Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/987
Karar No: 2022/3878
Karar Tarihi: 20.04.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/987 Esas 2022/3878 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, davalının mesul müdürü olduğu bir şirketten satın aldığı ilaçların fatura edilmiş ancak yeşil kart hak sahiplerine teslim edilmemiş kutuların eczanede bulunduğunu öne sürerek zararının karşılanmasını talep etmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi, davacının kesin süre içerisinde mirasçılık belgesini sunmaması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar vermiş, ancak bu karar Yargıtay tarafından bozulmuştur. Yargıtay, verilen kesin sürenin yeterli olması gerektiğini, tarafların taraf teşkilinin sağlanması için makul bir sürenin verilmesinin gerektiğini ifade etmiştir. Kanunen belirlenen sürelerin kesin olduğu ve tayin edilen sürenin kesin olduğu belirtilen HMK'nın 94. maddesi gereğince, belirlenen süreyi geçiren taraf yeniden süre isteyebilir, ancak ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. HMK'nın 119/2. maddesi uyarınca, taraf teşkilinin verilen süre içerisinde sağlanamaması halinde davanın açılmamış sayılmasına değil, usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir.
3. Hukuk Dairesi         2022/987 E.  ,  2022/3878 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalının mesul müdürü olduğu ... ... tarafından kuruma fatura edilmiş 469 kutu ilacın 64 kutusunun yeşil kart hak sahiplerine teslim edilmiş gibi fatura edildiğini ancak kupürü kesilmiş ilaç kutularının eczanede bulunduğunun tespit edildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kurumun zararına tekabül eden 2.287,71 TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, HMK'nın 119. maddesi uyarınca davacının kesin süre içerisinde mirasçılık belgesini dosyaya sunmayarak taraf teşkilinin sağlamamış olması sebebiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava sözleşmeye aykırılık nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen karar, davalı tarafın temyiz isteminde bulunması üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin (kapatılan) 05.04.2016 tarih, 2015/36072 Esas, 2016/9595 Karar sayılı ilamı ile “...Tarafları aynı olan ve sonuçları birbirini etkileyecek nitelikte bulunan Görele Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/135 e.s.lı dosyası henüz sonuçlanmamıştır. Hal böyle olunca yukarıda zikredilen Görele Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/135 e.s.lı sayılı dava dosyasının sonucunun bekletici mesele yapılmak suretiyle hüküm tesisi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir...” gerekçesiyle bozulmuş, bozma sonrasında yapılan yargılamada Mahkemece, davacı vekiline 07.07.2017 tarihli celsede davalı ...'ın mirasçılık belgesini çıkartmak üzere yetki ve bir haftalık kesin süre verildiği, davacı vekilinin duruşma gününe kadar hiçbir başvuruda bulunmadığı, ayrıca iş yoğunluğundan bahsederek esaslı bir mazeret sunmadığı, davacı vekilinin mazereti olsa dahi bu durumun kesin süreye etkisi olmayacağı gerekçesiyle, taraf teşkilinin sağlanamamış olması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 94. maddesinde “Kanunun belirlediği süreler kesindir. Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez.” hükmü düzenlenmiştir.
    Hemen belirtmek gerekir ki ister kanun isterse hakim tarafından tayin edilmiş olsun kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak yoktur. Böylece kesin sürenin kaçırılması; o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, bazen davanın kaybedilmesine dahi neden olmaktadır. Bu itibarla geciken adaletin de bir adaletsizlik olduğu düşüncesinden hareketle, davaların yok yere uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır.
    Öncelikle, kesin süreye ilişkin ara kararı her türlü yanlış anlaşılmayı önleyecek biçimde açık ve eksiksiz yazılmalı, yapılacak işler teker teker belirtilmelidir. Bunun yanında verilen süre yeterli, yapılması gerektiği belirlenen işler gerekli ve yapılabilir nitelik taşımalı, ayrıca hakim süreye uymamanın sonuçlarını açıkça anlatmalı, tarafları uyarmalıdır.
    Taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneği olup, medeni (maddi) hukuktaki medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyetinin, medeni usul hukukunda büründüğü şekildir. Buna göre, medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. Nitekim, HMK’nın 50. maddesinde, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın, dava ehliyetine de sahip olduğu, anılan Kanunun 114. maddesinin (d) bendinde, tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmalarının dava şartı olduğu, 115/1. maddesinde ise, mahkemenin, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı, tarafların da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilecekleri, 115/2. maddesinde ise taraflara dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verileceği, bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmezse davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedileceği belirtilmiştir.
    Somut olayda; mahkemece 07.07.2017 tarihli celsede davacı vekiline, vefat eden davalı ...’ın mirasçılık belgesini temin etmek üzere başvuruda bulunmak için yetki ve bir haftalık kesin süre verildiği, aksi halde HMK’nın 119/2. maddesi gereği davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtar edildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda değinildiği üzere, vefat eden davalı ...’ın mirasçıları davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerekmekte olup, taraf teşkilinin verilen süre içerisinde sağlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına değil, HMK’nın 119/2. maddesi gereği usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir. Bu sebeple davacı vekiline yapılan ihtarda, verilen kesin süre içerisinde belirtilen işlemin yerine getirilmemesi halinde, davanın usulden reddine karar verileceğinin ihtar edilmesi gerekirken, davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtar edilmesi doğru görülmemiştir.
    Diğer yanda mahkemece verilen kesin sürenin, tarafın işlemi yerine getirilmesini sağlayacak nitelikte yeterli ve makul bir süre olması gerekmektedir. Mahkemece 07.07.2017 tarihinde davacıya işlemin ifası için bir haftalık kesin süre verilirken, bir sonraki celse tarihinin 06.10.2017 olarak belirlendiği dikkate alındığında, verilen bir haftalık sürenin anılan işlemin yerine getirilmesi için makul bir süre olduğunun kabulü mümkün değildir.
    O halde mahkemece, davacı tarafa yukarıda belirtilen ilke ve esaslar çerçevesinde vefat eden davalı ...’ın veraset ilamını sunması için usulüne uygun şekilde oluşturulacak ihtar ile makul bir süre verip sonucu dairesinde bir karar verilmesi gereken, bu hususlar gözetilmeden yanılgılı değerlendirme ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın HUMK.nın 428. maddesi gereğince temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi