
Esas No: 2021/2888
Karar No: 2022/2389
Karar Tarihi: 28.03.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/2888 Esas 2022/2389 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı, aracına el konulduktan sonra yapılan yargılama sonucunda beraat ettiği için tazminat talebinde bulundu. Ancak yerel mahkeme, davacının tazminat talebinin 466 sayılı Kanuna tabi olmadığı gerekçesiyle reddetti. Bölge Adliye Mahkemesi yapılan istinaf başvurusunu esastan reddetti. Temyiz edilen karar ise 5271 sayılı CMK'nın 302/1 ve 304/1 maddeleri uyarınca esastan reddedilerek dosyanın Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verildi. 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5320 sayılı CMK ile birlikte 07.05.1964 tarihli ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan ve Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkındaki Kanun yürürlükten kaldırılmıştır. Yerine, Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat başlığı altında 141 ila 144. maddeleri içeren yeni bir kanun getirilmiştir. Bu nedenle, el koyma tarihi ile 1 Haziran 2005 tarihleri arasındaki el koyma tedbirleri 466 sayılı Kanuna tabidir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat
Hüküm : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi
Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hükme yönelik, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 06.03.2017 tarihli, 2017/700 Esas, 2017/482 Karar sayılı "düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine" ilişkin kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tazminat talebinin dayanağı olan Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2000/804 Esas – 2005/283 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacıya ait 34 ZM 3981 plaka sayılı araca dolandırıcılık suçu kapsamında 2000 yılında el konulduğu, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 22.03.2006 tarihinde kesinleştiği,
Davacının 50.000 TL maddi, 30.000 TL manevi tazminatın yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece davanın el koyma tarihi itibariyle 466 sayılı Kanuna tabi olduğu ve söz konusu Kanun kapsamında el koyma nedenine dayalı tazminat hakkının düzenlenmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine davacı vekili ve davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda hüküm fıkrasına davalı lehine vekalet 3.960 TL avukatlık ücretinin eklenmesi suretiyle düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup;
1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 18. maddesi ile 07.05.1964 gün ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan ve Tutuklanan Kimselere Tazminat verilmesi hakkındaki Kanun yürürlükten kaldırılmış ve 5271 sayılı CMK'nın yedinci bölümünde, Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat ana başlığı altında, 141 ila 144. maddelerin, tazminat isteme koşulları ve sonuçları yeniden kapsamlı bir şekilde düzenlenmiştir, 5320 sayılı Kanunun 6. maddesindeki Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ila 144. madde hükümlerinin 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren yapılan işlemler hakkında uygulanacağı, bu tarihten önceki işlemler hakkında ise, 07.05.1964 tarihli ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağının belirtilmiş olması karşısında,
El koyma tarihi ile 1 Haziran 2005 tarihleri arasındaki el koyma tedbirinin 466 sayılı Kanuna tabi olduğu ve bu Kanunda el koyma tedbirine ilişkin tazminat hakkının düzenlenmediği, 1 Haziran 2005 tarihinden sonraki el koyma tedbirinin ise 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa tabi olduğu, davacı hakkındaki beraat kararının 22.03.2006 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle CMK’nın 142/1. maddesindeki bir yıllık yasal süre geçtikten sonra dava açılması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi sonucu itibariyle doğru olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin davanın kabul edilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve Kanuna uygun bulunan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin 06.03.2017 tarihli, 2017/700 Esas, 2017/482 Karar sayılı düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karara karşı yapılan temyiz isteminin isteme uygun olarak 5271 sayılı CMK'nın 302/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE; 5271 sayılı CMK'nın 7165 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesi ile değişik 304/1. maddesi uyarınca, dosyanın gereği için Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesine; kararın bir örneğinin de Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesine iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE; 28.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.