4. Hukuk Dairesi 2016/13987 E. , 2019/1457 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Birleşen Ardahan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/309 esas, 2016/3 karar sayılı dosyası
Asıl ve birleşen davada davacılar ... ve diğerleri vekilleri Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 17/10/2007 (asıl) – 04/09/2015 (birleşen) günlerinde verilen dilekçeler ile haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/02/2016 günlü kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar ... ve arkadaşları vekili tarafından, duruşmasız olarak incelenmesi davacılar vekili ve davalı Ardahan ... vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 26/02/2019 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine taraflardan kimsenin gelmediği görüldü, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Asıl dava, müşterek çocuk..."e velâyeten, kendilerine asaleten davacılar ... ve Yenigül Karataş tarafından açılmış olup karar başlığında;..."in adının davacılar arasında gösterilmemesi ve birleşen Ardahan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/309 esas, 2016/3 karar sayılı dosyasının bilgilerine yer verilmemesi, mahallînde düzeltilebilir maddi hata olarak değerlendirilmiş ve bozma sebebi yapılmamıştır.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı Ardahan ... dışındaki tarafların, aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacılar ... ve..."ın diğer temyiz itirazına gelince;
Asıl ve birleşen ek dava, haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili; müvekkilleri... ve ..."ün müşterek çocukları,..."nun kardeşleri olan ... ve..."in, 06/03/2005 tarihinde su dolu inşaat çukuruna düşerek vefat ettiklerini, daha önce de aynı yerde ölüm ile sonuçlanan benzer bir olay yaşanmasına rağmen, davaya konu çukurun davalıların ağır ihmali ile açıkta bırakılmaya devam edildiğini, gerekli güvenlik önlemlerinin alınmaması ve davalı Ardahan Belediyesince de inşaat alanı denetlenerek çukurların kapatılmasının sağlanmaması nedeniyle davalıların zarardan sorumlu olduklarını belirterek asıl davada maddi ve manevi, birleşen ek davada maddi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılar vekilleri; davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece; henüz yeni idrak çağında olan çocukların ebeveynlerince yeterince gözetilmediği, inşaatın yapımına ara verilen süreçte açılan çukurların kapatılmadığı gibi gerekli güvenlik önlemlerinin de alınmadığı, davalı belediyenin de üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediği, bu nedenle tarafların kusurlu oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde; takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu somut olayda; davacıların ölenlere yakınlığı, aynı olay sonucu iki küçük çocuklarının yaşamlarını yitirmiş olması, olay tarihi, olayın gelişimi ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde; davacı anne ve baba yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarları azdır. Davacılar ... ve ... yararına daha üst düzeyde manevi tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması nedeniyle kararın bozulması gerekmiştir.
3-Davalı Ardahan Belediye Başkanlığının temyiz itirazına gelince;
Davalı ..., kamusal kurallar çerçevesinde faaliyet göstermekte olup eylem ve işlemleri de kamusal niteliktedir. İstemin ileri sürülüş biçimine göre davacılar açıkça; davalı belediyenin, kamu hizmeti kapsamındaki görevlerine dayanmışlardır. Bu görevlerin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi hizmet kusuru niteliğindedir. Kamu hizmetinin görülmesi sırasında ve hizmet kusurundan doğan zararların gideriminde ise idari yargı görevlidir. (2577 sayılı İYUK"un 2. maddesi)
Görev sorunu, kamu düzenine ilişkin olup açıkça veya hiç ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden ve öncelikle gözetilir. Açıklanan nedenle; mahkemece, davalı Ardahan ... yönünden yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
4-Davalılar ... ile ... mirasçılarının diğer temyiz itirazına gelince;
S.S. ... Konut Yapı Kooperatifinin yönetim kurulu üyesi olan davalılar ... ile ... mirasçıları, yargılama sırasında 09/06/2015 e-imza tarihli dilekçeleriyle; bilirkişi raporlarında dava dışı arsa sahipleri ... ve... ile kooperatifin 1993 yılındaki yönetim kurulu üyelerine kusur izafe edildiğini belirterek davanın adı geçen arsa sahipleri ile kooperatifin 1993 yılındaki yönetim kurulu üyeleri tespit edilerek onlara ihbarını talep etmişlerdir.
Davanın ihbarı ve şartları, 6100 sayılı HMK"nın 61 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre; taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir.
Davanın ihbarı mahkeme aracılığı ile yapılabileceği gibi mahkeme dışı vasıtalarla da yapılması mümkündür. Davanın ihbarını mahkeme aracılığı ile isteyen taraf, dilekçe ile mahkemeye başvurmalıdır. Mahkeme, davanın ihbarına ilişkin dilekçenin üçüncü kişiye tebliği için davanın ihbar şartlarının bulunup bulunmadığını inceleyemeyeceği gibi ihbar talebinin reddine ya da kabulüne de karar vermemelidir. Mahkeme ihbar dilekçesinin üçüncü kişiye tebliği ile yetinmelidir (Hukuk Genel Kurulunun 06/12/2017 gün, 2016/(7)22-2396 esas, 2017/1533 karar sayılı ilamı).
Mahkemece, davalılar ... ile ... mirasçılarının ihbar talebi karşılanmamış olup kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar ... ve Yenigül Karataş, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Ardahan ..., (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ile ... mirasçıları yararına BOZULMASINA, davalı Ardahan ... dışındaki tarafların diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine, bozma nedenine göre davalı Ardahan Belediye Başkanlığının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 14/03/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.