Esas No: 2022/2410
Karar No: 2022/3784
Karar Tarihi: 20.04.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/2410 Esas 2022/3784 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Asıl davada taraflar arasındaki adi ortaklığın sona erdirilmesi talep edilmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile adi ortaklığın sona erdiğinin tespiti ve tasfiyesi sonucunda 43.250 TL'nin davalı ...’tan tahsiline karar verilirken, davalılar ... ve ... yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara ve delillere bakıldığında, davacının sair temyiz itirazları reddedilmiştir. Ancak, mahkeme kararında yargılama giderlerinin haklılık oranına göre paylaştırılması hükmü usul ve kanuna aykırıdır. Ayrıca, davalı ... lehine vekalet ücreti takdir edildiği halde, ilk kararda bu işlem davalıların temyiz etmemesi nedeniyle kesinleşmişken ikinci kararda davalı ... ile birlikte davalı ... lehine de vekalet ücretine hükmedilmesi yanlıştır. Bu nedenlerle, hüküm fıkrasında değişiklik yapılarak asıl davaya ilişkin davalı ... lehine vekalet ücreti takdirine devam edilirken, yargılama giderleri haklılık oranına göre düzenlenerek davacıdan alınan yargılama harçlarının sadece davalı ...’dan tahsil edilmesine karar verilmiştir. Kanuni düzenlemeye göre, davada iki tarafın da kısmen haklı çıkması halinde, yargılama giderleri haklılık oranında mahkeme tarafından resen paylaştırılır. Ancak yargılama harçları için bu hüküm geçerli değildir, davalıya yükletilir. Kararın sonunda belirtilen kanun maddesi, HMK’nın 326 ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak ve muarazanın giderilmesi davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı/birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı asıl davada; aktar dükkanını 11/03/2011 tarihinden beri davalı kuzeni ... ... ile işlettiklerini, babası... ile davalı ...'ın babası olan diğer davalı ...'ın da dükkanda çalıştığını, davalı ...'ın babası... ile annesine dükkana gelmemelerini söylediğini, Amerika Birleşik Devletlerinde öğrenim görmesi nedeniyle anne ve babasına vekaletname verdiğini, davalı ...'ın babası...'ı dükkandan uzaklaştırmaya çalıştığını, birbirlerini savcılığa şikayet ettiklerini, aralarında kamu davası bulunduğunu, davalı ...'ın el atmanın önlenmesi davası açtığını, davalıların 19/08/2013 tarihinde işgal ettikleri dükkanın günlük cirosunun 600 TL olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere, çekişmenin giderilmesini ve 51.900 TL kar payı alacağının davalı ...'tan avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalılar; ortak olmayan ... ve ...'a husumet yöneltilemeyeceğini, davacının annesi ... ve babası...'ın iş yerini işgal ederek güvenlik kameralarını kırdıklarını, taraflar arasında davalar olduğunu, davacının ABD'de okuduğunu, borçları kendilerinin ödediklerini, davacının payının ödendiğini savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 43.250 TL'nin davalılardan ... ... ve ...’dan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, davalı ... yönünden davanın sıfatı bulunmadığından reddine, davalıların davacının vekillerinin dükkana girmesine engellemek şeklindeki muarazalarının engellenmesine dair verilen karar, davalıların temyizi üzerine; Dairece verilen 16/04/2018 tarihli ve 2016/12371 E. 2018/4007 K. sayılı kararla; taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesine dair işlemlerin Türk Borçlar Kanununun 642 ve devamı maddeleri gerçekleştirilmesi, ayrıca belirlenen kar payından ortak olmayan ...'ın sorumlu tutulmaması gereçesiyle bozulmuştur.
Bozma sonrası birleşen davada davacı ...; davalı ...’un adi ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Bozmaya uyan mahkemece; aleyhe hüküm verme yasağı ilkesi gözetilerek, asıl davanın kısmen kabulü ile davacı ile davalı ... arasındaki adi ortaklığın sona erdiğinin tespiti ile adi ortaklığın tasfiyesi sonucunda 43.250 TL'nin davalı ...’tan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, davalılar ... ve ... yönünden davanın husumet yokluğundan reddine, konusuz kalan birleşen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, asıl davanın davacısı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- 6100 sayılı HMK’nın 326 ncı maddesinin ikinci fıkrası; "Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır.” hükmünü içermektedir.
Açıklanan bu hükme göre; davada iki tarafın da kısmen haklı çıkması halinde, yargılama giderleri haklılık oranında mahkeme tarafından resen paylaştırılır. Ancak bu hüküm, yargılama harçları için uygulanmaz. Çünkü, davanın reddi hariç, mahkum edilen miktara göre belirlenen harç daima davalıya yükletilir. Bu nedenle, diğer yargılama giderleri gibi haklılık oranına göre tekrar taraflar arasında bölüştürülemez.
Buna göre mahkemece; davanın kabul edilen kısmı üzerinden belirlenen yargılama harçlarının davalı ...'tan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yargılama harçlarının da diğer yargılama giderleri ile birlikte haklılık oranına göre tahsiline karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırıdır.
Bundan ayrı mahkemece; ilk kararda hakkındaki dava husumet yokluğu nedeniyle reddedilen davalı ... lehine vekalet ücreti takdir edilmediği, kararın davalılar tarafından bu yönden temyiz edilmemesi nedeniyle vekalet ücreti yönünden kesinleştiği gözetilmeksizin, ikinci kararda, davalı ... ile birlikte, davalı ... lehine de vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki bu yanlışlıkların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nın 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının asıl davaya ilişkin, davalı ... lehine vekalet ücreti takdir edilen (6) numaralı bendi ile yargılama giderlerini düzenleyen (7) numaralı bendin çıkartılarak yerlerine sırasıyla;
“6- Davanın ... yönünden husumet yokluğundan reddi nedeniyle 5.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...’e verilmesine,",
"7- Davacı tarafından karşılanan toplam 4.328,62 TL yargılama giderinden haklılık oranına göre belirlenen 1.645 TL yargılama gideri ile davacı tarafından karşılanan toplam 2.873,40 TL harcın davalı ...’tan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,” bentlerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.