
Esas No: 2020/11979
Karar No: 2022/2352
Karar Tarihi: 28.03.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/11979 Esas 2022/2352 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacının ihaleye fesat karıştırma suçundan gözaltına alınıp, tutuklu kaldığı ve sonrasında beraat ettiği olayla ilgili tazminat davasında, yerel mahkeme tarafından 12.028 TL maddi, 12.000 TL manevi tazminata hükmedildiği fakat davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edildiği belirtilir. Yapılan incelemede kararın dava türünde yanlış bir ibare kullanıldığı, tazminat miktarının düzeltilmesi gerektiği ve manevi tazminat miktarının fazla olduğu sonucuna varılır. Bu sebeple, davacıya 920,20 TL maddi tazminat ödenmesi, manevi tazminat miktarının yeniden tespit edilmesi ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilir. Kanun maddeleri olarak ise, 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi belirtilir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davacının davasının kısmen kabulüyle; 12.028,00 TL maddi, 12.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında, dava türü olarak, "Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat'' yerine, ''Yakalama veya Tutuklama Sonrası KYO veya Beraat Kararı Verilmesi Halinde Tazminat'' ibaresine yer verilmesi, mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak kabul edilmiştir.
Tazminat talebinin dayanağı olan Osmaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2015/368 Esas - 2016/187 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının ihaleye fesat karıştırma suçundan 14.07.2009–17.07.2009 ve 20.07.2009-21.07.2009 tarihleri arasında 4 gün gözaltında, 21.07.2009-07.09.2009 tarihleri arasında 48 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 15.07.2015 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacının 150.000,00 TL maddi, 150.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 12.028,00 TL maddi, 12.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedildiği anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin tazminat miktarının az olduğuna, davalı vekilinin reddedilen kısım için davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine, eksik incelemeye ve sair nedenlere ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Dosya içeriğine göre, tutuklandığı tarihte davacının çeşitli şirketlerin ortağı ve şirket müdürü olduğu, şirketlerin gelir durumu ile davacının şahsi zararının birbirinden bağımsız olarak değerlendirilerek davacının tazmin edilebilir gerçek maddi zararının ortaya çıkartılması gerektiği, ayrıca davacının ortağı ve şirket müdürü olduğu şirketlerden maaş ya da huzur hakkı gibi maddi bir karşılık aldığına yönelik herhangi bir iddia bulunmadığı, davacının gözaltında ve tutuklulukta kaldığı 2009 yılı içinde şirketlerin kar getirdiği de göz önünde bulundurulduğunda, tutuklu kalınan döneme ilişkin olarak 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarları esas alınıp ay ve gün üzerinden hesaplama yapılarak 920,20 TL'nin maddi tazminat olarak davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda fazla manevi tazminata hükmolunması,
Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin ve davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 28.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.