Esas No: 2021/3162
Karar No: 2022/3846
Karar Tarihi: 20.04.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/3162 Esas 2022/3846 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davalılar arasında görülen işlemlerin iptali ve tapu kaydının düzeltilmesi talepleri ile birlikte tazminat istemiyle açılan davada, mahkeme önce kısmi kabul kararı vermiş, ardından Yargıtay'ın bozma kararı sonrası yeniden yapılan yargılama sonucunda davacının talepleri reddedilmiştir. Ancak bozma kararına uymayan mahkemenin verdiği ilk kararda, davalı ... tarafından temyiz edilmeyen kısım için davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bu nedenle mahkemenin ilk kararda hükmedilen tutarlar ile sınırlı olacak şekilde yeniden karar vermesi gerekmektedir.
Detaylı kanun maddeleri şunlardır:
- Usuli kazanılmış hak kavramı HMK'da düzenlenmemiş olsa da, Yargıtay uygulamaları ile ortaya çıkmıştır ve usul hukukunun önemli ilkelerinden biridir.
- Usuli kazanılmış hak için, bir usul işlemi sonucu taraflardan birinin kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkı elde etmesi gerekmektedir.
- Yargıtay bozma kararının kapsamı dışında kalan kısımlar kesinleşir ve bu kesinleşen kısımlar için lehine olan tarafa usuli kazanılmış hak oluşur.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAİ HAKLAR) HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında birleştirilerek görülen itirazın iptali ile tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacı; davalılardan ...'ın 08/09/2006 tarihinde Halk Bankasından kullandığı konut kredisine, diğer davalı ...'in müteselsil kefil olduğunu, kredinin çekilebilmesi için maliki olduğu taşınmazı tapuda davalı ...'a devir ettiğini, davalıların kredi borcunu ödemeyince ipotek konulan taşınmazın satılmaması için kredi taksitlerinin çoğunluğunu ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek; ödediği taksitler tutarının tahsili için başlatılan takibe davalıların haksız itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı; asıl davada sözü geçen banka kredisinin çekilebilmesi için güvene dayalı olarak davalıya devrettiği taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini, bunun mümkün olmaması halinde taşınmazın değeri kadar olan miktarın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini karar talep etmiştir.
Davalı ... asıl davada; davacının kendisine borcu bulunduğunu, karşılığında davaya konu taşınmazı devir ettiğini, borçların bu şekilde tasfiyesinden sonra bakiyesine de kredi borcunu ödediğini savunmuş; davalı ..., davalı ...'un davacı adına bankadan 100.000TL'lik kredi kullandığını ve kredinin 50.000TL'sinin davacı, 50.000TL'sinin de oğlu Ercüment'e verildiğini, bu nedenle kredi borcunun 50.000TL'sini davacıya geri ödediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; asıl davada davacı tarafından toplam 136.382,13TL ödeme yapıldığı, davacının davalılardan bu miktar kadar alacaklı olduğu, ancak icra takibinde davalılardan 127.059,79TL alacak talebinde bulunduğu, taleple bağlılık ilkesi uyarınca davacının 127.059,79TL alacağından, davalı ... tarafından ödendiği duruşmada ikrar edilen 22.000TL'nin düşümü ile davalıların davacıya bakiye 105.059,79TL borcunun bulunduğu, davalıların bu miktar kadar itirazları haksız olduğu birleşen davanın ise ispatlanamadığı gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulü ile takibin 105.059,79TL asıl alacak üzerinden devamı ile 21.011,95TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline; birleşen davanın reddine dair verilen hüküm, davacı ve davalılardan ...'in temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 25/02/2016 tarihli ve 2015/27634 Esas 2016/5843 Karar sayılı kararıyla; " Davalı ... tarafından dava dışı bankadan kullanılan 100.000 TL'lik kredinin davacı hesabına yattığı ve 50.000 TL'sinin davacı, 50.000 TL'sinin de davalı ... tarafından alındığı tarafların beyanları ile özellikle davalı ...'ın kabulünden anlaşılmaktadır. O halde, kullanılan kredinin yarı yarıya paylaşıldığı gözetildiğinde, ödemesinin de davacı ile davalı ... tarafından yarı yarıya yapılması esastır. Mahkemece, kredinin bankaya ödenmesi gereken toplam tutarından tarafların yarı hissesine düşen tutarı belirlenerek, davacı tarafından dava dışı bankaya yapılan ödeme tutarına oranı bulunarak davalı ...'ın yarı hisseye göre ödemesi gereken tutarı bulunmalı ve sonucuna uygun bir karar verilmelidir. " gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece; kredinin 120 taksitte ödenmesi gereken toplam tutarının 254.056,20TL olduğu, bu tutarın tarafların paylarına düşen 1/2 oranının 127.028,10TL olduğu, davalı ... tarafından ödenen paranın mahsubu ile davacı tarafça bankaya 114.382,13TL ödendiği, bu itibarla davacının davalıdan talep edilebilir bir alacağı olmadığı birleşen davanın da ispatlanamadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1) Usuli kazanılmış hak kavramı anlam itibariyle bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Usuli kazanılmış hak kurumu HMK'da düzenlenmiş olmamakla beraber davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir (09/05/1960 T., 21/9; 04/02/1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı) Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.
Mahkemece verilen kararın Yargıtay bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmesi durumunda usuli kazanılmış hak doğmuş olur. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez.
Yani kesinleşmiş bu kısımlar, o kısımlar lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak teşkil eder.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; mahkemece verilen ilk kararda asıl davanın kısmen kabulüne, takibin 105.059,79TL asıl alacak üzerinden devamına, takip tarihi olan 05/09/2012 tarihinden itibaren değişen oranlar uygulanmak suretiyle yasal faiz uygulanmasına, 21.011,95TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline dair hüküm kurulmuş; bu karara davalı ... tarafından temyiz edilmediğinden davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur.
Buna göre mahkemece; 26/06/2014 tarihli kararı, asıl davada davalı ...'ın temyiz etmediği, bu itibarla, adı geçen davalı yönünden karardaki tutar kadar davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek, bozmadan önce verilen ilk kararda hükmedilen alacak kalem tutarları ile sınırlı olacak şekilde karar verilmesi gerekirken, davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hak ihlal edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
2)Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.