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.